Izaya, kendisine sıkıca sarılmış kollara, üstüne eğilerek aralarındaki mesafeyi tamamen yok etmiş olan bedene sinirle bakarak karşılık vermeye çalışmıştı.
"Beni bırak" dediğini bakışlarıyla belli etmeye denemiş olan siyah adam, her zamankinden çok farklı bakan Shizuo'nun altın gibi parlayan gözleriyle savaş veriyordu.Siyah adam hep savaştaydı zaten. Kendisiyle ve Shizuo denen canavarla hiç durmadan savaşmış ruhu kırıklarla doluydu.
Ondan kaçmak istemişti ilk defa, bunun nedeninin onun yakınlığından çok kendi yakınlığının yarattığı etkiydi.
Sarışın adama çekilip kendisini kaybetmekten korkuyordu gerçekte. Belki de ona aşık olmaktan ya da birisine kendini bağlamaktan kaçıyordu.Kameralara görünmemek için Shizuo'nun bedenini kullanmış ve onun altına saklanmıştı ama sonucun bu kadar farklı olacağını düşünememişti siyah adam.
Şimdiyse sarışın adam kendisini her an öpecek ya da daha ileriye gidecek şeyler yapacak gibi bakıyordu.Izaya korkusunu belli etmemeye çalışarak gözlerini sarışın adamdan çekti. Kalbi hâlâ sanki ilk öpücüğünün çalındığı anı yaşıyordu. O anda sıkışıp kalmış gibiydi. Kalbi son hızla atarken garip bir şekilde midesini yakıyordu.
Aşk kalbine nüfuz ediyor, anılar oluşturmaya başlayan hafızasına kazınıyordu. İlk öpücüğü, siyah adamın hayal dünyasının en güzel köşesine yerleşmişti.Izaya kameraların kendisini görmediği bir açıda olmasından yararlanarak Shizuo'ya
"Beni nasıl öpebilirsin, buna nasıl cürret edersin canavar !"
diyerek çıkışmıştı. Izaya'nın sesindeki kini ve derin öfkeyi kalbine saplanan bir bıçakmış gibi hisseden sarışın adamın dünyası bir anda kararmıştı.
Gözlerini kapatıp "Naptım ben, ona kapılıp neler yaptım." diye düşünürken parmakları Shziuo'ya ihanet etmişti.Sarışın adamın parmakları Izaya'nın yüzünü inceliyor her noktasını ve ayrıntısını hissetmeye çalışıyor gibi davranıyordu.
Izaya sarışın adamın elini itmek istemişti. Ona yenilmek istemiyordu. Bir an önce içinde bulunduğu lanet durumdan kurtulmak ve Shizuo denen safı hayatından çıkarıp atmak istiyordu. Herkesi kullandığı gibi sarışın adamı da istediği gibi oynatacak ardından arkasına bile bakmadan onu durduğu uçurumdan daha da aşağıya düşmesi için onu atacaktı.
Izaya Orihara "ben tam olarak buyum." diye düşündü.Yüzünü gezen eli itmiş ve Shizuo'nun kaşlarını çatmasına sebep olmuştu.
"Senin istediğin gibi rol yapmıyor muyum küçük pire."
"Çok ileri gitmedin mi Shizu-chan beni öptün ?"
Izaya'nın sorgulayan gözlerine bakan sarışın içinden "İyiki aklımdakileri yapmamışım sana Izaya." diye geçirdi.
Hiç kimseyi bu kadar istemediğini anlayan sarışın adamsa Izaya'nın tatlı ifadelerine, kızaran yüzüne, masum bakışlarına her an tahrik olmaya hazırdı ve çoktan kendisini kaybetmenin eşiğine gelmişti.Shizuo'nun alaylı ve hafif kızgın sesi Izaya'nın dikkatini toplamasını sağlamıştı.
"Sonuçta sen bana küçücük boyunla evlenme teklifi ettin. Bu durumda seni öpmem pek abartı sayılmaz. Hem izleyicilerimizi inandırmamız gerek."
Izaya yumruklarını sıkarken başıyla onayladı. Sonuçta onu bu belaya bulaştıran evlenmeye ikna eden kendisiydi. Sinirlendiği için dikkatini dağıtacak bir şey arıyordu. Birden gözü telefonuna gitmişti. Saate bakmış ve iç geçirmişti.
"Bir ilk gerçekleştirip bu kavgayı sonlandıralım mı ? Mışıl mışıl uyuyabiliriz."
Shizuo bu fikri beğenmiş ve gülümsemişti. İçinden Izaya'yla uyumaktan çok başka amaçlar taşıyan fikirler geçmişti.
Sarışın adamın gülümsediğini farkeden siyah adam da Shizuo'ya aynı şekilde karşılık vermişti.