Ay Tutulması

Bölümün Şarkısı》Cem Adrian-Nereye Gidiyorsun?

Uyandığımda terden sırılsıklamdım. Kıyafetler üstüme yapışmış gibiydi. Hemen kalkıp duşa girdim. Duştayken telefon çaldı ancak çıkıp bakma gibi bir olanağım olmadığı için açamadım. Duştan çıktım,üstümü giydim. Duştayken arayan kişiyi merak ettiğim için telefonumu elima aldım ve tuş kilidini girdim. Arayan kişi gizli bir numaradan aramıştı bu yüzden de geri arayamadım. Telefonumu cebime koyup mutfağa girdim. Kendime kahvaltı hazırlamak için fazla bitkindim. Sadece bir bardak süt ve bir adet elma alıp oturma odasında her zamam ki koltuğuka kuruldum. Aklıma Dolunay ila birlikte sarılarak film izlediğimiz günler geldi. Hep film kavgası yapardık ama en sonunda o seçerdi filmi. "Alacakaranlık" serisini onun sayesinde bin kere izlemiştim. Bunlar aklıma gelince film izlmeye karar verdim. TV ünitesinin alt dolabındaki DVD'lere bakinmaya başladım. Uzun bir süre bakındıktan sonra ikimizin de favori filmi olan "Nerve" izlemekte karar kıldım. DVD'yi aldım,kutuyu açtığımda bir notla karşılaşınca şaşırdım. Notu alıp hemen okumaya başladım.
Ay,
Bunu sana yazarken çok düşündüm. Yazmak ve yazmamak
arasında kaldım ama en sonunda mantığım ve duygularım aynı anda bana bunu yazdırdılar. Seni seviyorum Ay. Şu an ki olaylara bakılınca seni hiç sevmemişim gibi gelebilir sana ancak öyle değil. Bunları yapmak zorundayım. Aslında seninle ilk çıkmaya başladığımızda sana karşi duygusal hiç bir şey hissetmiyordum. Fakat daha sonra ne olduysa oldu ve sana bağlandım. Elimde olsa seni hiç bırakmazdım. Ne yazık ki daha önce aldığım iğrenc kararlara uymak zorundayım. Bunları yaparken fazla acımasızmışım gibi görüneceğimin de farkındayım. Ama öyle değil. Ne olur beni affet! Bunları yapmak zorundayım. Zamanı gelince neden zorunda olduğumu anlayacaksın. Bu filmi izleme kararı alacağını bildiğim için buna koydum bu yazıyı. Unutma çakma prenses seni seviyorum ve zamanı geldiğinde eger sende kabul edersen hatamı düzelteceğim.
Senin Dolunay'ınım ve hepte öyle kalacağım.
Özür dilerim.
Bu da neydi şimdi? Hayır, hayır bu kadar şok benim için fazlaydı. Aşk acımın ve şu olaylar kafamı zaten fazlasıyla karıştırmıştı. Onu affetmemeye yemin ettiğim kişinin bana yazdiği notu bulamak mı? Tam zamanıydı zaten. Bu notu yazan Dolunau ve dün konuştuğum Dolunay aynı kişi miydi şimdi?
En iyisi biraz daha dinlenmek diye düşündüm ve film izlemek yerine şarkı dinlemeye karar verdim. Rastgele çıkan ilk şarkıya bastım ve dinlemeye başladım. Bu sırada da bir şeyler karalayıp kafamı boşaltmak istedim. Önce aşk ila ilgili bir yazı yazdım daha sonra konuyu bayağı bir saptırıp oyuncak ayım Şerafettin'e onu ne kadar sevdiğimi anlatan bir mektuo yazdım. Bunlari yazarken diger bir oyuncağım olan Hüsnü'nün bana uzaktan baktığını fark ettim. O da yalnız kalmasın diye düşünerek ona da bir mektup yazdım. Daha sonra da nerdeyse evdeki alakasız her nesneye birer mektup yazdım diyebilirim. Ben bunları yazarken açtığım şarkılarda arkadan ben ne kadar pek farkında olmasam da değişiyorlardı. Yazmaktan yorulup kağıdı ve kalemi elimden bıraktım. Tam kafam boşaldı benden rahatı yok derken bir şarkı çalmaya başladı. Kahretsin olacak şey miydi bu? Ah sevgili hayat. Ben küçükken kalemtraşıyla konuşan bir gerizekalıydım, ne yaptında beni bu anlamsız şeylerin içine sürükledin. Biz o kalemtraş ile ciddi düşünüyorduk. Oldu mu şimdi bu? Yine bu salakça şeylerle beynim vücudumu terk edecekti ki şarkının nakarat kısmı araya girdii.
"Unuuut. Ne yaptı sana? Unut.
Neler anlattı?Unut?..."
Ve işte asıl can alıcı yer!
"Kalbinde simsiyahlarr,
Nereye gidiyorsun?"
Sanırım bu sabahlık bu kadar acı benim için yeterli diyerek Berra'yı aradım. Uzunca bir çalıştan sonra arama kesildi. Aklıma onun şu an derste olduğu geldi ve "Aferin seni zeki patates kızartması."dedim kendi kendimee. Uyanalı daha üc saat olmamıştı ancak fazlasıyla yorgun hissettiğim için biraz daha yatmaya karar verdim.