Sabah heyecanla yatağımdan kalktım okul dönüşü hazırladığım kıyafetleri giymeden önce güzel bir duş aldım ve rahatladım çabucak saçlarımı kurutup hazırladığım kıyafetleri giydim ve koşarak evden çıktım hepimizi bora alıcaktı o yürden bir buluşma yeri ayarlamıştık gittiğimde herkes orada beni bekliyordu koşarak yanlarına gittiğimde hepsi bir anda beni süzmeye başlamışlardı bir an yanaklarımın kızardığını hisettim ve hemen lafa atladım ''ee hadi gitmiyor muyuz?'' Dedim melis ve toprak arka koltuğa geçmişti ben de tam olnların yanına gecekken bora beni durdurdu ''masal sen benim yanıma otururmusun'' dediğinde fısıldayarak ''olmaz onları arkada mertle yanlız bırakamam ayıp olur'' dedim ve hizli adımlarla arka koltuğa geçtim borada arkamdan geldi ve sürücü koltuğuna oturdu uzun bir zamandan sonra lunaparka varmıştık lunaparkın girişinde eğlenceli taçlar satan bir dükkan vardı melis ve toprak çıldırırcasına dükkana koştular ve den de arkalarındab gittim toprak ''yaa masal aynı çocukluğumuzdaki gibiii ne güzell'' dedi ve ordan melis lafa atladi ''yaa evet alalımmı lütfeen'' diye yalvarırcasına baktı ''ee daha ne duruyorsunuz seçelim beraber'' dedim ve eğlenceli taçlara bakmaya karar verdim o arada bora ve mert geldi ve onlar da taç bakmaya karar verdiler ben meleklerin basindaki halkalara venzeyen bir taç taktım kafama ve merte dönerek ''nasıl olmuşş'' diye fikrini sordun o da bu sirada boraya şeytanlı bir taç takmaya çalışıyordu bora da inkâr edince mert aldı ve kendine taktı ''aa mekis bunlar çift tacıymış'' dediğinde bora ''nee'' dedi ve mertin başından tacı alıp kendine taktı mert ''ver şunu'' dedi çocuk givi bora da ''hayır ben bunu'' sevdim dedi aynı çocuksu sesle bu beni küçük bir kahkaha attım taçların parasını ödeyip herkes istediği oyuncağa doğru yöneldi melis ve toprak dönmedolapa binmeye karar verdi ben mert ve bora ise hız tirenini binmeye karar verdik neyseki fazla sıra yoktu da hemen binebildik ben çok eğlenmiştin görünüşe bakılırsa bora da çok eğlenmişti ama mert bir köşeye çekilmiş kusuyordu ''yaaa gençler öğk.... ben kendimi iyi hissetmiyorum eve dönücem'' dediğinde tekrar kusmaya başladı biraz rahatladıktan sonra onu otobüse bindirip eve yolladık bu sırada akşam olmaya başlamıştı ''ben acıktım'' dedi ve ardından parmağıyla işaret ettiği yere çevirdim kafamı ''oraya otur ve beni bekle birşeyler getireceğim'' dedi ve yanımdan ayrılıp gözden kayboldu boranın gösterdiği yere doğru ilerleyip oturdum bora sinsi sinsi arkamdan belerek beni korkuttuğunda ufak bir çığlık atıp ''delirdin mi sen?'' Dediğimde ''korkuttum mu ? Özüz dilerim'' deduğinde yüzünde eylendiğini belli eden bir gülümseme vardı ''bak bunları çok beğeneceksin'' dediğinde yavaşça ona doğru baktım iki sandiviç ve bir de içinde iki pipet bulunan bir limonata vardı yemeğini yerken eş zamanlı olarak ''bakıyorum da benimle artık rahat rahat konuşabiliyirsun'' dediğinde ona diğru baktım ve ''alıştım artık canımm'' dedimde bora şaşkınlıkla bana baktı ''canım sen bana az önce canım mi dedin?'' Dediğinde yüzünde cok heyecanlanlı bir güküş vardı yanaklarım kızarmaya başladığında limonataya doğru eğilip bir pipetle limonatayı içmeye başlıyacakken bir abda öteki pipetlede bora içmeye başlamıştı yüzlerimiz bir birine okadar yakın duruyordu ki ve sanki an herşen donmuş gibiydi ''ben doydum teşekkürley sandiviç icin'' diyip yürümeye başladım koşarak arkamdan bora geldi ve ''önemli değil CANIM'' derken canım kelimesine vurgu yapmıştı bu beni hem utandırmış hem de güldürmüştü biraz ilerledilten sonra havai fişek göstetisi olduğünü farkettik ve o yöne doğru yürüdün ve gösteriyi izlemeye başladık bir anda boanın elimi tutmasıyla şoka girdim ''ne yapıyorsun bora'' dediğimde ''elim üşümüdü elimi ısıtırmısın'' dedi yalandan bir bahane ile ben elimi kabanımın cebine koyduğumda bu sefer o da elini kabanımın cebine soktu ve elimi kabanın içinden tutmaya başladı