Kelebek ömrü kadardır bizim hayatımız. Herşey göz kapayıncaya denk sürer. Fakat gel gör ki gözünüzü kapattığımız zaman neler yaşadık nasıl mutlu olduk nasıl üzüldük bilemeyiz. Bu yüzden bizler mutlu olarak yasamalıyız yani kısaca hayatımızın tadını çıkarmalıyız her engele rağmen. Ama bizler o engeli geçemiyoruz. Yada tam geçtik tam mutlu olduk dediğimiz zaman büyük felaketin bizi beklediğinden bihaberdik. Nereden bilebilirdik ki canımız daha çok yanacağını...
Sabah kalktığımda güneş sultanımın uyuduğunu görüp onu uyandırmadan not bırakıp sahile gelmiştim. Yaklaşık bir veya bir buçuk saattir bankta oturuyordum. Hiç bir hareket etmeden sadece düşünerek oturuyordum... Mutlu olmayı haketmeyen ben, başkalarının derdine çare bulan ben kendi derdime çare bulamıyordum. Çünkü ben o güçleri kaybetmiştim...
Yüzüme sert rüzgarlar vurdukça yüzümde tebessüm oluşuyordu. Saçlarım savruldukça çocuk gibi mutlu oluyordum. Ama bu aklıma gelen eski acılarla dolu anımı silmesine yardımcı olmuyordu.
Sadece küçük birşey yaa sadece küçük bir mutluluk istiyorum. Ama yok olmuyor. Eski anılar gözümde gerçekleştiğinde o sırada gözümden damla damla yaşların aktığını da hissetmiştim. Lise ikinci sınıftaydım. Ablamın bana o tokatı atışı herkese olan bütün güvenimi kaybetmiştim. İlk önce daha 6 yaşındayken babamın atışı ardından 17 sene olmasına rağmen hiçbir şekilde unutmadım. Hissettiğim acıya kadar hiç bir zaman unutmadım. Unutamam ki... İlk tokatım o benim hayatımı karartacak ilk tokatım. Canımın yanmasını bile bile attığı ilk tokat. Yaa daha 6 yaşındayım altı ne çocuk yaşta ne yaptım ki atıyorsun. O günden sonra hep ablama güvendim. En çok ablama güvendim. Dedim ablam canımı yakarsa onlar daha çok yakar dedim. Ablam benim annemden çok annem olmuştu. Beni o büyütmüştü. Tabi daha babamın attığı tokatı unutamamışken ablam atmıştı yaa... Ablama söylerken ağlayarak icimin parçalandığı şu sözü hiç bir zaman, hayatım boyunca unutamam ki. " Keşke şu tokatın yerine dövseydin, kırsaydın ama şu tokatı atmasan olmuyor muydu be abla. Canımın yanacağını bile bile keşke atmasaydın. Bilmiyor muydun bu ailede en çok sana güvendiğimi. Hep derdim abla ' benim ablam var eğer ki o benim canımı yakarsa herkes yakar. Bu yüzden benim canımı ablam yakmaz.' derdim ama o kadar yanılmışım ki..." Bunu söylerken ablamdan çok benim canım yandı. Ama ne yaşandı ne oldu hepsini hatırlıyorum yaa o bana yeter işte.Ama artık o kadar çok yoruldum ki ayakta duracak gücüm yoktu ki. Yada mutlu olmaya bir sebebim yok ki. Sadece birilerinin istediği hayatı yaşıyordum. Böyle yaşayarak ne kadar dayanabilirdim ki...
İnsanın kalbi çok çabuk kırılır ama çok zor toparlanır. Hiç bir kimse ağzından çıkan kelimeleri duymadan söyler. Kimisi canı yansın diye kimisi de öylesine der. Ama bilmiyor ki insanın kalbi çok hassastır.
İnsan tek bir kötü söz duyunca nasıl ağlardı bilir misiniz? Ben biliyorum yaa. Çevremdeki herkes desin ama ailem demesin yaa. Biliyorlar dayanamadığımı, biliyorlar canımın yandığını. Niye yapıyorlar o zaman. Hiç mi düşünmüyorlar beni. Yaşayacağım acıyı. Hiç mi? Bu kadar mı değersizim. Akşam canımı acıtacak sözler söylerler ama sabah da gönlümü almaya çalışırlar yaa. Bende hemen gülerdim. Çünkü, daha fazla bana karşı yapmacık davranmasınlar diye. Çünkü; onlar böyle yaptıkça canım daha çok yanıyordu. Bilmiyorlar ki açtığı yaraları tekrar kanattıklarını. Ama onlara asla ve asla sevgim hiç bir zaman eksilmedi. Sadece güvenimi kırdılar..
Gözlerimden yaşlar boşaldıkça boşaldı. Çoğu kişi bana baksada umrumda değiller. Sadece denize bakarak içimden ' yoruldum be hayat hemde çok canımı çok yaktılar. Artık sahte gülücüklerin arkasına saklanmak istemiyorum. Sırf onlar mutlu olsun diye onlara sürekli sahte gülücükler atmaktan bıkmıştım. Dayanacak güç bırakmadın be hayat...'
Gözyaşlarımı silip kendimi toparlamam gerektiğini defalarca kendime hatırlattım... Sanırım artık eve gitme vakti geldi. Ve yine o sahte kahkahaların, sahte ' iyiyim' , sahte gülücüklerin arkasına saklanmanın vakti gelmişti...
Arkadaşlar umarım bu bölümü beğenirsiniz sizleri çok çok seviyorum 😘😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Gözyaşlarım
Teen FictionBir kız düşünün. Her günü ayrı acılarla geçen bir kız... Canı her türlü yanan bir kız... o kız hergün ayrı acılarla o kahroluyor. Canı yanıyor, her gün başını yastığa koyduğunda 'neden ben çekiyorum bu acıları. ' diyerek derin düşüncelere giriyor...