BULUŞMA

1.1K 50 0
                                    

Numarasını aldığıma sevinmiştim. Eve gittiğim gibi yemek bile yemeden duşa girdim. Girdiğimde saat 16.40 idi. Çıktığımda ise bir baktım, saat 18.40. Ohaaa,iki saattir küvette kalmışım. Her tarafım buruş buruş olmuş. Saçımı kuruttum ve pofuduk pijamalarımı giydim :D Telefonuma bakayım dedim, 1 cevapsız arama, 4 yeni mesaj. Hepsi de Arda'dan. Lanet olsun! Saç kurutma makinesinin sesinden duymamıştım. Mesajlar şunlardı:

-Nasılsın Rapunzel? :D

-Takmıyor musun beni :/

-Darıldım bak haa!

-İyi öyle olsun bakalım, mesaj yazmanı bekliyorum...

Lan bir dur, belki ben uyuyorum, belki bana bir şey oldu. Belki müsait değilim. Hemen mesaj attım:

-Kusura bakma duşa girmiştim... Takmamakla ne ilgisi var gıcık :) yazdım ve gönderdim. Sonuna piç smile atmadan olmaz tabii asddfoıjdk. Ve anında bir mesaj geldi. Heyecanla telefonu açtım, off beee! Arda'dan zannetmiştim. Bizim sınıfın ineği Ahmet'tenmiş. ''Yarına ödev var mı?'' diye sormuş. ''Ben nerden biliyim.'' yazdım ve Arda'dan mesajı beklemeye başladım. Yuhh be, çocuk neredeyse 10 dakika sonra mesaj attı.

-Ayy Rapunzel, kusura bakma, şimdi ben de banyoya girmiştim de ahahaha, yazmış. Pislik yaa, bi de 10 dakikadır gözümü telefona dikmiş bekliyordum. Meğerse bilerek bekletmiş çocuk beni. Ben bi dellendim:

-Ayy canım yaa, çok komiksin ahahaha, yazdım. Bu sefer anında mesaj attı, bu mesaj ciddiydi:

-Yarın okul yok  ve ben sensiz bir gün bile geçiremiyorum, bak değerimi bil Rapunzel :D neyse, yarın buluşalım mı? vazgeçtim, sadece sonu ciddiydi asdddfkujhnfg. Hemen:

-Tabii Prens'im, hmm o zaman Love Coffee'de buluşalım :) yazdım.

HEYYY NASIL GİDİYOR, HİKAYEYİ DURDURDUM ÇÜNKÜ LOVE COFFE'NİN BİR REKLAM OLMADIĞINI SÖYLEMEM LAZIM, TAMAMEN BENİM HAYAL GÜCÜM asddfgflkdl :D

-Tamam, bana uyar. Yarın öğlen 1'de, diye mesaj attı. Oyşş, bu çocuk beni seviyor mu acaba? Baksana bensiz bir gün bile geçiremiyor diye düşündüm ama sonra vazgeçtim. Belki de dalga geçmişti. Her ne olursa olsun, biz ilk defa buluşacaktık. Giyeceğim kıyafeti şimdiden seçtim, üstüme salaş ve üstüne 'Peace' yazılı tişörtümü, altına da mini yıldızlı bir eteğimi giyecektim, makyaj malzemelerini bile hazırladım. Saati sabah 8'e kurdum. Tabisi erkenden hazırlanmam lazımdı asddfkdöflsç. Ve kafamı yastığa koyduğum gibi uyudum.

Ertesi gün saat 8'de değil de 10'da kalktım. Ne yapıyım, üşendim işte. Üstümü giyindim. Üstünkörü bir kahvaltı yaptım. Çantama koyduğum gerekli eşyaları gözden geçirdim. Cüzdan, ruj (tazelemek için, çok da süslüyüm asddfkjfkmö) krem,parfüm... Her şey tamamdı. Makyajımı da yaptım. Zaten saate bir baktım. 11.30!! Anammm benim hemen çıkmam lazım. Hemen aileme haber verdim, zaten uyuyorlardı, ''Hıhıı'' gibi sesler çıkardılar, bu onaylama işaretidir diyerek gülümseyerek çıktım. Otobüse bindim sıkış tepiş. Sonunda Love Coffe'nin olduğu caddeye girdim. Arda bir masaya oturmuştu ve beni bekliyordu. Canımm <3 Sonra ben de karşısına oturdum ve:

-Selam, geç kaldım, özür dilerim, dedim.

-Önemli değil Rapunzel, kasma kendini, dedi ve gülümsedi. Oyş gamzelerini yesinler. Belediye çukuru gibi Maşallah tütütü! Ne diyorum ben ya yaşlı teyzeler gibi.

-Kasmıyorum ki.. dedim gülümseyerek. Şirinim şirinim şirinim. Bir insan bu kadar kibar davranabilirdi. Normalde yayıla yayıla oturan ve evin ağası gibi davranan ben Arda'nın karşısında süt dökmüş kediye dönmüştüm. Garson geldi:

-Ne alırdınız? dedi. Bense ne istediğimi söylemiyorum, hala garsona bakıyorum. Beyaz gömlek üstüne yapışmış, tüm kasları ortadaydı. Öylece süzdüm, gözleri masmaviydi. Bakakaldım. Arda anlamış olacak ki:

-Öhöm öhömm!!! dedi. Ben de yutkundum ve:

-Haa, pardon, ben bir kruvasan ve portakal suyu alayım, dedim. O da aynısından istedi.

-Ohaa, çocuğun içine düşüyordun neredeyse. İstersen ben kalkayım da o otursun karşına, dedi bir hışımla. Haa ben söylemedim, çocuk ben ona bakarken bana göz kırpmıştı. Sinirlendin mi yavrrrum, sen Arzu'nun kıçına bakarkan iyidi değil mi? diye içimden geçirdim.

-Ne alakası var be? Sen Arzu'ya bakarken ben bir şey diyor muydum? dedim. Çocuğun yüzü resmen bembeyaz oldu.

-Onun intikamı mı bu? Hem ben bakmadım, dedi. Hee canım hee, sen onu benim ebeme anlat.

-Ne alakası var ya? Ben niye senden intikam alayım? Bir de yalan söyleme! Afedersin ama bildiğin Arzu'nun kıçına bakmaktan beni unutup hayallere daldın, dedim.

-Yok artık, bana azgın demeye mi çalışıyorsun? dedi ve güldü.

-Pişmiş kelle gibi sırıtmayı kes. Tamam her zaman azgın değilsin ama Arzu'nun kıçını gördüğün an azmışsındır eminim, dedim ve gözlerimi devirdim.

-Gözlerini devirince çok tatlı oluyorsun, dedi ve benim bütün sinirim piyuuuu uçtu.

-Teşekkür ederim, yırttın Prens'im, dedim ve gülümsedim.

-Ohh be, çünkü senle kavga etmeye dayanamıyorum, dedi.

-O kadar mı sıkıldın? dedim.

-Hayır, senle asla kavga etmek istemiyorum, senden ayrılmak istemiyorum, dedi ve o an aramızda bir sessizlik oluştu. Ben de kekelemeye başladım:

-Hı ehem şey yani.. dedim ama devamını getiremeden Arda:

-Tamam, utandım, farkındayım. Konuyu kapattım, dedi. Off gerizekalı yaa, belki ben de bir şey söyleyeceğim, bir dur. Bütün hevesim kaçtı.

-Ee şimdi nereye gidiyoruz? dedim hesabı öderken.

-Çok güzel bir film gelmiş, Bir Eylül Meselesi diye, ona gidelim, dedi. Ben bir sevindim, romantik film huhuuuu.

-Tamam, dedim ve sinemaya gittik. 10 dakika sonra filme girdik. Filmin ortaların bir baktım bu bana bakıyor:

-Ne var? dedim.

-Bir sus, gözlerin çok güzel, dedi mantıksız bir şekilde ve elimi tuttu. Benim kalbim yerinden çıkıyordu neredeyse.

-Napıyorsun, bir tanıdık olur, bırak sevgili sanacaklar? dedim fısıltıyla.

-Bırak sansınlar, dedi ve elimi daha da çok sıktı.

-Ya of acıtıyorsun gıcıkk! dedim. Bu sefer gülmeye başlamıştım, o da gülüyordu. Arkadan bir amca:

-Susun da filmi izleyelim! dedi. Lan amca kaç yaşına gelmişsin, ne işin var senin bu filmde, diyecektim, ama kendimi tuttum.Film bitti, bütün büyü bozuldu, çünkü elimi bıraktı. Ağağağağa! Dışarı çıktık:

-Bugünlük yeter Rapunzel, dedi.

-Bence de, fazlasıyla eğlendim Prens'im, dedim ve şirince güldüm. Sonra ayrılmadan önce yine beni öptü ve:

-Hoşuna gitti mi Rapunzel? diye kulağıma fısıldadı. Ben de kulağına:

-Hem de çok! diye fısıldadım. Sonra arkama bakmadan yürüdüm.

     Eve geldim ve bir şeyler atıştırdım.

-İlk randevunuz nasıldı bakalım? dedi annem. Ohaa nerden biliyor ki diye düşünürken hatırladım, eve bir not bırakmıştım.

-Fazlasıyla güzeldi, dedim ve ağzımda cips odama çıktım. Müzik dinleyerek ve Arda'yla ilk randevumuzu düşünerek dans ettim kendi kendime. Deliyim deliyim :D

ARKADAŞLAR! bU BÖLÜM DE KOMİK VE BİR YANDAN ROMANTİK OLDU. UMARIM BEĞENİRSİNİZ :)

OKULDAKİ POPÜLER ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin