Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum iyi okumalar.💕
----Yerim------
Gün sonunda bitmişti.Tüm günü yarının nasıl geçiceğini düşünerek geçirmiştim zaten.
Eve gittiğimde babam elinde bir içki şişesiyle birlikte öylece oturuyordu.Beni görünce umursamadı.Bende fırsattan istifade hemen kendimi odama attım.
Bir duş alıp çıktıktan sonra yatağıma uzanıp Jungkook'a mesaj attım
-Yarın kaçta geleceksin ?
-14 gibi uygun mu ?
-Ah evet uygun yarın görüşürüz
-Görüşürüz ;)
Açıkcası korkuyordum.Çünkü babamın sağı solu belli olmuyordu.Tabiki Jungkook'u eve sokmayacaktım ama yani babamı görür yada en kötüsü babam beni onunla görürse beni döve döve öldürürdü...
Bunları düşünmeyi bırakman lazım diye söylendim kendi kendime.
Şimdi başka büyük sorun olan ; Yarın ne giysem ?
Evet fazla kıyafetim olmadığından pek fazla seçeneğimde yoktu maalesefWendy ablanın veriği kot bir şort üstüne iste beyaz bir tişört onun üstünede taba rengi bir hırka alırım.
Bence idare eder.Yarın dinç olmak ve birazda zamanın hızla geçmesini istediğim için yatağa yatıp gözlerimi yumdum
Umarım sorunsuz geçer.
Depderin ışık almayan bir deniz gibiydi ruhum.Günü gelince kuruyup gitmeyi yok olmayı dileyen bir deniz..
Ama ilk defa o karanlığa bir ışık geldi.İlk defa deniz dalgalandı..
O kadar ki sularıyla sarıp sarmalamak istemişti ışığı.Böylesine mutlu olmuştu...Ama bir yandanda korkuyordu deniz ; ya ışığı kendine - derinliklerine - çekip soğurursa ? İşte o zaman kuruyup giderdi...
Yerim ; Ruhunun diplerinde karanlığı yaşayan bir kız kendi sularına boğulmayı bekliyordu.Taaki bir ışık gelip onun dalgalarını aşıncaya kadar....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOLD MY HAND [ JUNGRİ ]
Short Story" Biz iki aptal boğulmuş ruhlarımıza nefes aldıran birbirimizi bulmuştuk." "Jeon Jungkook"