ASİ GELİN

11. Bölüm

1,5 sene sonra

Terler içinde uyandım, hava hâlâ aydınlanmamıştı elimi anlıma koyup Tuğkan'a baktım dün gece yorulmuştu anlaşılan.
Yerimden kalkıp balkona ilerledim gözlerimi kapatıp sıcak göz yaşlarımı dinledim sadece. Zamanı gelmişti hazır'mıydım? Değildim, bilmiyorum. kitaplığa ilerleyip kitap seçtim kendime içini biraz karıştırdım ilgimi çekmiyordu hiç bir şey. Kafamı arkaya doğru yaslayıp geçmişi düşündüm beni affeder'miydi? Neden gitmiştim ki? Affetsede çok geçti ! Herşey için.

1,5 sene önce

- " Zana lütfen gitme! "

- " Gitmek istiyorum "

- " Sevmedin'mi beni? "

Yüzüne bakamadım, sevemiyordum onu yapamıyordum, korkuyordum.

- " Barzan.."

- " Yapma "

- " Özür dilerim seni sevemediğim için aslında iyi olan sendin Barzan ağa kendine iyi bak "

Arkamı dönüp uçağa bindim dönüp dönmemekte ısrarcı oldum kendimce buna gücüm yoktu. Ben iyi olan değildim ağlayamazdım bunu ben istedim ne önemi vardı arkamı dönüp ona hızla sarıldım son kez onu sevdiğimi hissettim son kez yanındaydım ve hiç bir şey demeden yoluma gittim işte herşey burada bitmişti bizim için. Herşey orada sonlanmıştı eski hayatımı orda bıraktım şimdiyse geri dönüyorum bir kez daha hatırlamaya.
Hafiften bir üşüme gelince yatağıma tekrar gittim Tuğkan'a sarılıp uykuya daldım.

MARDİN

- " Mirzaa! "

- " Ne var ! "

- " Nerdesin? "

- " Gel gel burdayım "

- " Gerizekalı! Sen çok mu akıllısın? Söylesene nerdesin? "

- " Şimdi olduğun yerden üç adım ilerle "

- " Eee gittim "

- " Karelere basmadan zıplaya zıplaya gel ama zıplarken Pepe'nin " iki ekmek aldım " şarkısını söyle "

- " İki ekm- Mirzaa dalga mı geçiyorsun sen benle "

- " Yukarı bak gerizekalı "

Güneşten kafamı kaldıramadım elimle alnımı kapattım beni durmuş videoya çekiyordu

- " Bak seni Devran'a söylerim in aşağı ablan gelecek "

Telefonu elinden bıraktı hızla merdivenlerden inerek

- " Ne zaman? "

- " Bugün uçağı var ne zaman gelirse artık "

- " Ben şirkete uçuyorum babamlara haber vericem "

Son anda ensesinden tutup

- " Sakın ha babamın haberi yok ağzından tek bir laf çıksın seni gebertirim "

- " Tamam tamam yine de gideyim ben bir "

- " İyi hadi rastgele "

Mirza'dan

Arabaya binip şirkete gittim ablam geliyordu çok özledim onu ya. Şirkete girip Esen'e

- " Süslü bana bir kahve getir "

- " Maalesef Mirza bey getiremem "

- " Duyamadım "

Ardından başka bir ses