7. bölüm

19 3 0
                                    

Hayatta ne olursa olsun mutlu olmayı bilenler vardır. Onlara bakarsın ve içinden " acaba hiç derdi yok mu?" Dersin. Olmaz olur mu elbette vardır. Sadece belli etmek istemez yada acılarını göstermek hiçbir zaman istemez. Kendini küçük göstermek istemez. Ama acılarını belli ederek yaşamak aciz olmak veya küçük düşmek değildir. Hiçbir zaman öyle olmaz. Sadece o kişi korkar... Korkar çünkü kalbinin tekrar ve tekrar kırılmasını istemez. Bu demek oluyor ki en mutlu olan kişi bile elbette bir acı çekmiştir. Sadece belli edip de kalbinin kırılmasından korkar...

Hayat böyledir... Siz ne isterseniz isteyin hiçbiri zaman istediğiniz hep olacak değildir. Ne kadar hayata dair plan yapsanız da o planın kesinlikle olacağı garanti değildir. Bu yüzden kendimizi herşeye hazırlamamız lazım...


Karşımdaki üç şaşkın gözlere bakıyordum. Halbuki bende en az onlar kadar şaşkındım! Bahsettiğim üç manyak kuzenlerim gelmişti. Üçü birden;

"Badeee" diyince yerimde sıçrayıp kendime gelmeye çalıştım.

"Efendim?" Dediğimde üçü birden sonunda kendine gelmişti.

"Sen ne kadar çok değişmişsin?" Diye Berk konuşunca Anıl ve berilde ona katılmak amaçlı sesler çıkartmış ve Berk'e onay vermişlerdi.

"Saçmalamayın ne değişmesi Bade aynı Bade işte." Dediğimde Beril hemen atlayıp " kuzucum sen çirkin paspal birşeydin. Ne oldu da bu kadar güzelleştin sen? Hıı söylesene sen ne yaptın kendine?"

" Abartmayın canım o kadar de değil alt tarafı saçlarımı uzattım. Birşey yapmadım ki."

Araya giren annemle gözler oraya döndü. "İçeride konuşursunuz kapının önünde olmaz hadi bakalım içeriye haydii."

Senin ağzını burnunu yediğim annem sen ne güzel konuştun öyle.

Anıl "bencede haydi içeride konuşursunuz." Dediğinde

" Tamam siz içeriye geçin ben arabadan geriye kalan poşetleri alayım ama benimle biriniz gelsin biraz fazla var poşet."

Berk " tabiki ben gelirim."

Yüzümde oluşan tebessümle karşılık verdim. Elimdeki poşetleri anıla verdiğimde Berkle diğer poşetleri almak için arabaya doğru harekete geçtik.

"Siz ne zaman geldiniz." Diye soru atınca dişlerini göstererek tebessüm edince

" Yaklaşık bir saat oluyor. Asıl sen şunu söyle bakalım sen sabahın köründe nereye gittin, gözlerinin altı niye şiş ve neden gözlerin kızarık? Sorularımın cevabını alayım bakalım."

Beklemediğim yerden gelince biraz endişelendim ama çaktırmamaya çalışarak cevapladım.

" Sabahın köründe sahile gittim gözlerimin altı şiş ve gözlerimin kızarık olması ise dün gece uyuyamam."

Ne olursa olsun inanması lazımdı.

"Hmm peki öyle olsun bakalım Bade hanım."

Gülerek karşılık verdiğimde arabanın yanına da gelmiştik. Bagajı açtığımda

"Yuh bu ne kız niye bu kadar fazla alışveriş yaptın. Doğruyu söyle marketi mi soydun. Boğazımızdan haram para geçmesin de."

" Çok konuşmada yardım et hadi."

"Ben sana hâlâ inanmıyorum ama doğruyu söyle marketi soymadın dimi?"

Gülüp cebimden fişi çıkartıp " al yaa al. Bak gördün mü hadi şimdi taşı bakayım."

"Tamam yaa taşıyorum keşke anılı gönderseydim. Zaten ne zaman bana şans güldü ki."

İsyanına sesli kahkaha attığımda bana deliymişim gibi bakması gözümden kaçmamıştı.

Ağır poşetleri ona verip geriye kalan hafif poşetleri ben aldığımda eve geri dönmek için yürümeye başladık.

" Hayır yani ben seni anlamıyorum ki sen niye bize fazla poşet olduğunu söylemiyorsun ki ona göre gelmezdim ben yada niye bu kadar alışveriş yapıyorsun ki?"

"Ne kadar nazlandın yaa söz sen bunları eve kadar hiç nazlanmadan taşı ben sana kendi ellerimle çok güzel kahvaltı hazırlıcam."

"Söz mü?"

"Söz dedim yaa kuzucum."

"Badeee ne kadar yavaşsın koşsana. Birde seni bekleyemem ben hızlıca gidiyorum evde görüşürüz."

"Berk Dursana. Bekle beni."

"Koş bekliyorum seni."

Kahkahalar eşliğinde eve geldiğimizde Beril artık nasıl özlediyse üstüme atlayıp sulu öpücüklere boğdu beni. Onunla yaklaşık 5 dakika sarıldıktan sonra hemen Anıl'ın yanına gidip onunda öpüp uzunca sarıldıktan sonra Berk beni onun kollarından ayırıp kendi kollarına alınca onada uzunca sarıldığımda beni mutfağa götürüp

"Hadi bana kahvaltı hazırla çok açım."

"Tamam hazırlıyorum. Sonra sende karnını bir güzel doyur."

"Aynen."

Diyip içeri geçince yanıma Beril gelip yardım etmeye başladı.

🐣🐣🐣🐣🐣🐣🐣🐣🐣🐣

Kahvaltı yarım saat içinde hazır olduğunda son kez bakıp Anıl'ı , Berk'i ve annemi çağırmaya salona geçtim. Gördüğüm manzarayla tebessüm edip tekrar bakmaya devam ettim. Kanepenin ortasına oturan annemin bacağının sağına ve soluna kafalarını koyan kuzenlerime ve anneme tebessüm içinde baktım. Sonuçta aradan uzun bir zaman sonra görüşüyolardı.

Onların bu keyfini bozmak istemezdim ama bozmak zorundaydım. Açlardı ve masadakiler soğuyordu.

Sesini biraz yükseltip "haydi gençler kahvaltı hazır çabuk kalkın ve masaya geçin."

"Sizi bilmem ama vallah billah ben çok açım." Diyen Berk'e hepimiz kahkaha atmıştık.

Annemle Anıl'da kalkınca hepimiz mutfağa geçip masalara kurulduk. Zaten herşey hazırdı. Sadece çaylar servis edilecekti.

Herkes oturunca bende çayları servis edip oturdum.

"Bu ne güzel bir kahvaltı yaa."

Diyen Berk'e Anıl

" Tabi güzel sonuçta bu iki bebek hazırladı."

Diye karşılık verince Beril kahkaha atmış bende gülümsemeyle karşılık vermiştim.

" Ben Bade'nin değişimine hâlâ inanamıyorum. Evren geçirmiş bildiğin."

Diyen Beril'e herkes destek vermişti.

"Hâlâ saçmalıyorsunuz. Yani birazcık değiştim. Ama o kadar abartmaya gerek yok."

Dediğimde üç manyak gözlerini devirerek karşılık vermişti. Bence abartıyorlardı.

🍽️🍽️🍽️🍽️🍽️🍽️🍽️🍽️

Kahvaltımız öyle böyle eğlenceli, mutlu huzurlu kahkahalar eşliğinde geçiyordu. Yaklaşık 3 saat boyunca kahvaltı başında oturmuş eskilerden konuşmuş içimizdeki kötü enerjileri atmıştık....


Arkadaşlar bu bölümü erken göndermek istedim. Eğer beğeniler artarsa haftada iki bölüm yayınlamayı düşünüyorum. Sizleri seviyorum. İnşaallah bölümü beğenirsiniz. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum 😍😘

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 12, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sessiz GözyaşlarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin