Bölüm 1

12.4K 159 21
                                    

BÖLÜM 1

"İnsanlar çok tuhaf gerçekten. Ellerinde olmayan her şeyi istiyorlar. İstediklerini alınca da yeni şeyler istiyorlar bu isteme eylemi hiç bitmiyor" diye düşünüyordum kahvemi yudumlarken" Iıım. Kahve her zaman ki gibi leziz olmuş. Bu kafenin kahvesi cidden güzel" önümdeki arkadaş gurubu kahkahalarla gülmeye başlayınca kendime geldim. "evet, kahvesi güzel ama insanları değil" aslında kafenin mekânının da iyi olduğu söylenemez. Duvardaki boyalar solmuş, sandalye ve masalar eski ama kahvesi mükemmel. Kalabalık gruptan bir kahkaha daha yükseldi. Kalabalığa bakarken gözüm arkalarında kafenin bana en uzak bölümüne oturmuş yağmurluk giymiş adama takıldı. Yüzünü pek seçemiyorum ama bana bakan kedigözü gibi kocaman olan ela gözlerini seçebiliyorum. Asıl tuhaf olanı insanların kafasında gördüğüm şu tuhaf rakamları bu adamın kafasında göremiyorum. Yaz vakti yağmurluk giymiş bir adam beladan başka bir şey olamaz.

- Şey bakar mısınız hesabı alabilir miyim?

Hesabı kızıl saçlı ve kahverengi gözlü hoş bir bayan getirdi. ( buraya gelmemin bir diğer sebebi )

- Buyurun efendim.

- Şurada oturan yağmurluk giymiş herifi daha önce buralarda gördünüz mü?

- Şey hangi herifi efendim?

- Şurada ki herif, en arkadaki.

- Efendim orda biri oturmuyor ki.

- Oturmuyor mu?

Hayır, anlamında kafasını salladı

- Neyse teşekkür ederim kahve her zaman ki gibi müthişti

- Rica ederiz efendim yine bekleriz.

Hesabı öder ödemez hemen kafeden çıktım o herifte hoşuma gitmeyen bir şey var. Pekâlâ, hoşuma gitmeyen pek çok şey var. Evime doğru hızla yürümeye başladım. O sayıların adamın kafasında görünmemesi tuhaf. Aslında sayıların kendisi tuhaf. İnsanların kafasında sürekli geriye sayan tuhaf rakamlar. Acaba ne için geri sayıyor. Peki ya kocaman ela gözler hiçbir insanın gözleri o kadar büyük olamaz. Hayal mi gördüm acaba. Bence kesin hayal gördüm. Bu düşünceler içinde kafamı kaldırdım. Yeşil sokak tabelasını görünce suratım asıldı. Bu sokağa verilecek en alakasız isim. Binalar yıllarla olan savaşını kaybetmek üzere. Acaba 99 depremine nasıl dayanmış. Ailemin o depremde öldüğü söylendi bana. Sokakta yeşille yakın hiçbir renk yok bir tek benim oturduğum bina yeşil. Apartmana girdim paslı tutacaklardan tutunup evimin olduğu kata çıktım evimin tahta kapısının önüne gelince içim bir tuhaf oldu. 1 hafta önce oda arkadaşım öldü. Onunla denize girmeye sahile gitmiştik eve gelince kavga ettik. Öbürsü gün onu kaldırmaya gittiğimde ölmüştü. Doktorlar kalp krizi dedi ama inandığım söylenemez sapasağlam çocuktu. Benim esas ilgincime giden şey arkadaşımın sol göğsünün üstünde olan tuhaf dövmeydi. Sahildeyken o dövmenin orda olmadığına yemin edebilirim. Doktorlar " önceden yaptırılmış bir dövme görmediğinizi söylüyorsunuz muhtemelen siz yanında değilken yaptırmıştı " dedi. Aklıma bu olay gelince başım ağrıyor. Baş ağrısıyla anahtarı kapı kilidine sokup kapıyı açtım. Evin o kadar büyük olduğun söylenemez 1 oda 1 salonu olan küçücük bir ev. Boyalar yer yer kabarmış. Her attığım adımla zemindeki tahtalar inliyor. Bir tane ikili koltuk ve küçük bir tüplü televizyon dışında hiçbir şey yok salonda. İkili koltuğa uzandım. Arkadaşım öldüğünden beri yattığımız odaya giremiyorum. Göz kapaklarımın ağırlaştığını hissettim ve uykuya daldım...

Ölüm İşaretiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin