Multimedya: Lilith
Skillet - The Resistance
•••••••
1. Bölüm
"Beni bırakmana izin vermeyeceğim. Benim karım olup, bana itaat edeceksin. İhtiyaçlarımı karşılayacaksın. Maddi, manevi ve cinsel ihtiyaçlarımı... Anlıyor musun?! Bana bak kutsal fahişe! Yüzüme bak!"
Alaycı bir kıkırtı kaçarak ağrıyan kalbime kondu. Çıkmayı bekleyen onca kıkırtının içinden sadece en küçüğü çıkmıştı. Bunu garipsedim. Aniden başım dönerken bir kıkırtı daha kaçtı. Ah, şimdi anlıyorum. Senkronize olup beni yenebileceklerini düşünüyor olmalılardı. Oysa ki benden daha canavar olamazlardı. Dudaklarımı zorlayan kıkırtıları bastırmak için elimi ağzıma kapatıp, gözlerimi dinlendirmeye başladım. Onları nasıl yok edeceğimi tabi ki biliyordum. En kesin ve keskin yöntemle... Acı... Onları acıyla yok edecektim. Bundan daha kolay bir şey olamazdı zaten. Yapmam gereken tek şey iki hafta öncesine gitmekti. Tıpkı daha demin yaptığım gibi...
'Beni bırakmana izin vermeyeceğim.'
Ama sen beni yıllar önce bıraktın.
'Benim karım olup bana itaat edeceksin.'
Artık değil. Olmaz.
'İhtiyaçlarımı karşılayacaksın'
Hayır. Sen benim sana ihtiyacım olduğunda yoktun.
'Maddi, manevi ve cinsel ihtiyaçlarımı...'
Asla, asla altına yatmayacağım.
'Beni anlıyor musun ?!'
Evet, ben seni anlıyorum. Yakında sende beni anlayacaksın ve bana bağırdığın her an için, bana kaldırdığın her el için bedel ödeyeceksin.
'Bana bak kutsal fahişe!'
Kutsal fahişe. Evet, bu benim adım. Adımı hakkıyla taşıyacağım. Bundan sonra küçük Lilith yok. Onu öldürdünüz.
'Yüzüme bak!'
İnan ki-
Düşüncelerimi bölen hareketle panik içinde gözlerimi açtım. Yani başımda duran hostese şaşkınlıkla bakmaktan kendimi alamadım. O ise bana şokla bakıyordu. İfşalandığımı düşünüp ani bir hareketle ayağa kalktım. Elim kaymış peruğuma giderken ufak bir hareketle düzeltip, lenslerin buğusunun gitmesini bekledim. Bir şey söylemeden hızlıca etrafı taradığımda şokla gözlerim irileşti. Hiç kimse yoktu. Hostes ben ve hostesin arkasındaki yakışıklı genç adam dışında. Tekrar hostese bakınca elindeki kırmızı butonlu aleti gördüm.
Pekâlâ, oldukça ifşalanmıştım.
Kafamda hızlıca tartıp hostesi geriye doğru kuvvetlice itip üst bölmeden spor çantamı aldım. Hostes ve arkasındaki adam bunu beklemediği için geriye devrilirlerken onlara son kez bakıp koşarak uçaktan indim.
Neyse ki İstanbul'daydım. Daha önce defalarca nefretle şirket işlerini ve aptal kokteylleri halletmek için geldiğim bu şehre şimdi nefes nefese içimdeki özgür hisle varmıştım.
Arkamdan koşan ayak sesleriyle tecrübemi konuşturup daha da hızlandım. Eski atletizmci olmanın faydasını yaşarken ensemde hissettiğim nefesle kal geldi. Aniden olduğum yerde durduğum için arkamdaki kişi üstüme düşüp hiç beklemeden bileğimi yakalayarak beni kaldırdı. Gözgöze geldiğimizde hostesin arkasındaki adam olduğunu görüdüm. Koyu kahve gözleri uyarırcasına bakarken bileğimi kurtarıp deli gibi sıktığım yumruğu yüzünde patlattım. Şokla gözleri irileşirken bileğimi bırakmadı ama diğer elini akan kanın gerçekliğini sorgulamak amacıyla burnuna götürdü. Gür bir şekilde akan kanı o hissedip ben görürken "Gerizekâlı!" diye tısladı. Bu olanlar birkaç saniye içinde gerçekleşirken yaşananların varlığını sorguluyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLİTH
Fiction généraleİnanışa göre Lilith Adem'in Havva'dan önceki eşidir. Tanrı Adem gibi Lilith'i de toprak ve kilden yaratmıştır. Bu nedenle Lilith kendisini Adem'le eşit olarak görür. Adem'e itaat etmez ve onun altına yatmak istemez. Adem'in baskıları sonucu haksızlı...