28.BÖLÜM-AŞIK GİBİ

3.7K 198 8
                                    

"Abi?" Fısıltıyl kendisine seslenen Adem ile gözlerini aralayıp kollarının arasında hala uyuyan kadına baktı. Uyuyup uyumadığını kontrol ettikten sonra soran gözlerle kaşlarını çatıp Adem'e baktı. "Abi Peri ve Akın ifade vermiş ve Kayra komiser de pazar günü olduğu için yarın güvendiği bir savcı ile işini halledecekmiş. Arama kararı da çıkarılacak."

"Peki ondan haber var mı? Onu gören olmamış mı?" Sesini kısık tutmaya çalışarak Aisha'yı uyandırmamaya çalıştı.

"Hayır abi. Güvenlik kameralarını tek tek inceledim, arabasına atlayıp gitmiş. O ara kimse de fark etmemiş." Çenesi kasılırken sakin kalmaya çalıştı ve bunu da en güzel şekilde kollarının arasında uyuyan kadın sayesinde başarabilirdi.

"Tamam. Sen git kahvaltılık bir şeyler hazırlat. Birazdan geliriz." dedi. Adem başını bir asker gibi indirip kaldırdıktan sonra odadan çıktı. Yağız saate baktığında öğlenden sonra ikiye geliyordu.

Düzensiz alınan nefesler ile uyandığını anladığında kollarını sıkıştırarak kulağına fısıldadı."Uyandığını biliyorum."

"Onun peşine düşüp zarar görmeni istemiyorum" Endişeli çıkan uykulu sesine karşılık sevgi dolu bir ton kulaklarına doldu.

"Şimdi bunu düşünme. Bir şeyler yemeliyiz. Aşağıya çocukların yanına inelim." Yağız kalkmaya yeltendiğinde Aisha "Ben gelmesem olmaz mı?" dedi Sesindeki burukluk canını sıkmıştı. Onların karşısına çıkmak istemeyeceğini zaten biliyordu fakat içine kapanıp daha kötü olmasını, bununla tek başına savaşmasını istemiyordu.

"Olmaz. Beraber ineceğiz aşağıya. Onlar da seni çok merak ediyorlar." Aisha her ne olursa olsun o görüntülerden sonra yüzlerine bakabileceğine emin değildi. İçinde hissettiği acı, üzüntü ve utanç yüzünden dolan gözlerinden bir damla firar etmiş ve şakaklarından aşağıya süzülüp saçlarının arasında kaybolmuştu. Gözlerini kaçırmaya çalıştığında Yağız derin bir nefes alarak güçlü durmaya çalıştı.

O görüntülerin ağırlığını her bir zerresinde hissediyordu Aisha. Insanların onun hakkında konuşmalarını hiç bir zaman umursamazdı fakat o halini görmeleri ve ona acıyan gözlerle bakmalarıyla nasıl başa çıkacaktı? Bilmiyordu... Peki Yağız o görüntülerden sonra nasıl onun yanında böyle durabiliyordu? O nasıl dayanacaktı insanların konuşmalarına?

"Sorun değil, buraya nasıl kucağımda çıkardıysam öyle de aşağı kata indiririm." dedikten sonra beklemeden yataktan çıkıp kollarını Aisha'nın bacaklarının altına ve sırtına doğru koyarak yataktan çıkardı.

"Yağız dur. Bak ben onu demek istemedim, indir beni. Bak yeterince olanlar yüzünden utanıyorum böyle aşağıya inersek..." Susup doğru kelimeyi bulmaya çalıştı. Fakat aklına hiç bir şey gelmiyordu.

"Böyle inersek ne?" Kalkan tek kaşı o kelimeyi söylerse kötü şeylerin olacağının garantisiydi. Bu yüzden devamını getirmek yerine "Kendim inebilirim." dedi.

Yağız başını eğip bir süre kucağına aldığı kadına baktıktan sonra yere indirdi. Elinden tutarak kapıya doğru yürümesini sağladı.

Aisha o kadar isteksiz ve tedirgin yürüyordu ki her an vazgeçip kendini bu odaya kilitleyebilirdi. Sonunda merdivenlerden aşağıya inip Adem, Sevgi, Ekin, Elif, Mert, Ali ve Umay'ın bulunduğu geniş salona girdiler.

Yağız'ın avucunun arasındaki el birden sıkılaşınca aklına yarış zamanındaki hali geldi. İki andaki Aisha'yı karşılaştırdığında Cesur'u öldürme hissi bir kat daha artarken Peri'ye de patlamamak için kendini zapt etmeye çalıştı.

O günkü Aisha, Cesur'dan korkup ona kafa tutarken, şimdi ki Aisha ise tanıdığı arkadaş olduğu, hatta abi yerine koyduğu Adem'e karşı bile utanç ve korku doluydu.

SİYAHA BOYANMIŞ - AYISITHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin