26-İlk Kontrol

1.1K 66 20
                                    

Odayı saran kasvet ve öfke bulutunun içinde yatağında yatan sinirli adam, gözlerini tavana dikmişti.
Akında dönüp duran tek bir isim vardı.

"Izaya"

Ulaşmak istediği son noktaydı, hedefleri uğruna hiçe attığı gururu ve saygınlığıydı.
Yaşmaya sebebi olan güzel varlığa kendini adamış oysa onun fırtınasında çırpınıp duran bir güvercin kadar savunmasızdı. Şimdiyse Izaya'yı kaybetmek üzere olduğunun düşüncesiyle bir kez daha yüz yüze kalmıştı. Shizuo'ya olan öfkesi içinde büyüyüp çoğalırken biran önce iyileşmesi gerektiğini anlıyordu. Bu kadar kolay pes etmeyecekti.
Izaya'dan vazgeçmeyecekti.

Odaya giren endişelenmiş adamlarının gürültüsüne dayanamayan alfa, sinirle ayaklanmış, camları titretircesine bir ses tonuyla bağırmıştı. Öfkesini bir yerden çıkarmak zorunda hissediyordu kendisini.

"Size verdiğim görevi yaptınız mı ?"

"Evet efendim" diye kekeleyip zorlukla konuşan korumaya dik dik bakan Daichi'nin gözleri zaferle parlamıştı. Güç Daichi'ye anlam katan gölgesiydi âdeta, içindeki siyah arzuların yansımasıydı.

"Ne buldun peki ?"

"Shizuo Heiwajima'yı takip ettik ve onun şehirdeki önemli doktorlardan birinden randevu aldığını tespit ettik."

Daichi üstüne çöken heyecanla yerinde kıpırdanmıştı. Shizuo yüzünden hâlâ düzgün yürüyemiyordu.

"Randevu ne zaman ?"
Derken sesindeki heyecan fark ediliyordu.

"Yarın efendim" diyen adama masum olmayan bir gülümseme takınıp cevap veren Daichi, aklındaki planın tamamen oluşup gelişmesini sessiz kalıp takip etmişti.

"Izaya'yı bana getireceksiniz, eğer bu sefer de bir rezillik yaşarsak hayatınızı elinizden alırım."

Daichi'nin adamları efendileri karşısında korkuyla titremiş ve kaçmak için yer arar olmuşlardı.
Daichi onları cephane odasına gönderdikten sonra şehrin planını çalışma odasındaki tahta masanın üzerine koymuş ve gümüş bastonundan destek alarak odanın içinde yürümeye başlamıştı. Odanın köşesine astığı Izaya'nın portresine yaklaşırken kendinden geçtiğini hissediyordu.
Resmine bakmak bile gözlerinin seğirmesine, bedeninin kontrolünün elinden kayıp gitmesine neden oluyordu.
Hiçbir şeyi istemediği kadar isteyen ve heyecanlanan titreyen büyük parmaklar Izaya'nın portresinin üstünde hafifçe gezmişti.
Daichi Izaya'yı hissetmeyi isteyerek onun güzel resmine hayranlıkla bakmaya devam etmişti. Saatlerini çalışma odasındaki yatağın baktığı köşedeki tablonun önünde geçiriyordu. Izaya'nın yüzünü unutamamak için baktığı portrenin amacı onun ölümünü sonsuzlukla mühürlemek iken şimdi Daichi'nin dudakları yukarıya doğru kıvrılmış ve gözleri ışığını bulmuş gibi bir ifadeyle yeniden umuduna kavuşmuştu.
Izaya'nın portresindeki uzun ve kemikli acımasız parmaklar, solgun siyah saçları ve kurumuş yanakları okşamıştı

"Bebeğimizi ve seni bulacağım ve buradan defolup gideceğiz. Birdaha benden gitmene izin vermem benim güzel Izaya'm."

Daichi Izaya'nın fotoğrafına son kez baktıktan sonra zar zor yürüyerek çalışma odasının kapısını açmış ve sessizce çıkmıştı.

Cebinde durduğuna emin olduğu cep saatinin kalp atışı gibi hissedilen sabit hareketlerini istemsizce takip ediyordu. Odasından çıkmış ve koridorda ilerlemeye devam etmişti. Uzun koridoru geçtiğinde adımları bile yarının olmasını beklerken hızlanıyordu. Salonun önüne gelmişti bile.
Salonun eski tahta kapısını gıcırdamasıyla koltukta rahatsız ve gergin bir hâlde oturan sarışın kadın kıpırdanmıştı.
Daichi odaya girmiş ve sarışın kadına tiksinti dolu bakışlarından birisini atmıştı.
Kadın korkarak kollarını bedenine dolamıştı.

Müstakbel Eşim (Shizaya)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin