2. Bölüm: Anladığım Kadarıyla

2.1K 116 43
                                    

   Eve gelince yaptığım ilk ve tek şey nane limon kaynatıp battaniyenin altında televizyonda Naruto Shippuden izlerken onu içmekti(Evet, ukemiz bir otaku :). Ödevlere bile bakmadım çünkü benim için hastalanmamam daha önemli. Hastalandığım zaman kendime bakmak çok sıkıntılı. Bir su verenim bile yok T_T. Neyse, en iyisi gidip "odamda" uyuyayım. Uyumayı cidden çok seviyorum :)

                               * * *

   Okula gideceğim zaman kapımda beni bir araba bekliyordu, Gin'in arabası. Beni aldırmak için göndermiş, bi de mesaj yollamış:"Tekrar uyuyakalmaman için ben alayım dedim."! Şu an hiç onun imalarına kafa yoracak halde değilim, şu güzelim havada giydiğim cekete rağmen donuyorum! Normal insanlar hastalanınca güçsüz düştükleri halde ben sinirlenirim, hem de ÇOK. Daha sabahleyin iki bardak parçalayıp üç çatal(kaşık değil çatal) yamulttum. Üşümeme kızmam yüzünden çöp kovasını tekmeyle üç metre öteye savurduğumu ve beni almaya gelen adamın kasıklarını tekmelediğimi saymıyorum bile! Adama acıdım ya, korkudan ses bile çıkaramıyor, sonra özür dilersem iyi olacak. Şimdi dilersem bana özür dilettirdiği için kolunu kırabilirim. Hep o yaşlı sapık yüzünden bu hale geldim! Seninle bir dahaki karşılaşmamızda hasta olmak için dua edeceğim...!

    Bu arada okula gelmiştik ve ben arabadan atlayıp bana doğru gelen Gin'i umursamayarak revire varmıştım bile. Hoca beni tanıdığı için bana "yaklaşmadan" almaya geldiğim şeyi verdi: kas gevşetici :) Üç-dört taneyle anca gevşiyorum, araya bir-iki ağrı kesici de atıyo tabi, ama ben bu kokteyli tek seferde bitirmiyorum. Evdeki sake(bir tür Japon içkisi. Bizdeki rakı gibi işte :) zulamdan bi şişe alsaydım şimdiye bunların hiçbirine gerek olmazdı.Neyse, sakinim, sakinim, saki-..... Hangi hödük rahatlamaya çalışırken bana çarptı?!..... Tabi ki Gin!

   Bana çarpmak için en yanlış zamanı seçtin Gin! Veeeeeeee....... Kızamıyorum. İlaçlar bu kadar erken etki gösteremez ama onu görünce BÜTÜN sinirim geçti! Bunu çözülemeyen gizemli olaylar listeme koydum, ki öyle bi liste şu anda oluştu.

-Ai! Niye hiç pas vermeden direk revire gittin?! Dur, yoksa hasta mı oldun? Bir yerini mi incittin? Besin zehirlenmesi mi geçirdin? Bir yerini mi kestin? Kan akıyor mu? İyi misin?!

-Gin! Sakin ol! Sadece üşüttüm.

-O zaman niye direk revire gittin?!

-Çünkü sakin kalabilmek için ilaca ihtiyacım vardı.

-Sakin mi? Nasıl yani?

-Hastalandığım zaman yanımda olmak istemezsin, çünkü bir yerlerini kırabilirim. Fakat şu an sakinim, yani sorun yok, galiba. Ama aynı şeyi şoförün için söyleyemem.

-Sen? Benim bir yerlerimi kıracaksın? Hahahahha! Ve bizim yarma şoförü hallettin? İşte bu çok komik, dedi alayla kahkaha atarak. Bu sırada bir adam geldi ve:"Gin-sama, şoförünüz izin istiyor. Aldığı bir darbeden dolayı pek hareket edemiyor, kontrol için hastaneye gitmek istiyormuş." dedi. Gin'in o anki suratı anlatılmaz yaşanır :D Sırıttım ve hemen yüzünün resmini çektim.

-Dediğim gibi, benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun Gin, dedim piç gibi kahkaha atarak.

   Gin bozuldu ve adama hemen izin verdi. O somurta somurta sınıfa ilerlerken ben zaferimi kutluyordum. Ardından işeme ihtiyacı hissettim. Gin'i önden yollayarak tuvalete gittim. İşimi halledip çıkacakken bir oğlan bana döndü ve:"Sikilmek nasıl bir his? Erkeklerin altında bi sürtük gibi inlerken zevk alıyor musun?" diye sordu!

-Bence sen benden daha aşinasın bu işlere. İnlemeyi falan bile bildiğine göre, dedim asıl, gerçek piç sırıtmamla. Sonra kapıdan bizi duymuş olan ve yaklaşan Gin'i gördüm.

Aşkın En Koyu TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin