Medya: Maryse Lightwood [Trueblood]
(Kolaj bana aittir, lütfen herhangi bir yerde izinsiz kullanmaya kalkışmayınız.)
#Halsey - Coming Down
#Halsey - Drive⌘⌘
Gölgelerin aynı sahiplerinin isimlerine yaraşacak şekilde köşelerine kurduğu hakimiyeti güneşin doğuşuyla yavaş yavaş kaybeden enstitünün kütüphanesi, takımlarının içerisinde savaştan kalan kirleriyle duran ve en az onlar kadar bitkin halde dikilen İntikamcılar ve Avcılar'la doluydu.
Ojeli parmaklarını saran mavi kıvılcımları ile bir sıradanı iyileştirmiş Magnus kütüphanenin koca pencerelerinden birinin yakınındaydı, sokağı izliyordu. New York uyanıyordu ve enstitünün bulunduğu sokak yavaştan insanlarla dolmaya başlamıştı. Telaş yavaşça sokağı ve şehri sarmaya başlayacakken kütüphane bir sürü fısıltı ve sesle dolup taşıyordu.
Jessica hala derin bir uykudayken Peter onun yanında kalmak istememişti, şimdi terli saçlarıyla elinde tuttuğu maskesini sürekli parmakları arasında sıkıştırıp kütüphanenin bir köşesinde konuşulacakları dinlemek adına beklerken, Wanda onun yerine Jessica'nın başında beklemeyi kabul etmişti. Peter'ın omzuna elini koymuş, ardından revirdeki yatağın yanındaki sandalyeye kurulduğunda kendisine konuşulanlardan haber vermesini istemişti Peter revirden çıkmadan önce.
Magnus sokağa göz atmayı sürdüredursun, çekici kütüphane masasının ortasında duran Thor düşünceli görünüyordu. Morpheina kütüphanenin çevresindeki sandalyelerden birine kurulmuşken Simon'a doğru eğildi ve huysuz fısıltısını kulağına iletti. "Bu çekiç burada durmak zorunda mı?"
Simon bir elini sandalyenin arkasına yaslarken oldukça rahat görünüyordu. Ama ruh hali ve bedenine bastıran uyku bunun tam tersini ifade ediyordu. Hepsi bir duş alıp uyumak istiyordu ama durum acildi, üstelik ortada kaçak bir Tanrı olması durumu kolaylaştırmıyordu. Simon elleriyle yorgunluğun çizgilere çöktüğü gözlerini ovalarken aynı fısıltıyla fakat daha bitkin halde cevap verdi. "Yıldırım fırlatabilen bir Tanrı'nın heybetini üzerine çekmek istediğimizi sanmıyorum, buna İntikamcılar'da dahil."
Morpheina sarı saçlarını omzundan geriye atarken homurdanmaya devam etti, masanın her an çekicin ağırlığına dayanamayıp çökeceğini düşünüyordu. Masayı omuzlamış meleklerin acısı katlanmıştı ve Morpheina içinden onlara üzülüyordu.
Magnus döndü, pencereden uzaklaştı. Parmakları güneşin ışıkları altında ışıltıyı ojelerin parlaklığı sayesinde yansıtıyordu. "Loki'yi bulmalıyız. Boyutta olup bitenler hakkında bize daha fazla bilgi verebilir."
Thor elini yasladığı ahşap masadan çektiğinde asaletiyle kaldırdı ve ölümsüzlüğünü yüzüne çarpmış Magnus'u gösterirken kelimeleriyle onayladı. "Ölümsüz haklı. Loki'yi bulmamız gerek."
Magnus parmaklarını ceketinin cebine yaslarken oldukça katı bir sesle konuştu. "Benim bir adım var Thor Odinson."
Kimse bu konuşmaya dikkatini vermezken Thor tepki vermedi bile. Magnus onun böyle davranmasından hoşnut değildi, bu Tanrı'nın böylesine sinir bozucu davranması onu çileden çıkarmak üzereydi. Gücünü hala tam olarak toplayamamışken kaşlarını kaldırdı. "Pekala, madem sen sormayacaksın, o zaman söylüyorum: Magnus Bane. İsmim Magnus Bane."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
land of confusion [tmixmarvel crossover]
Fanfic❝Burasının bana neden Karışıklıklar Ülkesi olduğunu söyle. Bu bizim yaşadığımız dünya ve bunlar bizim verdiğimiz eller. Onları kullanalım ve denemeye başlayalım; Bu dünyayı yaşamaya değer bir yer haline getirmek için.❞ ▾ ▾ ▾ *Ölümcül...