1 saat sonra ...
Haşim ağa gözlerini yavaş yavaş açıyordu bunu fark eden Ekin hemen annesinin yanına koştu " Anne..! Anne..! Dedem uyandı " herkes ayağa kalktı odanın penceresinden Haşim ağayı izliyorlardı Berfin hemen hemşireyi çağırdı birkaç hemşire ve doktor hızlıca gelerek içeri girdiler hemşirelerden biri stor'u aşağı'ya indirdi ellerinden bir şey gelmedigi için hepsi bir köşeye oturdu bir süre sonra Ekin annesinin dizine oturup herkesin duyacagı şekilde " Anne halam nerede ? Gelmiycek mi ? Dedem hastalandı üzülmeyeyim diye mi gelmiyor " Berfin yutkundu etrafına bakıp gözlerini sıkıca kapattı daha 5-6 yaşındaki çocuga " Halan öldü kızım " diyemezdi kısık bir sesle " kızım halan çok uzun bir yolculuğa çıktı " Ekin anlamamış bir şekilde " Nasıl yani " Berfin 'in gözleri yavaş yavaş doluyordu " Bak şöyle... Herkes vakti geldiğinde bir yolculuğa çıkar belli vakitden sonra bizde onu ziyarete gider hep onun yanında kalırız " Ekin " O zaman anne biz ne zaman halamın yanına gidiceğiz " Berfin cevap veremedi " uyuyunca kızım " diyebildi sonra ekin " Haaa... dedem o yüzden uyuyordu halam'ı görmeye gitti "
dedi bu sefer hiç kimse çıtını çıkaramadı ama hepsinden dahada kötü bir sorun vardı Devran ağa'nın hiçbir şeyden haberi yoktu... Mirza ise o sabahten beri yoktu...
Oda'dan doktor çıktı herkes etrafına toplandı Barzan " gözünüz aydın hastamız gözlerini açtı " dedi içimizde mutluluk ve acı vardı Şilan " Görebilirmiyiz peki " dedi bu kız nasıl böyle olabiliyordu anlam veremiyordum...
doktor başı ile onaylayınca yavaşça içeri girdik Haşim ağa gözleri dolmuş bir şekilde " Kızım ölmedi değil mi ?" dedi herkes başını eğip sustu " Size bir soru sordum , Zanam öldü'mü ? " kimseden gene ses çıkmadı Haşim ağa " Berfin gelinim söyle hadi Zanam öldü mü ?" Berfin eli ile ağzını kapatıp gözyaşları ile oda'dan çıktı•••
Berfin lavabo'da yüzünü yıkıyordu birden telefonunun çalması ile irkildi telefondaki isim ile gözleri yerinden fırladı " Devranım " arıyordu ne diyecekti açmasa kıllanır bir daha aramazdı çekinerek telefonu aldı " A-Alo Devranım " Devran'ın mutlu bir haber verecegi belliydi " Berfinim gül yüzlüm nasılsın " Berfin göz yaşlarını tutamıyordu çünkü Devran sadece canından çok sevdigi iki kişiye bunu derdi Zana ve Berfin'e...Devran'a belli etmeyerek " İyiyim ,D-Devranım g-gül y-yüzlü diyen dilleri- " Devran bir şeyler anlamış gibi " Berfinim bir sorunmu var " Berfin hiç bir şey diyemedi " y-yok Devranım sadece çok yoruldum bugün " Devran " O zaman Zana'mı ver özledim güzelligi " dedi Berfin " olmaz " dedi Devran'ın sinirlendigini hissediyordu birden bagırmasıyla " Hatun..! Sen dalğa'mı geçiyon benle senin kötü geliyor yoruldum diyosun Zana'mı ver diyom yok diyon bak benden bir şey saklıyorsan kalan suratına bakmam Berfinim bilesin " Berfin çaresiz kalmıştı " O Öldü..! " dedi Berfin Devran " Kim ? Hatun kiim " Berfin " Zana..." dedi birden telefondan " Zanaaaaa" diye ses geldi Devran iyice dellenmişti Berfin telefonu yere düşürdü elleri ile yüzünü kapatti...
Şilan'dan Devam
Zana'nın ölmesine üzülüyordum ama olan oldu artık ben artık Barzan ile yoluma bakarım en azından ...
Kendimi yorgun hissettim yengem'de kantin'e indi herhalde lavaboya doğru hızla ilerledim kapıdan hıçkırık sesleri geliyordu neler oşdıgınu merak ettim hemen içeri girdim yengem'di dizlerini karnına çekmiş elleri ile yüzünü kapatmış ağlıyordu yavaşça koluna dokundum irkilerek geri çekildi " Şilan,Ne oldu " dedi gözyaşlarını silerek " Bir şey olmadı , elimi yüzümü yıkayayım dedim , hayırdır sen niye ağlıyorsun " yengem ellerinin tersi ile gözlerinde kalan ıslaklıgı sildi , " Ne ağlaması" dedi " haklısın tabi , biricik görümcen ÖLDÜ ama üzülme iyi tarafından bak Barzan ağa seçim yapmasına gerek kalmayacak düğünüme beklerim kız " yengem ayağa kalkıp öfke ile yanıma geldi birden ellerini saçlarıma doladı " Ne düğünü ..?" dedi kendimden emin bir şekilde " benim tabiki Zana'da öldü sonunda önümdeki engeller'de kalktı zaten Barzan ağa beni seçicekti önümde hiçbir engel kalmadı " yengemin yaşlı gözlerinden şimdi ise öfke akıyordu sinirden saçımı lavobonun altına tuttu su soğuk oldu ve canım yanıyordu " Sen nasıl bir nankörsün " kendimi daha fazla tutamadım " Haksızmıyım... siz hep Zana'yı savundunuz beni dışladınız " ağzıma giren sulardan konuşamıyordum " Nasıl böyle konuşursun Zana senin hayatının kırtardı TECAVÜZ edilmekten kurtardı ne çabuk unuttun " haklıydı birden aklımda o'an canlandı o-" Ya kızım birşey olmaz sen amcamlara birşey söyleme "
- " Şilan gel etme bak çok geç oldu "
- " kızım sende çok pısırıksın saat on bir bile degil "
- " iyi git "
3-4 saat sonra
" nerede kaldı bu kız ya saat gecenin üç'ü aramaya çıksammı ki "
Şilan'dan devam
Biraz fazla içmiştim inşallah başıma bir iş gelmez ama çok geçti peşimde bir gölge vardı fark ettigimi anlamıştı hemen dar bir sokağa girdim ve birden önümde duran adam ile çığlıgı basmam birldu beni duvar'a sıkıştırmıştı boynumu öpüyordu birden adamın yere yıgılması ile etrafıma baktım bu Zanaydı elinde kalın bir sopa ve korkmuş ıslak gözlerle yerde yatan adama bakıyordu daha fazla dayanamayıp ona sarıldım ve o günden sonra herşey çok degişmişti ...
" Hatırladın degilmi o günü eğer Zana olmasaydı burda degil mezarda alnında Arşin aşiretinin yüz karası olan kutşun izi ile uyuyor olurdun sakın bu sözümü unutma Meydan ne sana kalır nede Barzan ile kurduğun evlilik 'e ...
Tam 3 saat önce ...
Hemşire Zana'nın koluna takılı olan serumu yeniliyordu doktor ise Zana'nın odasında raporları tutuyordu birden Zana'nın gözlerini açtıgını gören hemşire doktor'a " doktor bey hastamız gözlerini açtı " dedi doktorun yüzünde bir gülümse oluştu dışarıdakilere haber vericekken Zana " durun lütfen yaşadıgımı kimseye söylemeyin " dedi " Neden Zana xanım " Zana gözlerini kapatıp açarak " eğer burdan sağ çıkarsam hayatımın cehennemine uçucagım ve zebanim dışarıdaki adam olacak " dedi doktor çaktırmadan kapalı olan stor'un oraya baktı gerçekten Zana'nın zebanisi Barzan korkutucu idi başı ile onaylarken " nasıl peki ne yapalım size " Zana yutkunup " Öldürün ..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİ GELİN
Aktuelle LiteraturZana...gözleri Urfa"nın güneşine bedel kızıl ötesi saçları ile hayat'ı yaşamaya değer olarak gösterecek tek umut. Ama hayat umutlarla sınırlı değil, içinde bilmediğin olmaz dediğin duygular, bende yok dediğin şanslar bir anda ayağnına gelse ve tam o...