0.1

233 25 3
                                    

"Çocuğum ne işin vardı orada, siz kimsiniz hem?"

Annem şaşkınlıkla elinin tersini alnına yapıştırdı. Ben zaten o anlarda gözler eşşek gözü olanları izliyorum.

Hayır noldu bir anlasaydım.

Ayağıma yapışan mavi gözlü, koala benzeri deve yapılı çocuk utanmadan konuşacakken yanımda duran mavi gözlü çocuğun ağzına çarpmasıyla bölündü.

"Sen buraya nasıl girdin, oglum? O yatağın altına girmeyi nasıl başardın? Hayır yatakta ekmek filan da yemiyor ki karabasan olasın(!) Töbe ya Rabb'im."

"Teyze sende şaçmalıyon yani, benden karabasan mı olur? Şu mavi gözlere bi baksana." dedi çocuk gözlerini belertip kırpıştırarak.

"Esad, oğlum sussana. Sen ne arıyon burda salak mısın, sapık mısın? Yorgun argın seni aramaya çıktım."

Ben ve annem şaşkın şaşkın onları izliyorsak da onlar bizi pek umursamıyorlardı.

"Sen dedin ya bana aşağı in diye? Bir de soruyon he."

"Ranzadan aşağı in dedim, ayran kafalı. Beynin nasıl çalışıyor senin?"

Bence Osmanlı Deniz piyadesinde kaptanıderyalık yapıyordu beyni, yoksa ranzadan aşağı inme bahsini benim yatağımın altında arayamazdı.

"Ayran içemedim ya ondan beynim çalışmıyor." dedi elini şaçlarına götürüp karıştırırken. Sonra Buğra' ya dönüp, "Ayrıca... Bana ayran kafalı demeni hakedecek ne yaptığımı merak ediyorum." iltifat olarak almıştı.

"Kafanın içinde beyin yerine ne var senin, gerçekten merak ediyorum... Gerçekten!" dedi bıkkınlıkla.

Arabalı pijamamın dizime kadar sıyrılan paçasını aşağı indirdim, sonra gidip yatağımın kenarına oturdum. Annem de onları kendi hallerine bırakıp mutfağa gitti.

"Çok konuşmayın da gelin kahvaltı edin, kimsiniz bir tanışalım."

Bu sefer şaşıran kişi annem değil onlardı. Ben hep zirvedeyim. 16 sene 11 aylık ömrümde annem, maşallahı var her gün özenle şaşırtırdı beni. Sonra bir de soruyordu sen nasıl bir insansın diye.

Bu kadın az önce kızmıyor muydu?

"Bu teyze ne yaşıyo ya?" Dedi yatağımın altından çıkan mavi gözlü koala.

"Gayet yerinde bir soru."

Anamdır diye söylemek istemiyordum, ama anlaşılması güç bir kadındı. Manyağın biri odama kadar gelmiş yatağımın altından çıkıyor, benim Hatun olayın ilk şokunu atlattıktan sonra onları kahvaltıya çağırıyordu. Hayır travmatik bir şey mi yaşadı ki? Endişeleniyordum.

Karnım içine ayı kaçmış gibi kükredikten sonra mutfaktaki kokular mideme oturdu. Açtım ya ben.

"Laan! Ayı mı var?"

Adı Esad olan çocuk diğerinin arkasına saklandı. Kafasının içinde beyin yerine ayran olma olasılıgı yüzde iki yüz on birdi bence.

"Günlerdir açım ben." dedim yalanı sallaya sallaya attığımın farkındayken. İnanılırlık oranım eksilerdeydi.

"Sen miydin o?" Alayla mavi gözlerini kısıp sırıttı. "Vallah korktum he(!)"

Ha ha, çok komik(!)

O sıra yanındaki çocukla ne kadar benzediklerini fark edip ikisine de bakmaya başladım. Çok benziyorlardı.

Tıpatıp aynılar ya bunlar! Mavi göz sarı saç, aynı boy... Kesin tek yumurta ikizi bunlar.

Yamuk Prenses ve Yedi DEVELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin