ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

114 11 10
                                    

                                   Ata Şahiner

                                   Ata Şahiner

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ESKİ BİR TANIDIK

Kafamı içkilerin arasından zorla kaldırdığımda korumalardan birinin dikkatlice beni izlediğini fark ettim.Kolumu barın masasına yaslayıp alık alık gülümseye başladığımda bakışlarını başka bir yöne çevirip beni görmezden gelmeye çalıştı.Yekta'nın beni izlemesi için özellikle tuttuklarından biri olmalıydı bu adam, aslında uzun süredir kendimi kaybedecek kadar içmemiştim.İçten içe onun gidişini kutluyordum çünkü yekta burada olsaydı bu kadar rahat davranamazdım.

Onun etrafımda olma hissiyatı bile tüylerimi diken diken ederken, siyah gözlerine bakmak tam anlamıyla karşısında çırıl çıplak kalmak gibiydi.Düşüncelerimi ne kadar gizlemeye çalışsamda karşısına geldiğimde mağlubiyete uğruyordum.Sonu olmayan bir kabustan bahsederken yalan söylemiyordum çünkü yanında olduğum her saniye beynim bana anılarla işkence etmeye devam ediyordu.

Onun çocuk masallarındaki hep nefret edilen canavar gibi gözükmesini sağlıyordu hissizce bakan gözleri, eğer bilmeseydim bir zamanlar hayat dolu olduklarını inanırdım canavar doğduğuna.Belki de öyle olsaydı her şey daha kolay olurdu.O zaman kulaklarımı sonsuza dek kapatabilirdim sesine, duymasam bile bu sefer beni suçlayamazdın.

"Fazla içtin. "Ata'nın endişeli gelen sesiyle kafamı ona doğru döndürüp gülümsemeye devam ettim."Ne zamandan beri bunu umursar oldun? "

Kaşlarını çatıp önümdeki pahalı içkileri sertçe ileriye doğru ittirdiğinde koluna birkaç damla içki sıçradı ama o daha çok ona olana değil de karşısında oturmuş olan bana kızgın gibiydi. "Daha içme."dediğinde suratımda oluşan alaycı ifadeyle başımı yavaşça sağa eğip tekrardan ona baktım. "Şimdi de ne yapıp ne yapmamam gerektiğini mi söylüyorsun? Güldürme beni Ata, o bataklıktan kaçıp gittiğinde tüm o yaptığın iğrenç şeyler silinmiyor. "

Daha demin ittirdiği içkilerden birine kolayca uzanarak gözünün önünde sıkıca tuttuğum kadehi sallayıp konuşmaya devam ettim. "İyi bir insanmış gibi davranman sinirlerimi bozuyor bu yüzden bunu yapmayı kes ve beni kendi halime bırak. "

Yavaşça salladığım bardağı aniden ellerimin arasından alınca homurdanarak ona baktım. "İnsanlar yaptığı şeylerden pişmanlık duyabilir, en başta tanrı bizi böyle yaratmadı mı zaten? Hatalarımızı anlayıp düzeltmek için hiçbir zaman geç değil, bu senin içinde geçerli. "

Ata'nın söylemlerine karşın gözlerimi devirdim, bu gece kendimle baş başa kalmaya ihtiyacım varken bunu suistimal eden kim olsa sinirlenirdim zaten ama bu kişi özellikle o olunca kendimi kolayca zapt edemiyordum. "Masum insanları katledip, hayatlarını çalıp ve onları o çukura gönderdikten sonra bile böyle yüzsüzce lafları nasıl söyleyebiliyorsun merak ediyorum.Hala pişmanlık duyabilecek yüzü kendinde bulabilmene şaşırıyorum. "

PrangaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin