Son hızla arabayı çalıştırıp bildiği yola sapan alfa, arkada yatan baygın omegadan gözlerini ayıramıyordu. Dakikada bir keskin gözleriyle onun varlığını kontrol ediyordu. Onun kaçmasından korkuyordu.
Onu kendisinin yapmayı tek amacı edindiği için Izaya'yı hiç düşünmeden kaçırmıştı. Belki de bunun için geç kalmıştı...
"Bunu yapmaya beni sen zorladın Izaya. Sana hayallerinde bile göremeyeceğin harika bir hayat verecektim. Beni reddetmek gibi bir lüksün yoktu. Hem sen başından beri bana aittin. Önüne konulan fırsatı göz göre göre tersledin. Sana sunulan refahı ve mutluluğu istemediysen, bundan sonra benim anladığım dilden konuşacağız."
diye kendi kendine söylenen sinirli ve hayal kırıklığına uğramış alfa, demiri eritecek kadar sert bakan gözlerini yola çevirmişti. Omegaya bakamıyordu.
Izaya'nın boynundaki diş izlerini görmek sinirlerini alt-üst etmişti.
Kıskançlık tohumlarının kalbinde filizlenmesine neden olan,
Shizuo'nun Izaya'da bıraktığı aitlik izleriydi.Shizuo, birlikte mutlu bir yuva kurmalarının hayaliyle ve arzularıyla Izaya'yı işaretlemişti.
Bu işaretleme durumu Daichi'nin sinirlerini bozarken Izaya için resmen savaşa girmişti. Kısacası onu kaçırmıştı. Böylece Shizuo'ya meydan okumuş oluyordu.
Izaya'yı geri almasına izin vermeyecek ve sonuna kadar gidecekti. Daichi, sarışın adamı öldürmek için elinden geleni ardına koymayacaktı."Seni kimsenin bulamayacağı, güzelliğini hiçbir gözün görmeyeceği, tenine benden başka hiç bir tenin dokunamayacağı biryere götüreceğim seni omegam. Benim ülkeme gideceğiz, orası savunma ve saldırı kalem gibidir. Savunması güçlüdür, iradesi sağlamdır, asla yıkılmaz varlığı korkutucudur. O sarışın salak, kaleme adımını atmaya kalktığı anda öldürülür.
Merak etme, onu öldürdüğüm zaman önümüzde hiçbir engel kalmayacak. Sadece sen ve ben olacağız. Hak ettiğim seni benim yapacağım."Baygın omegaya bakmadan kendi kendine konuşan Daichi, içten içe kahkahalar atarken bir yandan da Izaya'yı sonsuza kadar elinde tutmak için neler yapacağını düşünüyordu. Yapacaklarına prangalar vuramıyordu. Hem Izaya için yapacaklarına hem de Shizuo için yapacaklarına... Safkan alfanın herhangi bir hataya daha yeri kalmamıştı.
Daichi hayatında ne istediyse en kolay yoldan elde etmişti. Hayatının hiçbir yerinde onu zorlayacak birisiyle karşılaşmamıştı. Zorluğun ne demek olduğunu öğrenmemişti.
Gerek aşk olsun gerek savaşta talih hep onu göstermiş, şansı ona gülmüştü.
Ta ki Izaya'yı görene kadar...
Daichi ne istediyse kolayca kazanmış birisi olarak zor bir Izaya'yı, başta güzel bir kurban olarak düşünmüş ama geri çevrildiği her teklifinde kat be kat daha çok istemişti onu.
Kaybettikçe daha çok Izaya'nın varlığına bağımlı olmuş, ondan başka birşey düşünmez olmuştu.Izaya yavaş yavaş kendine gelmeye başladığında gözlerini kırpmış çevresini inceleyerek nerede olduğunu anlamaya çalışmıştı.
Dört bir yanı çorak dağlarla çevriliydi ve bilmediği bir yerden bilmediği bir zamanda kaçırılmıştı. Daichi'nin gittiği yolsa hiçte tekin görünmüyordu. Adeta tehlikeye körükörüne gidiyordu.Izaya acıyan başına aldırmadan Daichi'ye bağırmaya başlamıştı.
Cebindeki bıçağını çıkarmış Daichi'ye saldırmak için fırsat kolluyordu."Neden beni kaçırdın, anlamıyor musun ben Shizuo'yla evliyim."
Daichi Izaya'nın bağrışlarına, umutsuz yakarışlarına pis pis gülüyordu. Izaya'nın çaresiz sesini duyduğu her dakika aldığı zevki katılıyordu.
"Insanlar zor kazandıklarının kıymetini bilir Izaya, ben bu zorluk sınırını daha da yükseltmeyi düşünüyorum ki sen benim için daha çok değerlen."