-5.Bölüm-

21 17 0
                                    

Helloooooo!! Ben geldim bebekler, evet biliyorum sizi çok bekletmiş olabilirim ama olsundu, özürlerimi iletiyorum size. Neyse canım hadi okuyun siz. En yakın zamanda sonsuzluğun başlangıcı kitabımada yeni bölüm koyacağım.

***

Elimde hissettiğim sıcaklık ve ıslaklıkla gözlerimi açmaya çalıştım ama biraz zor olacağı belliydi. En son bir canavarın üzerime gelmesi ve yerle bütünleşmemi hatırlıyorum. Şuan yumuşak bir şeyin üstünde olduğuma göre yüksek ihtimallere göre odamda yatağımdaydım. Yavaş yavaş odadaki sesler kulağıma ulaştığında içlerinden birine dikkat kesilmiştim, Uraz...

Tahminimce telefonla konuşuyordu. Peki ya şu elimdeki sıcaklık ve ıslaklık kime ait!hemen gözlerimi açmaya çalıştım, zorda olsa başardığımda herkesin bana bakması huzursuzlanmama yetti. Olum ben bu kadar ilgiye açık değilim, ölmedim hadi dağılın demek istesem bile tek yaptığım elimi tutana bakmak oldu.

Karşımda endişeli gözlerle bana bakan annemi görünce elimi hemen çektim "anne ya ne kadar iğrençsin, ellerin terlemiş birde sımsıkı tutuyorsun. Iyk!" annem bana şaşkınca bakarken babamın alışık olduğum yüzünü gördüm. Urazınsa sırıtan yüzünü.

"bunun ne işi var burada?" diyerek gözlerimin sırıtan Uraz'a dikmiştim. Babamın anında gerildiğini hissederken yüzümü bir korku kapladı çünkü siz HİKMET AKSOY VE TÜFEĞİNİ bilmiyorsunuz. Annem ise yüzüne yerleştirdiği çapkın gülümsemesiyle gözlerimin içine bakıyordu.

" aaa öyle deme  kızım Uraz oğlum seni kucakladı gibi odana getirdi nasıl telaşlıydı görmen lazım" boş boş bakışlarımı anneme yollayıp "eee?" demiştim.

"iyi Allah razı olsun sen olmasaydın ölürdüm Uraz şimdi gidebilirsin." deyip boş bakışlarımı ona da yollamıştım. O ise iki kaşını havaya kaldırıp bana meydan okurcasına bakıyordu. Pardon da bu neyin kafası? Diye ses verdiğinde iç sesime başımı sallayıp harbi bu neyin kafası dedim.

Yerimden yavaşça doğrulup elinde tabletiyle oynayan Yağız a baktım. "ben burda ölüyorum bu canavar hala tablet başında tüüüü." diye sahte sinir gösterisi yapmıştım kendimce. Namussuz kafasını kaldırıp dilini çıkardı ve önündeki tablete yeniden ilgisini verdi. Neler çekiyorum Allahım!!

***

Akşam olmuş Uraz işinin olduğunu söyleyip evden gitmiş bende yatağın içinde kitabımı okuyordum. Kesin o kızın yanına gitti. Kes sesini iç ses! Hem nereye giderse gitsin banane.

Kitabımı elimden bırakıp yataktan kalkmıştım, bir süre daha yatakta kalsaydım eğer çalışma makinaları anca kazırlardı beni o yataktan. Odam da bulunan camdan karşı evin perdesi açık olan cama baktım - karşıdaki ev Barana urazın kaldığı ev - yatak odası olduğunu kocaman yataktan anlamıştım. Çok net göremesemde yatak örtüsünün siyah duvarların ise koyu mavi olduğunu gördüm. Sanırım bu odada ya Uraz ya da Baran kalıyordu.

Daha da odayı incelemek isterken birden odanın içinde Uraz ilerledi ve bi çırpıda tişörtünü üstünden çıkardı. O kaslar ne yiğidim, seni neyle beslediler! Harbi iç ses o kaslar ne beğ. Ben hülyalı hülyalı hala urazın mükemmel kaslarını izlerken aniden odamın açılması ile yerimde sıçrayıp çığlık attım. Yağız elleriyle kulaklarını kapatırken sus beğ diye bağırıyordu "Allahım sanırım sağır oldum!" dedi sinirli bir şekilde. Bunları söylerken aynı zamanda yanıma geliyordu "sen neye bakıyorsun öyle dalıp gitmişsin" derken camdan dışarıyı görmek için zıplıyordu perdeyi hemen kapatıp "yok orda bir şey" deyip camın önünden iteklemiştim.

"hem sen ne hakla benim odama kapıyı tıklatmadan giriyorsun. Belki uygun bir zaman da olmicaktım ha. Kim verdi sana bu hakkı." kafasına geçirmiştim.

"yemeğe salak" dediğinde yine kafasına bi şaplak vurdum.

***

Yemeğimizi yemiştik ve saat gece yarısına varmak üzereydi. Uyku gardaş beni istemediği için bahçeye denize bakarım uykum gelir kafasıyla çıkmıştım. Üstümde ince uzun hırkamı kollarımla iyice kendime sarıp çimlere oturmuş denizi izliyordum.

Yanıma birinin oturması ile kafamı hemen oraya döndürdüm. Anında kaşlarım çatılırken "hayırdır?" diyebilmiştim nefesim kesildiği için. Uzun biçimli bacaklarını öne uzatmış arkaya yaslanıp kollarıyla destek yapıyordu kendine. Yalnız çok tatlı değil mi yaaaa. Ne tatlısı be şeytan o şeytan.

Yavaşça kafasını bana çevirip sırıttığında karanlık içinde bile dişleri yıldız gibi parlıyordu. İnsafsız ne diye böyle bakıyorsun.

"beğendin mi?" tek kaşımı kaldırıp ona pardon bakışı attım. "diyorum ki kaslarımı beğendin mi?" gözlerim büyürken "ne diyosun sen beğ!" diye cıyaklamıştım. Kulaklarını kapatırken "bu sesin voltajı kaç kızım ya" diye mızmızlanmıştı. Bu sefer ben gülerken "camdan seyrettiğin kaslarımı diyorum beğendin mi?" gülmem yüzümde donarken öksürmeye başlamıştım, yanaklarımın da alev aldığında Uraz bakışlarından anlıyordum. Tanrım o beni nasıl gördü!

"ben seni falan izlemedim saçma sapan konuşma!" kaşlarını kaldırmış sırıtıp bana bakarken hala ona bakamıyordum. "beğendiğini söylemek zorunda değilsin canım. Ama beğendine eminim,herkes bayılır." deyip göz kırpmıştı. Elimle ona tam vuracakken elimden tutup kendine çekince donup kalmıştım. İçimde pandalar tepinirken nefes almadığımı fark edip yavaşça üfledim. Gözleri dudaklarıma kayarken yoğun bakışları yüzünden titremiştim. Dudağının kenarı kıvrıldığında öleceğimi anladığım o sesi duydum.

"ne oluyor orada?!" Urazla beraber kafamızı sesin geldiği yöne çevirdğimizde elinde tüfeği ile beraber babamı görmem geç olmadı. Sertçe yutkundum işte bu pozisyonda iken yanmıştık..!

****

Biliyorum çok kısa oldu ama yazacak kafada değildim başlamışken bitsin bölüm istedim ve yazdım. Saçmalamış olabilirim ama olsundu mfodf

Beğenmeyi ve yorum yazmayı unutmayın..!

ÖLÜLER ŞEHRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin