Merhabalar,
Bölümü Aisha'nın ağzından yazmaya karar verdim. Kısa oldu biliyorum.😳 Evde olmayışım ve netim'in de olmayışı ile ancak bu kadar oldu.🙇Keyifli okumalar dilerim❤
_________________________________Aisha'dan
"Cesur metro istasyonunu geçtin. Arabayı kenara çeker misin lütfen?" dediğimde şaşkın bakışlarını bana doğru çevirdi. Ona ilk kez bu kadar kibar davranmamı normal karşılamasını da bekleyemezdim zaten.
"Sen iyi misin? Az önce ki vahşi Aisha'ya ne oldu?" dediğinde omzumu silkip bakışlarımı yoldan ayırmadım.
"Her ne kadar ters konuşsam da işe yaramıyor. Bu yüzden bende taktik değiştirdim diyelim. Şimdi beni indirir misin?" diyerek sahte gülümsememi yüzüme yerleştirdim. Çok geçmeden Cesur'un yüzünde oluşan o aptal gülümseme oltaya düştüğünün resmiydi.
"İzin ver de evine kadar bırakayım hava yağacak gibi. Eve gidene kadar ıslanmanı istemiyorum." dedi. Bu düşünceli hali, gerçek yüzünü bilmesem inanmama yetecek cinstendi. Peri'yi de nasıl kandırmış olduğunu anlamama yetti.
"İyi tamam." dediğimde yüzündeki gülümseme artık sırıtışa dönmüştü ama bu durumu uzun sürmeyecekti. "Peri ile nasıl gidiyor?" dediğimde yüzündeki sırıtış yer çekimine yenik düşmüş ve somurtmaya dönüştü. Bu sefer gülen taraf bendim ama bunu ona göstermeye pek niyetim yoktu. Cevap alamadığım da bakışlarımı yoldan çekip, boş gözlerle yola bakan Cesur'a çevirdim. Ona bakmamı bekliyor gibi konuşmaya başladı.
"İyi gidiyor en azından onun için." demişti demesine fakat bu cümle öylesine söylenmiş bir cümleydi. Onunla mutlu olup olmadığını bir türlü anlayamıyordum. Ben gelene kadar gayet iyi gibi görünüyorlardı ve şimdi böyle olması fazlasıyla kafa karıştırıcı oluyordu.
"Neden en azından onun için dedin?" diye sorduğumda içine çektiği havayla gözlerini bir kaç saniyeliğine kapatıp açtı. Bu içimi fazlasıyla huzursuz etmişti.
"Sen varken onu gözüm görmüyor çünkü. Senin gibi kokmuyor, senin gibi bakmıyor." dediğinde donup kaldım. Peri'nin kolundaki morluk benim yüzümden miydi yani? Anlamayan gözlerle ona bakmaya devam ettim. Peri ona aşk ile bakıyordu, ben ise nefretle... Peri alımlı bir kızdı ve benden daha güzeldi. İçimdeki düşünceleri anlamış gibi konuşmaya devam etti. "Bana aşk ile baktığını biliyorum, sen ise bana iğrenerek bakıyorsun. Peri çiçek bahçesi gibi kokuyor ama sen..." dediğinde kırmızı ışıkta durmuş ve bu sayede bana daha ayrıntılı bakabiliyordu. "senin kokun tıpkı bana özel bir uyuşturucu gibi." gözlerindeki bakış yine kararmaya başlamıştı ve bu içimi tekrar ürpertmeye başlamıştı. Bakışlarımı kaçırdığımda "Yine bakışlarını kaçırdın." dedi.
"Çünkü bakışlarındaki o karanlık o günü hatırlatıyor ve her şeyi tekrar yaşamama neden oluyor. Normal bir kızı bu cümlelerinle etkileyebilirsin ama gel gelelim ki ne ben normal bir kızım ne de senden etkilenecek kadar aptalım! Şimdi indir beni Cesur!" diye sesimi yükselttiğim de arabayı en yakın metro istasyonunun girişine yaklaştırarak durdu.Bir şey demesine müsaade etmeden kemerimi çıkarıp, kapıyı açarak arabadan indim.
Bir insan daha ne kadar garip olabilirdi? Peri'ye bakışlarındaki duyguları gözle görülür cinsten fakat kolundaki o morluk ve az önce kurduğu o cümleler... Eğer o morluklar benim yüzümden olmuşsa kendimi asla affedemem. "Aisha!" bunu da ancak Peri ile konuşarak öğrenebilirim ama nasıl onunla iletişime geçebileceğimi bilmiyorum. "Aisha!" Birinin adımı seslendiğini duyar duymaz kolumdan çekilmem bir olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHA BOYANMIŞ - AYISIT
General FictionSıradanların aksine mahvolan bir hayat... Platonik aşkı yüzünden hayatı yeterince zorken saplantısı olan adam tarafından tecavüze uğrayan Aisha siyaha boyandı. Karanlığa hapsolduğunu düşünürken karşısına ansızın çıkıp intikam almasında yardım edece...