ben artık DAYANAMIYORUM..

15 4 0
                                    


Ufak bir sarsılmayla uyandım. Bu da neyin nesiydi böyle? Uyku sersemliğiyle olayı daha kavrayamamıştım. Ama durum hiç vahim görünmüyordu. Sarsıntıdan dolayı ayağa zar zor kalkmıştım. Galiba deprem oluyordu. Nedense hiç şaşırmamıştım. Oturduğumuz ev tamı tamına bir harabeydi. Düşüncelerimden sıyrılarak zar zor odamdan çıkıp annemin odasına doğru ilerlemeye başladım. Kapıyı açmaya çalıştım ama açılmıyordu. Son gücümle tekrar ittim kapıyı. Bu sefer az da olsa açılmıştı. O küçük aralıktan içeriye baktım hemen. Buğulu gözlerim annemi aradı. Ama yinede görünmüyordu. Kapının önüne dolap düşmüştü ve benim gücüm yetmiyordu. Kapı kırılma sesi geldi ve ardından birileri benim kolumdan tutup dışarıya çıkardılar ama ben hala çırpınıyordum.

-annem içeride kaldı. Lütfen onu da çıkarın lütfen!

O an çok çaresizdim. Mantıklı düşünemiyordum. Sarsıntılar durmuştu nihayet. Beni kurtaranlar tekrar içeriye girmemişlerdi, kendilerinide düşünmek zorundalardı. Ben ise ağlamaktan, bağırıp çağırmaktan yorgun ve bitkin düşüp kaldırıma oturmuştum. Komşuların hepsi başıma toplanmıştı. Ama bunların hiçbiri benim umrumda değildi. Ne yapacağımı hiç bilmiyordum. Hayatımda ilk defa bu kadar çaresiz hissediyordum. Ambulans ve polis sirenleri doldurmuştu mahalleyi. Ben ise öylece şok olmuş bir şekilde yere bakıyordum. İçeriden sedyeyle annemi çıkarıyorlardı. Zor da olsa yerimden kalktım ve annemin yanına doğru koşmaya başladım.

ama anlamadığım tek birşey vardı annem neden o siyah poşetin içindeydi??
O ölmüş olamazdı değil mi??

Yani annem adı melek olduğu gibi kendiside melek ve melekler ölmez. Sedyenin önüne geçtim ve;

- durun! Nereye götürüyor sunuz annemi? Neden siyah poşetin içinde?
O ölmüş olamaz değil mi? Siz sadece bana şaka yapıyorsunuz. Annem beni bırakmaz. Siz bana yalan söylüyorsunuz. Bırakın dokunmayın ona!! Açın şu poşeti annem nefes alamayacak! Katilsiniz siz, katilsiniz annemi siz öldürdünüz!!

Adeta delirmiş gibi bağırıyordum. Beni komşular tutuyorlardı. Ama ben sakin kalamıyordum. Hangi insan sakin kalabilir ki; nefesi, canı, hayat ışığı gittiğinde...

Bana "sakin ol kızım" diyen teyzeleri iterek, ilerleyen ambulansın peşinden koşmaya başladım. Ama yetişememiştim, ambulans gözden kaybolmuştu. Bacaklarım beni daha fazla taşıyamadı ve dizlerimin üstüne çöktüm. Bağırmaktan sesim kısıldığı için, sesim çok çıkmıyordu. Kendi kendime mırıldandım.

- benim meleğimi neden elimden aldınız? Neden herkes beni bırakıp gidiyor? Önce babam.  Şimdide sen anne.  Ben artık dayanamıyorum..

Son cümlemi fısıltı şeklinde söylemiştim ve gözüm kararmıştı, ne olduğunu anlamadan kendimi karanlığa teslim etmiştim...

AKASYA GÖLGESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin