Acı

219 50 23
                                        

Hoseok'u üstüz izlediği ve onu rüyasında gördüğü o günden beri ikilinin arasında garip bir hava seziliyordu. Birkaç gün sonra buluşup nasıl bir şarkı yapmak istedikleri konusunda kafa yormuşlardı. Tüm bu konuşmalar boyunca Yoongi'nin gözü Hoseok'un dudaklarından ayrılmamıştı ve Hoseok da bunun farkındaydı, hatta bu ilgiden oldukça hoşlandığı bile söylenilebilirdi.

Yoongi'nin gözlerini üzerinde gezindiğini hissediyor ama, yine de sadece seyirci kalmakla yetinmek zorundaydı,

ve bu Hoseok'u yavaş yavaş delirtiyordu.

Yoongi onun için çok fazlaydı. Kimseye kabul edemese de gerçek buydu. Yoongi Hoseok'un aklını başından alıyordu. Düşünmesini engelliyordu.

Oldukça sık didişmelerine rağmen Yoongi aslında oldukça eğlenceli bir insandı ve konuşmasını, tutkulu olduğu konuları gözleri parlayarak anlatmasını ve görüşlerini dinlemek çok kısa bir zaman içerisinde Hoseok'un dört gözle beklediği bir aktivite haline gelmişti. İkisinin bir hafta içinde sabahları okulun yanındaki kafede buluşup bir şeyler içmeleri, Hoseok'un Yoongi'nin filtre kahvesine yüz buruşturması bir alışkanlık haline gelmeye başlamıştı.

İkisi de bunun iyiye işaret olmadığının farkındaydı.

Yoongi-

Hoseok ile takılmaya başladığından beri adını okul koridorlarında daha sık duyar olmuştu Yoongi. Git gide daha da canını sıkmaya başlayan bu olay azalmak yerine tam tersine artıyor, Yoongi'nin sinirlerine dokunuyordu.

"Yoongi-cchi bu surat nedir? Yine ters tarafından mı kalktın?" diyen Jin kantinde Yoongi'nin yanına oturmuştu. Normalde her zaman kampüste dışarda oturdukları yerleri şu aralar soğuk havadan dolayı kullanılamaz olduğundan, boş vakitlerini burada geçiriyorlardı.

Derin bir iç çeken Yoongi "Herkesin ağzında adım dolaşıyor." diye açıkladı suratsız olmasının nededini.

"Ve artık bana tak edecek." derken insanların bakışlarını görmezden gelmeye çalışıyordu. Insanlar gercekten bakıyordu. Utanmadan yada saklamak gibi bir ihtiyaç duymadan. İnanılır gibi değildi.

"Yoongi-ah, ön planda olmayı sevmediğini biliyorum ama Hoseok ile yatışmaya katılırken bunun olacağını hesaba katmalıydın." dedi Jin onu rahatlatmak için omuzuna elini koyarken. Ama suan en yakın arkadaşı Jin'in dokunuşları bile onu rahatlatamıyordu.

Ama Jin ona her zaman iyi gelirdi. "Ama bunun kötü bir fikir olduğunu düşünmüyorum. Bence doğru olanı yaptın."

"Sanırım haklısın." dedi stresle boynunu arkasını kaşıyan Yoongi devam etti " Şimdi ne bok yiyeceğim?" derken Jin'e etraflarında onları izleyen insanları işaret etmişti gözleriyle.

Bir süre düşünürmüş gibi görünen Jin, basitçe cevap verdi "Her şey normalmiş gibi davranacaksın, ve hiçbir şey olmuyormuş gibi. Zamanla insanlar senden daha ilginç bir dedikodu konusu bulup, bunun peşini bırakacaktır."

Her dedikodu gibi Yoongi hakkında olankilerin de bir son tüketim tarihi olduğu konusunda haklıydı Jin. Yeni bir olay olduğunda direk olarak ilgiler o tarafa dönecek ve Yoongi de sessiz sakin hayatına devam edebilecekti.

"Umarım haklısındır Hyung." diye mırıldandı sessizce Yoongi. Kendi halinde takılıp işini yapmaya çalışırken üzerinde hissettiği bakışlar onu huzursuz ediyordu.

Tam daha fazla buna dayanamayacağına karar verip masadan kalktığı sırada kantinin açılan kapısıyla tüm gözler onun üzerinden arkasından gelen kişiye çevrilmiş oldu.

Hoseok'u gördüğü gibi kalp atışları hızlanmaya başlayan Yoongi onun görüntüsüyle hafifçe büyülenmişti.

Kendine gel Min Yoongi.

His Muse | YoonSeok |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin