İki oğlanın dudakları saniyeler içerisinde buluştu, Yoongi önündeki çocuğa doğru eğildi. Jimin geri uzanmak zorunda kaldı, Yoongi'nin dizi üyesine baskı yaparken öpücüğün içinde sızlandı.
Yoongi dizini Jimin'in kasıklarında daha yukarı hareket ettirerek Jimin'in, başını arkaya atıp inlemesine sebep olurken ufakça gülümsedi, Jimin'in daha da tahrik olmasını sağladı. Yoongi bunu bir avantaj olarak kullanıp, Jimin'in boynunu öpmeye başladı. Özellikle de tatlı noktasını.
Saniyeler içerisinde, Jimin'in elleri Yoongi'nin omuzunu kavradı, onu daha yakına çekmeye çalışırken sızlandı.
"B-babacık. G-gelmeye i-ihtiyacım var." Jimin inildedi, kalçasında hala diğerinin kasıkları vardı.
Yoongi fısıldamadan önce yavaşça Jimin'in kulak memesini ısırdı. "Biliyorum tatlım, güven bana, geleceksin."
Jimin, Yoongi'nin elinin aşağılara, iç çamaşırına kayıp çıkarmaya çalıştığını hissettiğinde başını salladı. Yardım etmeyi denedi, titreyerek kendininkini çıkardı ve ikiside tamamen çıplak kalana dek güzelce Yoongi'nin kıyafetlerine asıldı.
Yoongi ellerini Jimin'in ağzına götürdüğünde odada küçük bir inilti yankılandı. "Em bebeğim."
Jimin hiç tereddüt etmeden, hayatı buna bağlıymış gibi uzun parmakları emmeye başladı. Yoongi kendini Jimin'e bastırırken, hissettiği şeye karşı inledi. Parmaklarının yeterince ıslandığını düşündüğünde, onları çekti.
"Bacaklarını arala bebeğim. Birazcık acıtabilir ama daha iyi hissettireceğim." Jimin bacaklarını açıp, girişini ortaya çıkarırken Yoongi söz verdi.
Yoongi geri Jimin'e baktı, pembe yanaklarını ve hafifçe kabarmış dudaklarını gördü. Jimin'in bildiği sıradaki şey ise, bir şeylerin nazikçe deliğine baskı yapıp onun nefesini kestiğiydi.
"B-babacık, b-be-" Yoongi aniden baş parmağını eklemine dek ittiğinde Jimin zar zor konuşabilmişti.
Jimin yutkunmadan önce dudaklarından küçük sızlanma sesleri döküldü. Yoongi oğlanın uyluklarını öpmeye başladı, emerek içlerine daha fazla iz bıraktı, kendisinin biraz daha büyüdüğünü hissetti. Büyük olanın parmakları içeri ve dışarı hareket ediyordu, Jimin seslice inliyordu, nefessiz kalmıştı.
İkinci parmak eklendi, Jimin içinde hissettiği makas hareketiyle çığlık attı, acıyla yanmasına karşı irkildi. Bütün bu zaman boyunca Yoongi öperek ve hafifçe üyesini okşayarak dikkatini dağıtmaya çalışıyordu.
Üç parmaktan sonra, Yoongi doğrulup bir kez daha Jimin'e baktı, ağır ağır soluklanarak, büyük olana baktığını farketti.
"Hazır mısın bebeğim?" Yoongi sordu, ellerini Jimin'in göğsüne yerleştirdi, nazikçe sıkmadan önce göğüs uçlarına hafifçe dokundu. Jimin, Yoongi'nin kollarını kavrayarak onayladı.
"Acıtabilir, durmam gereken yerde söyle bebeğim." dedi. Jimin büyük bir şeyin girişini dürttüğünü hissettiğinde uyumla hımmladı.
"Bekle! Bekle babacık!" dedi Jimin, elleri Yoongi'nin omuzunu kavrarken. Yoongi büyük gözlerle yukarı baktı. Jimin fısıldamadan önce yutkundu. "B-babacık lütfen nazik ol."
"Bebeğime her daim nazik olacağım." Üyesini içeri itmeye başlamadan önce söyledi. Jimin'den bir hıçkırık ve acı dolu bir inleme firar etti, tırnakları Yoongi'nin omuzuna saplandı. Küçük olanın içi tamamen dolduğunda, Jimin'in, tekinden yaş süzülen kapalı gözlerini görmek için başını kaldırdı.
Yoongi hemen genç olanın yüzünü öpücüklerle donatarak, dikkatini dağıtmaya çalıştı. Jimin hala Yoongi'ye yapışıkken ağır ağır nefes alıyordu.
"B-babacık, ben ngh." Yoongi alnına bir öpücük bıraktı. "T-tamam. B-babacık." Jimin gözlerini açtı ve kasıklarını yavaşça aşağı çekti, dudaklarından küçük bir inilti dökülmeden önce bir anlığına bakıştılar.
Yoongi yavaşça içinden çıkmadan önce gülümsedi, Jimin hissettiği şeye karşı sızlanıp inliyor, bazense gerilmelere karşı tıslıyordu. "Babacık, babacık, babacık..." Sızlanıp mırıldanmaya devam etti.
Birkaç vuruştan sonra, Yoongi hızlanıp, Jimin'in seslice inlediğini duydu. Bir eli hâla sert olan Jimin'in üyesine kaydı, sızıntıları karnına sürdü.
Uzunluğunu direkt olarak Jimin'in prostatına vurup Jimin'in neredeyse zevkten çığlık atmasına sebep olurken, tırnağını aletin ucuna çıkardı. "Babacık! Aman tan-! Ngh, b-babacık!" Bağırdı, Yoongi gelmeye yakın hissetmeye başladığında kafasını arkaya attı.
"B-babacık!! G-gelmem! G-gelmem g-gerek!" Jimin çığırdı, Yoongi genç olanın üyesini pompalamaya başladığında tırnakları sırtındaydı.
"Böyle devam et, bebeğim. Benim için g-gel." Hâla Jimin'in prostatına vururken, fısıldadı.
"Babacık!" Sonunda geldiğince acıyla bir çığlık kopardı. Yoongi'yi çevreleyen duvarlarının sıkıştığını hissetti, saniyeler sonra, Jimin'in ismini inleyerek o da geldi. Derinliklerine bir kaç vuruşun ardından, hala sıkıca soluyan gençten yüksek bir inleme kazandı.
Genç olanın karnı beyaz sıvı ile kaplandı, Yoongi yalayıp tuzluluk hissini tatmasına rağmen umursamadan önce, birazını işaret parmağına sürdü.
"B-babacık, b-ben... Sana b-bir şey s-söyleyebilir miyim?" Jimin fısıldadı, gözlerini kapatarak başını arkaya yasladı.
Yoongi genç olandan ayrılıp onu yavaşça kendi göğüsüne çekti. "Tabii ki bebeğim."
"S-s... Seni seviyorum." Yoongi parmaklarını genç olanın terli saçlarına daldırmadan önce gülümsedi.
"Ben de seni seviyorum Jiminie."
-
©buzzbees.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
truth or dare? [tr]
Fanfiction※【yoonmin】 Üyeler Jimin'lerinin çok masum olduğuna karar verdiklerinde Jimin ve Yoongi'yi yoğun bir 'doğruluk mu cesaretlilik mi' oyununa koyarlar. UYARI: Smut Fluff Boy × Boy Top!Yoongi Bottom!Jimin ©buzzbees. [turkish translation]