• 5. Bölüm •

15 2 0
                                    

Sen de yolundasın be dostum
sen de kolpasın.
Kötü günümde olmayan da
İyi günümde  olmasın!

-Sansar Salvo

_____________○_______________

Neredeyse güzel bir gündü.
Neredeyse.

İçimde ki kötü sıkıntı , kasvet olmasa orada duran 'neredeyse'yi atabilirdim.

Ailemle yaptığım güzel bir kahvaltı sonrası babamın işi çıktığı için gitmek zorunda kaldı. Annemle bahçemizde bulunan çardakta karşılıklı oturuyorduk. "Bugün ne yapmak istersin kızım? "

"Aslında Miray ve sevgilisini bize davet ettim anne. Ne yaparız bilmiyorum. "

"Bahçede mangal yapabilirsiniz? " diye bir öneri  sundu annem. Kabul etmemek olmazdı böyle güzel teklifi. Miray'ı arayıp açmasını bekledim. Bi kaç  çalıştan sonra "Alo. " diyerek açtı.

"Mangala ne dersin? " cıvıldadım lafı uzatmayarak.

"Ney , ne mangalı? "

"Annem bahçede mangal yapabileceğimizi söyledi. "

"O kocaman bahçede tabi ki mangal yaparız. " dedi kahkaha atarak.

"Hem sana, size anlatmam gerekenler var. " karakola ve savcılığa gittiğimizi anlatacaktım.

"Biz bir saate orada olacağız. Gelince konuşuruz güzelim. "

"Görüşürüz Miray. "

Telefonu kapatıp malzemeleri alması için birine haber verdim. Bahçenin hazırlanmasına bende yardım ettim. Bahçenin  bir köşesine  oturabileceğimiz alanı hazırladık.

Herşey hazırken beklemeye koyuldum yarım saat geçmişti yanlızca.   İlgilenecek farklı  şeyler aradım. Rahat hamağa yattığımda arayışımdan vazgeçtim. Biraz dinlenebilirdim sonuçta.

*

Gülme sesleri geliyordu kulağıma. Gözlerimi açma zahmetinde bulunmadım.
Keşke bulunsaydım.
Hazırlanan hain planı önceden  fark edebilirdim.

Kollarım ve bacaklarımdan tutulup havalanınca sonunda gözlerimi açtım. Miray kollarımdan Mert ise bacaklarımdan tutuyordu.

"Hey nabıyorsunuz? "

'Bir .. iki .. üç !!' diye bağırdıkları an kendimi havuzun serin suyunda bulmam da aynı zamanda gerçekleşmişti. Sudan kafamı çıkarıp ellerimle saçlarımı arkama topladım. Yüzümü de sıvayıp bana kahkahalarla gülen çifte hitaben "Siz var ya çok kötüsünüz. Bu yapılır mı? "

Miray kahkahalarının arasından "Alkim yüz ifadeni görmen lazımdı bebeğim. Sanki seni havuza değil de roketle uzaya fırlatıyormuşuz gibi  bir halin vardı. " bu uzun cümleyi tabiki de tek nefeste söylememişti.

Demek  öyle Miray Hanım! Miray'a doğru yaklaşıp ayak bileğini yakaladım ve onu havuza çektim. Kıç üstü düşmemek için ileri doğru atılınca  bedeni suyla buluştu.

"Hiç beklemiyordum Alkim. "

Havuzun yüzeyine vurarak özellikle bana su fırlattı. Aynısı bende ona yapınca atışmamız alevlenmişti. Mert'te tüm bu olanlardan nasibini aldı elbette. Daha fazla durmayarak havuzdan çıktık ve  odama girip kuru kıyafetlerimizi giyindik. Yüzmek gibi bir fikrimiz olmadığından Miray'ın yanında ekstradan kıyafet yoktu.  Benden giyindi. "Alkim bu kıyafetlere bir servet yatırılmış olmalı. "

SİYAH ve BEYAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin