Doğruluk mu Cesaret mi?

327 64 34
                                    


Yoongi-

Gözleri istemsiz de olsa Hoseok'unkilerle buluşan Yoongi karşısındakinin de ona baktığını gördüğünde hazırlıksız yakalanmıştı. Ne zaman gözleri birbirlerininkiyle birleşse kalp atışlarının hızlandığını hisseden Yoongi kafasını farklı yöne çevirdi. Hala teklifine ne cevap verse karar verememiş olduğundan sorumluluklarından kaçıyormuş gibi hissediyordu onu görünce. Evet, kalbinin hızlanmasının tek nedeni bu olmalıydı. Tedirginlik.

Hemen ardından Yoongi'nin sağ çaprazında oturan Namjoon öksürürmüş gibi yaptı ve "Bunlar Kim Seok Jin, Jeon Jungkook ve Min Yoongi." derken arkadaşlarına onların tarafını gösterdi. "Jin ve Yoongi Hyung." diye düzeltti Jin her zamanki göz kamaştırıcı gülümsemesini atıp konuşmaya başlarken Yoongi ve Jungkook sadece basit bir baş selamıyla yetişmişti. İkisi de insanlara kolay ısınan kişiler olmamakla birlikte oldukça da çekingenlerdi. Karşılarında oturanların kim olduğunu hesaba katmaya gerek bile görmüyordu.

Adının Jimin olduğunu bildiği çocuk gülümseyip onlara el sallarken gözleri gülümsemesinin ardında kaybolmuştu. Düşününce oldukça şirin ve zararsız gözüküyordu "Bu çocuklarla takılmak için fazla masum duruyor." diye geçirdi içinden Yoongi. Hani bu diğerlerini de elleri kanlı okul çetesi olarak gördüğü anlamına gelmiyordu, sadece baş belası olarak gördüğü anlamına geliyordu. Bu nedenle özellikle Hoseok'un olduğu tarafa bakmamaya ve onu olabildiğince görmezden gelmeye çalışıyordu.

"Oyunun kuralları basit." derken Yoongi'nin düşünceleri bir kere daha Namjoon tarafından bölünmüştü. "Şişenin arkası gelen kişi sorar ucu gelen kişi cevaplar. Eğer istenilen şeyi yapmak yada söylemek istemiyorsanız pas geçmek için 2 shot atmanız gerekiyor." Namjoon'un oyunun kurallarını kısaca açıklaması üzerine "İki biraz az değil mi Hyung." diye itiraz etti Jimin yüzünde haylaz bir ifadeyle. Yoongi "Vazgeçtim. Masum falan değilmiş." diye düşünüp ani bir fikir değişikliğine giderken Namjoon devam etti. "Biraz ağırdan alalım Jiminie." dedi ve Jiminin kulağına eğilip herkesin duyabileceğiniz bir ses tonuyla fısıldadı. "Kimseyi korkutmak istemeyiz değil mi?" Bir anda bakışları değişen çocuk uslu bir şekilde başını salladı.

Yoongi, Jungkook ve Jin'in acil olarak buradan çıkması gerekiyordu. Bu oyunun iyi gitmesine imkan yoktu. Onları kurtarması için Jin'e dönen Yoongi Hyung'unun attığı bakışlardan bunun için çok geç olduğunu anladı. Artık kaçmaları için çok geçti.

"O zaman başlayalım. İlk kim çevirmek ister?" diye mutlulukla şakıdı Jimin. O saate kadar sesini çıkarmamış Taehyung şişeye doğru uzanırken omuz silkti "Ben başlarım."

Onların olduğu taraf bundan büyük zevk alırken Yoongi'lerin oturduğumuz yerdeki hava oldukça gergindi. Taehyung denen çocuğun eli yavaşça şişeye gitti, ve basit bir hareketle şişeyi çevirdi. Dönen şişeyi izleyen herkesin gözleri masaya kitlenmişti. Oyun başında beri sesini çıkarmayan Jungkook'unkiler bile. Şişe sonunda Taehyung ve Jimin'in önünde durduğunda Jimin kaybetmiş gibi ellerini yüzüne götürürken Taehyung'unkinde ise acımasız bir sırıtış vardı. "Doğruluk mu cesaret mi?" diyen Taehyung sorusunu Jimin'e yönelttiğinde "Ahh lanet olsun... Cesaret." diye cevaplayan Jimin işinin kolay olmayacağını biliyordu. Bunlar gerçekleşirken Yoongi pür dikkatle olanları izliyor, kafasında olası en kötü senaryoları kurmaya çalışıyordu.

"Ellerini hafifçe Namjoon'un dudaklarında gezdirirken "Geliyorum." diye inle." İçtiği kolayı neredeyse ağzından püskürten Jungkook kafasını Jin'e o kadar hızlı çevirmişti ki Yoongi arkadaşının boynunu incitip incitmediğini merak etti. Ama Jin de en az onlar kadar şaşkındı. Bildiği tek sey ise buradan çıktıklarında ikisinin de Jin'i öldüreceğiydi.

Jimin gülmeye başladığında "İyiki onları korkutmuyorduk." diye de ekledi. Namjoon'un ise bu olayı en az Jimin kadar komik bulduğu yüzünden anlaşılıyordu. Yoongi en azından biraz mantık ve akla sahip olduğu için kendi kendine şükretti.

His Muse | YoonSeok |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin