Her zaman aşkın kolay ve basit olduğunu düşündüm heyecansız aksiyosuz ve sıkıcı sanıyorum ki bu düşüncem yüzünden hiç aşık olamadım ta ki onu görene kadar -her zaman çocuk parkaına giderdim ama bu çocuğu ilk defa gördüğüme emindim- çocuklarla arkadaş oluyor ve onlarka oyun oynuyor belli ki çocukları çok seviyordu -sanırım ona aşık olmak için ilk nedenimi buldum- ben de çocukları çok severdim parka geliş nedenim buydu ama tek sorunum erkeklerle konuşamıyordum ne gözlerinin içine bakabiliyor ne de onlarla konuşabiliyordum konuşsam bile hemen kıp kırmızı oluyor onları gitmeleri için tersliyordum çok utanıyordum yavaş yavaş cocuklar ile oynamaya başlarken bir ses duydum ''Merhaba ben Bora sanırım sende çocukları çok seviyorsun.'' evet dercesine kafamı salladım ama cevap veremedim ''peki senin adın ne'' diye sorduğunda rahatsızca yerimden kalktım ve ''adımı söylersem buradan gideceksin anlaştık mı?'' dedim ''evet gideceğim '' demesiyle elini uzatması bir oldu ''ben bora sen de kendi adın bana bağaşlar mısın ''dediğide ''ben de masal '' dedim ve elini yittim ve çocuklar la oynamaya devam ettim aslında bora denilen çocuk kötü biri değildi ama ben onun cinsindeki insanlarla konuşmakta güçlük çekiyordum çocuk parkından ayrıldıktan sonra eve gittim nilüfer yenge bize akşam yemeği hazırlıyordu ellerimi yıkadım ve koşarak mutfağa girdim elindeki bıçağı ve domatesi alıp akşam yemeğini ben hazırlamaya basladım -evin hizmetlisi de olsa dinlenmeye hakkı olmalıydı- yemeği yedikten sonra annemin uyarısıyla sıçradım ''masal bu gün erken yat yarı okulun ilk günü '' offf layarak yerimden kalktım ve yatağıma gırdin bu saate uyumam imkânsız diye düşünürken uyuya kalmışım