Sabah uyandığımda her zamanki gibi telefonumu elime aldığımda boranın arama sayısının 23 olduğunu gördüm dudağım refleks olarak kıvrıldı benden izinsiz bir gülüş ve kıkırtı dudaklarımdan döküldü heyecenla yerimden doğruldum ve karşımdaki aynaya baktım aynada gülen bir canavar vardı o an icimden -niye gülüyorum ben- diye bir his geçti ve anında gülümsemem soldu beynim uyuşmuş bir şekilde etrafa baktıktan sonra borayı aramaya karar verdim ve numaraları çevirmeye başladım. Telefonu açan hiç tanımadığım bir erkek sesine aitti ''masal değerli ve ÖZEL arkadaşın elimizde onu istiyorsan gel al!'' defiğinde vicudumu panik dalgası sardı aniden ''bora nerde ne yaptınız onaa!'' Diye çıkıştım hafif bir gülüşle karşılık verdi ''gönderdigim adrese gel borayı orda tutuyoruz'' dediğinde hemen telefonu yüzüme kappattı hemen ayaklanıp üstümü değiştirdim telaştan bir sağa bir sola gidip duruyordum ve medaj gelmesini bekliyordum mesaj geldiğinde koşarsk telefona sarıldım mesaj gelmişti altın da da büyük harfle -POLISE HABER VERME !!- yazıyordu korkuyordum hatta korkudan altıma yapıcaktım hemen evden çıktım arabayı çalıştırdım adrese giderken kendimi tutamadan ağlıyordum bir yandan ağlıyor bir yandan elimin tersiyle gözyaşlarımı siliyordum navigasyonun işatetiyle durdum ve etrafa baktım etraf korkutucu görünüyordu etrafta sadece terk edilmiş sıra sıra dükkanlar vardı benim hangi dükkâna gireceğimi iri yarı bir adam gösterdi onu görünce bile içim diken diken oluyordu beni yönlendirdiği dükkânın içi örümcek ve onların ağları ile doluygu beni sert bir şekilde bir odaya doğru itti affallayarak kapının koluna tutundum ve yavaşça kapıyı açtım odada aşırı kaslı 3 kişi ve sandalyeye bağlı bora duruyordu boranın ağzını da bantlamışlardı bu nedenle yardım bile istiyemiyordu -gerçi istese bile bu ıssız yerde onu kimse duyamazdı- kapıyı açmamla hepdi bana doğru baktı hepdinin yüzündr memnun bir gülümseme oluştu ''ooo demek ÖZEL arkadaşını kurtatmaya geldin'' dedi ağır bir sesle sesi gibi ağır adımlarla bana doğru yürüyordu ''masal borayı kurtarmak istiyorsan bize 10.000tl getirmen gerek'' dediklerinde hiç dusunmeden kredi kartımı çıkarttım ve onlara doğru uzattım ''tek para değil senin canını da istiyorum'' diye ekledi ve üçüde aynı anda sigara yaktılar bora buna çok sinirlenmiş olucakki hızla ayağa kalktı ve çocuklardan birinin sırtına sabdalyeyle vurduğunda çocuk oldu yere bayıldı diğer ikisi ellerindeki sigarayı bir kenara atıp boranın üstüne yürüdüler bora çözemediğim bir hamleyle ellerinden kurtuldu bileğimdeb kavrayıp beni dışarı sürükledi hemen arabaya binip annemle babamın kafa dinlemek için gittiği ağaç eve gittik gittigimiz zaman çok şiddetli bir deprem oluyordu ve üstüne üstlük ağaç ey yanıyoydu annem ve babam hem yanıyor kem de ağaç evden inmeye çalışıyorlardı annemin eteği , babamın ise paçası yanıyordu el ele tutuştular ve aşağıya atlamaya karar verdiler ''hayırr atlamayın çok yüksek'' diye bagırdım ''başka çağremiz yok'' diye bağırdı babam aşağıya atlarken babamın çeneşinden içeri bir dal girdi ve kanlar içinde yere yığıldı annem ise ters arlayıp kayaların arasına kafası sıkıştı anında kayalar sanki kırmızıya boyandı ağlamaktan ğözlerimin yandığını hissediyordum bora hemen telefona sarıldı ve ambulansı aradı ve ardından itgaiyeyi annemi ve babamı hemen hastaneye kaldırdılar o arada başım döndü ve aniden gözlerim karardı ve gerisi karanlık