Neredeyim Ben?

5.8K 265 11
                                    

İyi okumalar.

Lütfen oy ce yorumlarınızı eksik etmeyin.

==============

Kerem'den.

Derin bir nefes aldım bıkkınca.
Aldığıma da pişman oldum.

2 ay, 3 gün oldu ben buraya geleli. Tam 63 Allah'ın günü boyunca bu lanetli mekanın pis rutubet kokusunu ciğerlerime çektim ve şu an daha fazla dayanabileceklerini sanmıyorum.

Saat gece 00.11

Karanlıkta ayak seslerim bana eşlik ederken koridor bitmiş, ve ben sonunda oksijeni ciğerlerimle buluşturdum çok şükür.

Gözlerimi ay ışığında hafif görebildiğim ormana çevirip düşünmeye başladım.

Nereden nereye gelmiştim.

17 yıl önce Ferhat Sayer annem ve beni terk etmişti. Daha o zaman yemin etmiştim. Onun gibi olmayacaktım. Aksine, omun gibilerin korkulu rüyası olacaktım. Ortaokulu bitirince askeri lise sınavına girmiş, kazanmıştım. Kuleli'den mezun olunca hedefime ulaşmak için her şeyi yapmıştım, başardım da. Sonra direk Hakkari'ye geldim.

Ben: Özel kıvvetlere bağlı Teğmen Kerem Sayer. O çakallara cehennemi yaşatmaya geldim!

Burada olma sebebim bilgi toplanaktı. 2 aydır istihbarat veriyordum. Görevim üç şekilde sonlanırdı.

1. Deşifre olursam.

2. Emir gelirse.

3. Mecbur kalıesam.

Sağ taraftan gelen sesle oraya çevirdim gözlerimi. Eski bir arabaydı. Tanımıştım.

Arabadan tam da tahmin ettiğim gibi Erdal ya da benim deyimimle p*ç kurusu indi. Sırıtarak bana bakıyordu, meymenetsiz.

"Ovv naber ya." Seni görmeden önce daha iyiydim. Hem niye sırıtyor bu?

"Hayırdır." Sizin işiniz hayır olmaz ya.

"Yav bir doktor karı buldum. Taş, taş. Hem hastalara bakar, hem bize..." Hay seni, senin -olmayan- şerefini, salak düşüncelerini s*kiyim. Ben buna boşuna p*ç demiyorum.
Hayır, bir de kız kaçırmış.

Derin bir nefesle sakin görünmeye çalışarak konuştum.

"Ee kız nerede?" Bana arka koltuğu gösterdi. "Tamam, ben ilgilenirim." Erdal başını sallayıp gitti. O gidince ben de arka kapıyı açtım. Ben kapıyı açınca otomatik açılan araba ışığında parlayan beyaz teni yüzünün bir kısmını saçlarının örttüğü taş çatlasa 22 yaşında bir kız gördüm.

Şeref fakiri.

Zaten sen anca git savunmasız kızları kaçır!

Tamam, sakinim.

Yavaşça kucağıma aldm. Sonra arabayı kapatıp kızı malesef şu lanetli yere götürdüm.

===========

Zeynep'ten.

Siyah, tek gördüğüm şey. Daha doğrusu göremediğimin kanıtı...

Şu an bana yaşadığımı hissettiren tek şey, burnumun direğini kıran rutubet kokusuydu. Ah! Baş ağrısını unutmayalım.

Neredeydim ben? O adam kimdi? Beni nereye getirmişti? Neden getirmişti?

Gözlerim resmen açılmak istemiyordu. Ben onları takmadan inat ettim. Ve evet.

Etrafa şöyle bir göz gezdirdim. Tuğladan oda gibi bir yerde toprak bir zemindeydim. 3 metre yukarıdaki candan başka ışık gelmesini sağlayan bir şey yoktu.

Bende ellerim ve ayaklarım bağlı, dizlerimin üstünde, başımı duvara yaslamış bir vaziyette odanın en uç köşesindeydim.

Ama neden? Benden ne istiyorlar? Benden başka biri var mı?

Seslenmek istedim ama olmadı. Ağzım da bağlıydı.

Bir gıcırtı duydum. Ses odada yankı yaptı. Kalbim korkuyla hızlı hızlı atarken gıcırtı sesi beynimde yankılandı. Bacakkarım titrerken başımı ağır hareketlerle sağ çaprazımda kalan kapıya çevirdim.

Kapının kolu yavaşça aşağı indi. Ağır hareketlerle açılmaya başladı. Her an kalbimin atışlarını kulaklarımda duyarken dua ediyordum.

Allah'ım yardım et.

Kapı aralanınca içeri bir silüet girdi. Başta tek kişi sandım ama iki kişilerdi.

Yavaş adımlarla bana yalaşıyordlardı. Küçük pencereden giren ışıkla onları gördüm.

İlk görüş açıma giren beni kaçıran oldu. Uzun sakalları ve saçları darma duman kirli giysileriyle bana
sırıtarak yaklaşıyordu.

Korkuyor muyum? Evet, ama bumu belli edip ona istediğini. Veremem.

Sonra diğerinden çok daha genç birini gördüm. Uzundu, yapılıydı, açık kumral saçları ve kahve gözleriyle buraya ait olmadığını haykırıyordu.

Dikkatimi en çok o kahve gözlere kaydı. Kalbim atmayı, ben nefes almayı bırakmıştım.

Ne kadar o toprak rengine çalan gözlere baktım bilmiyorum ama o sertçe bana bakarken gözlerimi kaçırdım.

"Ee nasıl buldun?" Yaşlının sesiyle genç beni bir kez daha süzdü.

"Tamam, beğendim." B-bana mı dedi o? Neler oluyor? Yoksa...

Allah'ım kurtar beni! Yalvarırım kurtar.

"Kapıya 1-2 bekçi koyalım. Ve bir şeyler yesin." Defi genç. İhtiyar başını salladı.

"Ben kapıdayım siz de tanışın." Dedi ve gitti. Genç bana doğru gelirken titrememe engel olamadım.

Çocuk ellerimi ve ağzımı çözüp bir kağıt bıraktı. Kulağına:

"Çok gizli. Görmesinler ikimizde ölürüz." Dedi , ben şok olmşken arkasını döndü.

Ve gitti.

Şimdi o bana yaedum mı ediyor?

Titreyen ellerimle tam kağıdı okuyacakken kapı açıldı.
İki kişi önüme yemek getirdi. Ben o an korkudan kağıdı dizimin altına koyup deeince nefes alfım.

"Ye!" Oldu başka.

"Harama el uzatmayız biz! Boşuna getirmişsiniz yemem ben onu siz yiyi." Korkum sesine yansımamışttı. Onlarda alıp gittller.

Fizimin arasındaki kağıdı titreyen ellerimle alıp okumaya başladım.

"Ben Teğmen Kerem. Sana detaylı bilgi veremem. Sadece seni kurtarıcağımı bil. Ve bu kağudu inha et!

Selam! Sınavlarım başladığı için erken yazdım. 2-3 hafta yazamam.

Mavi Hemşirem Bordo BerelimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin