59 dakika "bankta" - 24 / ziyaret 2

54 8 0
                                    

Sezilerinde yanılmamak harekete geçirdi Neriman'ı. Mithat Soydan'la görüşmeye gidecekti bu kez. Emniyet'e. Chain'deki mesaisinden söz etmeyecekti tabii şimdilik. Ama genç kızın okulunda ufak bir araştırma yaptığından bahsedecekti.

Geçen seferki acemi çocuk yoktu bugün kapıda. Sorun yaşamadan girdi Neriman içeriye. Basamaklarda Murat Erel'le karşılaştı hatta. "Neriman Hanım?" dedi genç komiser coşkuyla, "Bu ziyaretinizi neye borçluyuz?"

"Yine rahat duramadım!" dedi Neriman gülümseyerek, "Baş Komiserimiz umarım kovalamaz beni!"

"Bunu sizden daha çok isterim!" diyen gözlerle baktı adam. Neriman odanın kapısına geldiğinde beraberindeki memur kapıyı çalıp "Efendim konuğunuz geldi!" dedi içeriye.

"Buyursunlar!" dedi Mithat Soydan, yine ayakta karşıladı Neriman'ı. "Arayı açtınız vallahi gönül koyacağım!" dedi hafif alaycı bir bakışla. Çocuk herhangi bir emir beklemeden dışarıya çıktı bu sırada.

"Neşenizi kaçırmak istemem ama söyleyeceklerim var!" dedi Neriman, "Mai hakkında!"

"İyi niyetinizden şüphem yok!" dedi Mithat Soydan, "Eminim yine peşine düştüğünüz işi bırakmayıp farklı kollardan birçok araştırma yaptınız... Ama rica ederim bizim işimizi bize bırakın!"

Daha Neriman söze girmeden tahmin etmiş gibiydi adam söyleyeceklerini. Üstelik geçen görüşmelerindeki kadar sevimli değildi bu kez. "Haklısınız!" dedi Neriman, yumuşak bir çıkış yakalamak için, "Ancak bilmek isteyeceğinizi düşündüğüm birkaç haber getirdim!"

"Nedir?" dedi Mithat Soydan, Neriman'ın pes etmeyeceğini bilen bir sıkılganlıkla. "Mai'nin okuluyla görüştüm!" dedi Neriman. "Eminim siz bu açıdan hiç bakmadınız. Uyuşturucu kullanacak bir kız değildi diyor hocaları!"

"Size narkotik birimin başındaki arkadaşımı çağıracağım!" dedi baş komiser, "Takdir edersiniz ki süreçle onlar ilgileniyor!" Tam olarak elden bırakmamıştı yiğitliğini ama hayli yol kat etmişti sonunda.

"Teşekkür ederim!" dedi Neriman adamın aksi yanını harekete geçirmemek için sakince.

Otuzlarının sonunda, yağlı saçlı bir adam girdi biraz sonra içeriye. Veysel Kara'ydı adı. Narkotik birimin başı. "Zahmet ettiniz!" dedi Neriman'a. "Biz dosyayı çoktan kapattık zaten! Golden shot diye bir tabir vardır bizde, altın vuruş. Kız düpedüz fazla dozu içip gitmiş!"

"Çantasında..." dedi Neriman, "Kanında da fazlasıyla rastlandı uyuşturucu maddeye!" dedi yağlı saçlı adam araya girerek.

"Peki ya tedarikçiler?" dedi Neriman bu kez, "Geniş çaplı bir operasyonun içindeyiz!" dedi adam. "Ekiplerim kısa sürede toplayacak hepsini!"

Tonundaki gerginliği hisseden Mithat Soydan "Veyselciğim!" diyerek araya girdi; "İşinizi layıkıyla yaptığınızın herkes farkında. Ancak dikkatimizi çekmek istediği başka bir konu var Hanımefendi'nin..."

"Teşekkür ederim!" dedi Neriman. Kendine güveni yerine gelmişti bir anda. İşin tuhaf yanıysa Mithat Soydan'ın koruyucu tutumu olmuştu. Elindeki şansı kaçırmadan söze girdi: "Bakın ben bugün Mai'nin okuluna gittim." dedi. "Okuduğu bölümün dekanıyla görüştüm. Kızı tanıyor. Kesinlikle uyuşturucu kullanacak bir genç değildi diyor! Size de bu ölüm biraz şüpheli gelmiyor mu?"

"Gelmiyor!" dedi Veysel Kara, "Ne kullanıcılar, satıcılar gördüm bugüne kadar. Hepsi birbirinden melek yüzlü. Lütfen siz de güvenin artık bize!"

"Anlaşıldı!" dedi Neriman odanın kapısına yönelerek; "Sizi haksız çıkartmak isterdim ama elimden daha fazlası gelemeyecek gibi bu sefer!" 

59 dakika "bankta"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin