(Uzay'ın ağzından devam)
Yaklaşık bir dakikadır böyleyiz ve durum gittikçe güzelleşiyordu sanki.Kulağına ciddi ifademle beraber fısıldadım,"Kim yaktı canını?" Bendem ayrılırken saçlarını yüzünden çekerek çemkirmeye başladı,
"Ne yakması be!Kimse yakamaz benim canımı!" bunu derken bile sesinde ki kırıkları hissedebilirdiniz.
"Doğru,ölü insanlar acıyı hissetmezdi." bir şey demek için ağzını açmıştı ki sınıftan içeriye uzun boylu,ela gözlü,saçları kahverengi bir çocuk girdi,"Umay kraliçem biraz konuşabilir miyiz?" demek sevgilisiydi."Hayır Yankı konuşacak bir şeyimiz yok." diye fısıldadı sessizce yüzüme bakmayı sürdürürken.Evet yeni bir bilgi daha,adı Yankı'ymış.Aslında şöyle bir bakıyorum da,yakışıyorlar.Fena değil.Yankı derin bir nefes alıp sınıfta yürümeye başladı ve yanımıza geldi.Umay ayağa kalkıp kapıya doğru yöneldi.O sırada Yankı denen çocuk kızı tuttuğu gibi kendine çevirip bileklerini açtı,"Morarmışlar..." derken Umay bana bakıyordu.Sonra Yankı'ya döndü ve gülerek konuşmaya başladı,"Hadi ya!Morarmış mı?Dün sana bırak derken yalan mı söyledim?" sesi tüm sınıfta yankılandı,"Umay özür di..." Umay kollarını sıvayarak onları göstermeye başladı,"Bak!Bunlar babam şerefsizin yaptığı izler,bunlar annem gittinde ki iz!..." en son morluklarını gösterdi,"Bu da senden gelen iz.Hediye için özüre gerek yok!Çık sınıfımdan!" Yankı herifi sınıftan çıkarken Umay dibime gelip işaret parmağını sallayarak konuşmasını sürdürdü,"Ve sen,bütün olanları unut!Burada olanlar burada kalır!" nefesi yüzümü ısıtırken gözlerine bakıyordum.Arkasını dönüp giderken ayağa kalktım,"Konuşulanlar burada kalır ama sana yapılanlar ben de!" yüzüme çatık kaşlarıyla son kere bakıp sınıftan çıktı.Konuşulanlar üzerine sinirle çenemi sıkıyordum.Bu kız şiddet görüyordu.Apaçık ortada!Sınıftan çıktım...
(Ayaz'ın ağzından)
Sınıfta tek uyuyan Umay'ın yanında Uzay vardı.Neden ben değilim diye düşünürken yumruklarımı sıktım.Umay bir şeyler söylese de duyamıyordum ve...Sarıldılar.Aman ne hoş!İçeriye girmeyi düşündüm ama bunu yapmadım,dün fotoğraflarda gördüğüm kadarıyla hem Uzay'ı hem de ela gözlü bir çocuğu yürütüyordu.Sinirle gülümsedim ve kantine yürüdüm.Şimdi bu kızın canını yakacaktım işte.(Umay'ın ağzından)
Az önce olanlar yüzünden yeterince şaşkın ve içimde değişik bir duygu yaşıyordum.Uzay'a sarılmıştım?Hay canım kafam diye düşünürken önümde birinin ayaklarını gördüm.Başımı kaldırdığımda Ayaz karşımdaydı şu an onunla uğraşamayacak durumdaydım,yeterince yorgundum.Yana kaydım ama önüme geçti,diğer tarafa kaydım ve yine önüme geçti.N'apıyor bu diyerek nefesimi verdim ve bağırdım,
"Çık önümden artık!" kenara kaydım ama yine önüme geçince sesimi daha da yükselttim,
"Ne istiyorsun lan ne var!"
"Demek iki erkeği birden yürütüyorsun ha?" dedi gülerek,saçlarını kavradığım gibi duvara kafasını yapıştırdım,
"Lafını geri al,yoksa kafanı duvara sürterek kıvılcım çıkartırım!" elimi tutup beni kendine çekti,
"Senin canını yakacağım." bunu söylerken kulağıma fısıldıyordu ama beceriksizdi!Sesi resmen kulaklarımı kanatıyordu!Peçete uzatır mısınız?Gözleri gözlerime,sonra dudaklarıma kaydı.İğrenç.Herkes bizi izliyordu,ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum ki insanların arasından bir çift kehribar göz gördüm.Uzay bizi izliyordu ve sıra kavgasında saçlarını yolduğum kız da onun yanındaydı.Uzay'ın kulağına bir şeyler söylüyordu.Ayaz'a döndüğümde hâla bana bakıyordu yine iğrenç ses tonuyla bir şeyler söylemeye başladı,
"Rüzgarın kızı gibisin." bu ne be?Kro musun sen?Rüzgar ne alaka?Delireceğim yardım edin!Ukala ifademi yüzüme yerleştirdim,
"Dikkat et de o rüzgar sana tersiyle çarpmasın." kendimi Ayaz'dan çektim ve "Ne bakıyorsunuz lan?Dönün önünüze!" dedikten hemen sonra kantinden çıktım.(Uzay'ın ağzından)
Tüm damarlarım gerilmiş olanları izliyordum.Ellerimi yumruk yapmaktan avuçlarımın içinde izler çıkmıştı.Ellerimin üstüyse Umay'ın yaptıklarıyla doluydu.O Ayaz şerefsizi kızın dibine kadar girmişti ona ne dediyse Umay deliye dönmüştü.Neredeyse dudakları birbirine değecekken Umay ondan kurtulmuştu.Düşüncesi bile beni delirtmek için yeterliydi.Umay'ın peşinden gidecektim ki bir kol buna engel oldu,Çisem,
"Uzay gitme ya,baksana kıza boşver onu sen." derken ağzını yayarak konuşuyordu.Kolunu ittirdim,
"Düzgün konuşmayı öğren." dedikten sonra Umay'ı bulmaya gittim...
Son teneffüse kadar onu bulamamıştım ve derslere de girmemişti,ama sonunda koridorun sonunda ki Umay'ı görmüştüm.Sessizce yaklaştım,kokusunu hissedecek kadar ona yakındım.Bağıracakken ağzını kapatıp yanda ki laboratuvara soktum.Kapıyı kapattım,ellerimi ısırdı,
"N'apıyorsun ya sen?Çeken çekene laf atan atana yeter be!" üstüne doğru ilerledikçe o da geri geri gidiyordu.En sonunda kafasını vurdu,ben gülerken o da kafasını ovuşturuyordu.Sevimliydi.Gözleri ellerime kaydı,onları tuttu ve benim gözüme doğru getirdi,
"Bu-bunlar ben ne yaptım?Uzay özür dilerim,gerçekten istemeden oldu.Pan-pansuman yapalım." ellerimi bırakıp bir şeyler aramaya başladı,
"Ne pansumanı lan?Tamam hayvanca davrandın da manyak mısın ne gerek var?"
"Sensin manyak lan!Sana pansuman yetmez beyin nakli lazım!Ama kullanabilir misin bilmem ya!
"Sana canımın yanmadığını söylüyorum uzatma!"
"İyi lan gidiyorum ben!Zaten niye çektiysen beni buraya!" kapıya döndüğünde ondan daha hızlı hareket edip kapıyı kilitledim ve anahtarı cebime attım.
"Lan deli!Aç şu kapıyı!"
"Sesini kes ufaklık."
"Ufaklık mı?Manyak mısın ya sen!Gören de iki metresin sanar!"
"1.93 az mı ufaklık?Yetmedi mi sana?"
"Hah!Ego Bey!"
"En azından senin gibi ufaklık değilim."
"Of kes ya!1.70 yetmedi sanırım!Aç kapıyı!"
"Anahtarı alırsan açarsın." dedim dudağımı kıvırarak.Elleriyle beni ittirdi ve bir kez daha...
"İnsan bir hareket eder odunnn!" dediği şey üzerine gülerek,
"Odunum ama kime yanacağım belli." bana ters gözlerle bakarken ciddiyete büründüm vücudumu onunkine değecek kadar yaklaştım,"Sana bu kadar yakındı dimi?"kafasını bana doğru kaldırarak seslice yutkundu.Gözlerim boynuna kaydı,ellerimi ceplerime koyarak boynuna doğru eğildim,"Bu kokunu iliklerinde hissetti mi?" Hiçbir şey söylemeden gözleri keşfe çıkmıştı.Yüzümde ki her detayı ezberlercesine bakıyordu.Gözlerimiz birbirine değdiği zaman duraksadı.Siyah saçlarından bir tutam oklarının arasına girmişti.Sessizliği bozmaya karar verdim,
"Daha fazla bakacak mısın?"
"Boynum ağrıdı." dediğinde istemsizce gülümsedim,
"Benim de." durumu açıklamak gerekirse,ben ona eğilmiştim,o da bana doğru kafasını kaldırmıştı.Yanında ki merdiveni çekip onun üstüne çıktı.Şu an aynı boydaydık.Aslında az önce daha tatlı bir durumdaydık.Camdan içeri arı girmişti ne hoş!Kafasının etrafında geziniyordu,
"Ufaklık sakın arkanı dönme.." sözümü dinlemeyip arkasını döndüğünde çığlığı bastı ve dengesini kaybedip üstüme düştü düşmesine ama dudakları çeneme değiyordu.Şok olmuş gözlerle bana bakıyordu,ben de ona.Beni yere doğru ittirmeye çalışıp merdivenden inemeye çalışırken yine sakarlığını konuşturdu,tam arkaya doğru düşecekken tek elimle belini kavradım ve kendime doğru çektim.Onu merdivenin üstünden alıp sıraya oturttum ve ellerimi açarak iki yanına koydum,
"Şaşırttın beni buzlar kraliçesi,küçücük bir arıdan mı korktun?"
"Korkmak değil,bir takım yaralar diyelim." dedi parmağını omzuma bastırarak.Parmağını tutup elini açtım ve omzumdan aşağıya,kalbime doğru indirdim,
"Yara orada değil burada." beni ittirerek,
"Bu kadar zırvalık yeter beni burada daha fazla tutacak mısın?"
"İstiyorsan evet."
"İstemiyorum,çıkar beni buradan ya of!"
Ellerimi yanından çektim,kapıya yöneldim.Kollarını göğsünde birleştirip,
"Aç şu kapıyı artık son ders başlayalı kaç dakika oldu farkında mısın?"
"Her şeyin farkındayım." cebimden anahtarı çıkartıp deliğe yerleştirdim,döndürürken takıldı tekrar dönd...ÇAT.4.BÖLÜM SONU