Sana bir teklifim var

393 79 20
                                    

Bir süre yurt odasının beyaz tavanına bakıp düşüncelere dalmış olan Hoseok oda arkadaşının gelmesini bekliyordu. Sonunda tahta kapı kilidinin açılma kapının gıcırdama sesini duyduğunda yataktan zıpladı ve dairelerinin orasındaki ortak alana doğru hızlı adımlarla ilerleri.

"Namjoon-ah? Geldin mi?" Hoseok en yakın arkadaşlarından biri olan ve onunla aynı üniversitenin müzik bölümünde okuyan arkadaşına seslendi. "Hayır gelmedim. Hala rüya görüyorsun." dedi ilk olarak Hosoek'a aptal mısın bakışları atıp çantalarını koltuğun üzerine fırlatırken. "Sana bir şey sormalıyım." dedi Hoseok Namjoon'un laf sokmalarını görmezden gelerek.

"Hmm?" diye mırıldandı Namjoon sözlü cevap vermeye gerek duymayarak.

"Hyung Müzik departmanından Min Yoongi isminde birini tanıyor olma ihtimalin var mı?" sorusunun cevabını beklerken kısa bir an için düşünceli bir ifadeye bürünen Namjoon hatırlayamamış gibi başını iki yana salladı "Neye benziyor?"

"Kısa, beyaz tenli, siyah saçlı ve biraz kediye benziyor?" sözleri karşısında Namjoon'un ilk tepkisi gülmek olmuştu. "Bu işe yarar betimleme için çok teşekkürler Hoseok-ah." Sonrasında biraz ciddileşip düşünceli bir şekilde kafasını kaşıdı. Bunu ne zaman bir şey hatırlamaya çalışsa yapardı ve Hosoek ona düşünmesi için zaman verdi.

"Sanırım kimden bahsettiğini biliyorum. Sessiz ve yalnız takılan bir tip mi?" Hoseok buna ne cevap verse bilememişti, Yoongi'yi pek tanıdığı söylenemezdi sonuçta. Yine de ilk bakışta sevgi yumağına benzemediği de bir gerçekti. Bu nedenle soruya sadece omuz silkmekle yetindi. "Sanırım? Emin değilim." kısa bir duraksamadan sonra asıl sormak istediği sorulara geçti.

"İyi mi?"

"Kim olduğunu bile bilmiyorken bunu nasıl bilmemi bekliyorsun?" derken ki sorgulayıcı tınısı sesine yansımıştı.

"Aynı dersleri alıyorsunuz. Nasıl hiçbir fikrin olmaz? Her akşam müzik öğrencilerinin ne kadar yeteneksiz olduklarından yakınıp durduğuna göre onun hakkında da bir şeyler biliyor olmalısın. Nasıl bu konuda hiçbir fikrin olmaz ki?" Namjoon ellerini suçsuzmuş gibi havaya kaldırdı. " Demek ki sınıfta hiç parçalarını çalmıyor ve kendini göstermiyor. Kendi soruna kendin cevap vermiş oldun." Arkadaşının ne demek istediğini anlayamamış olan Hoseok tek kaşını havaya kaldırdı.

"İyi olsaydı çıkıp bunu kanıtlamış olurdu. Demek ki değil." her zamanki gibi bilge ve kendinden emin konuşan Namjoon bu sefer yanılmıştı.

Hoseok nefesinin altından "Pek sanmıyorum." diye mırıldandı.

Yoongi-

Yaklaşık bir saattir odanın her tarafını tek tek aramış olan Yoongi hala flash belleğini bulamıyordu.

"Nerede olabilir ki lanet olası şey?" diye kendi kendine sinirle mırıldandı. Hiçbir zaman yanından ayırmazdı ki onu. Bir yerde kaybetmiş olması imkansızdı.

"Jungkook odama girdin mi?" diye başladı Yoongi evin geri kalanını gözden geçirirken. O flash belleği bulması gerekiyordu. İçindekiler bilgisayarındaki dosyada da vardı ama o parçalar ona özeldi. Henüz yakınları dışında kimsenin görmesi için hazır değildi. Diğer şarkıları için de aynısı geçerliydi.

Odasının kapısından kafasını uzatan Jungkook bir süre Yoongi'nin ne yaptığını çözmeye çalıştı. "Hayır?" bu sefer odadan iyice çıkıp Yoongi'nin yanına geldi "Noldu Hyung bir şeyini mi kaybettin?"

Yoongi sinirle boynunu kaşıyarak cevapladı "Flash belleğimi bulamıyorum."

"İçinde şarkılarının bulunduğu belleği mi?" Jungkook'un gözleri hafifçe açılmıştı " Ama sen onu asla yanından ayırmazsın ki, sadece gözünden kaçırmadığına emin misin?" dedi o da etrafına şöyle bir bakınırken.

His Muse | YoonSeok |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin