Boranın bu ani hareketiyle kızaran yanaklarımı gizlemeye çalışarak başımı öne eydim ama ne yazık ki bora bunu fark etmişti usulca çenemden tutup yüzümü kendi yüzüne çevirdi ''benim pembe prensesim utandın mı sen?'' Ben de cevaben ''yani biraz'' dedoğimde daha çok kızardığımı kissettim ''tabi canım tabi (!)'' dedi alay edercesine akşam olmuştu ve havai fişek gösterileri gecenin o siyah güzelliğinde mükemmel görünüyordu boraya dönerek ''ne kadar güzel değil mi?'' dedim soru sorarcasına o da cevaben ''evet çok güzel'' dedi ve başını bana çevirdi ''biraz yürüyerek kendinden bahsetmeye ne dersin'' diye sordu olumlu manada başımı salladım ''lunaparkın biraz aşağısında çok güzel bir yer var oraya gidelim'' dedi kesin bir sesle gösterinin olduğu yerden ayrılarak lunaparkın asağısına doğru yol almaya başladık ''eee başlasana masal hanım kendinden bahsetmeye'' dediğinde doğduğum yıldan şimdiki zamana kadar her şeyimi anlatmaya başladım yer yer gözlerim doldu yer yerde kahkahalara boğulmuştuk borayla en sonunda Boranın bahsettiği o güzel yere gelmiştik gerçektende şöylediği gibi güzelmis etraf yemyeşil rengârenk ışıklarla etrafı aydınlatıyorlardı o rengârenk ışıklar güzelmi güzel papatyaların üzerine yansımıştı kusursuz bir göl gölün etrafında ise oturmak için birkaç bank koymuşlardı, banklardan birine oturup gölü seyretmeye başladık çok geçmeden Boranın omuzlarında uyuya kalmışım ben uyurken Bora beni evime hatta yatağıma kadar çıkartmış sabah uyandığımda kıyafetlerim üzerimde değildi telaşla annemin yanına koştum ''Anneeeeee! Benin kıyafetlerimi kim değiştirdi'' dedim telaşla annem de sakin bir ses tonuyla ''kızım kendin değiştirdinya üstünü'' dedi aşırı rahat bor ses tonuyla ardından ekledi ''uyku sersemiydin hatırlamazsın'' dedi ve ardından kahkaha attı bozulmuş bir şekilde odama çıktım aniden telefonum çaldı telefonumun olduğu yere doğru yürüdün ve arayan kişiye baktım arayan melisti telefonu açıp hızla kulağıma doğru götürdüm ''efendim melis'' diyerek telefonu açtım ''kanka ne zamandır üçümüz alışverişe çıkmıyoruz ne dersin bu gün alışverişe gidellim mi?'' Diye sorduğunda heyecanla ''olur ne zaman çıkalım'' dedim ve anında cevap verdi ''16:30'kapının önünde ol'' dediğinde telefonu kapatmadan ''ben aliye söylerim o bizi bırakır alışveriş merkezine'' dediğimde ''oldu siz gelirsiniz Aliyle'' dedi ve telefenu kapattı bende dolabımın başına geçerek ne geceğime bakmaya başladım en sonunda bordo bir etek üstüne ise açık gri bir gömlek giyip gömleği eteğin içine aldım eteğin beline altın sarısı parlak bir kemer ile belimi ortaya çıkardım altın sarısı zincırleri olan pudra birçanta seçtim ayakkabı olarak pudra bir ayakkabı giydim çantayı omzuma takarak dışarı çıktım caddeye doğru yürürken Aliyi aradım o da biraz üşense de beni kırmayarak bizi alışveriş merkezine bırakmaya razı oldu üçümüzü de aldı ve alış veriş merkezine bıraktı,alış veriş yaparken bir cok kez bora aradı ama hiçbirini cevaplayamadım eve döndüğümde yorulduğumu yeni hissettim kıyafetlerimden kurtulup Boraya geri dönmeden hemen uyumaya başladım