( Akcent - Kamelia )
Evet. Beklediğim mesaj saatler önce gelmişti. Fakat ben yeni kalktığım için bu mesajı yeni görüyordum. Kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra, (yatağımı da topladım) üstümü giyinip mesajdaki adrese gittim. Üzerimde siyah bacak üstünde bir elbise vardı. Dar değildi. Hava biraz yağmurlu olduğu için çizme giyinmiştim. Şık durduğunu düşünüyordum.
Kafeye geldiğimde sabahın erken saati ( 14.00) olduğu için kimse yoktu. Belki bir kaç kişi... Cem tam içeriye girdiğinde beni görünce yanıma koşup oturdu. Tanrım cidden aynı ikizi Çınar dı. "Ee nasılsın bakalım? " "Iyiyim Cem sağol sen?" "Ben de iyiyim küçük kız. " "Bana küçük kız demeyi keser misin? Lütfen? " "Bakarız küçük kız. " Uf sinir oluyordum. Küçük değildim. "Büte kaldım galiba..." diyerek suratımı büzüştürdüm. Gülerek "Senin gibi zeki bir kız büte kalamaz... Kalmamalı. " Güldüm ve ona baktım. Gözleri aynı Çınar ınki gibiydi. Sadece 2 3 günde tanımıştım ama bana çok yakın geliyordu. Veya ben bir şeyler hissediyorum... Kendi içimde kendi kendimle konuşurken Cem'i duymamıştım. "Hayatında hiç aşık oldun mu?" diye soruyordu. Yüzümü çevirip hayır anlamında kafamı salladım. Tekrar ona dönüp"Sen?" diye sordum. Bu sefer o başını sallamıştı. Ama evet anlamında. Güzel miydi diye sorduğumda elini çook der gibi salladı.
Bir kaç dakika sessiz konuştuktan sonra "Adı neydi?" soruma bilmiyorum cevabını verince şaşırdım. Ve anlatmaya başladı. "Aşık oldum biraz tesadüfen olsa da adını öğrenmiştim. Hatta telefonda bile konuştuk ama bir aksilik yüzünden olmadı. Adını şimdi hatırlayamıyorum." "Problem yok ..." Döndü ve gülümsedi. Bu kadar çok benzemeleri imkânsızdı. "Tek yumurta mı?" diye sorunca anlamamış bir yüz ifadesiyle karşı karşıya kaldım. "Ha?" "Diyorum ki tek yumurta ikizi misiniz?" "Heee evet evet . Onun için bu kadar benziyoruz. Sonuç..." lafı yarım kaldı. Telefonuna yöneldi gelen bir mesajı okuyarak "Özür dilerim çok önemli gitmem gerek." diyerek masadan kalktı gitti. Herkes beni niye yarı yolda bırakıyordu ki. Hem de en ihtiyacım olduğu vakitte.
Eve dönerken Hilal mesaj atmıştı. 'Ssst nerdesin geliyim.' 'Eve geçiyorum gel bize. 5 dakikaya ordayım.' ' Tamam geçiyim.'
Taksiciye parayı uzattıktan sonra eve girdim. Hilal de 2 dakika sonra kapıyı çalmıştı. Kapıyı açtığımda " Woowww.... Siyah melekk!! Çok güzel gözüküyorsun." diyerek iltifatlar yağdırdı. "Yine ne istiyorsun Hilal? " Hilal içeri girip yavaş yavaş yürümeye başladı. "A a ayıp ediyorsun. Bir şey istemeyeceğim. Belki küçük bir iyilik." diyerek bana döndü. Ellerimi tutup koltuğa oturttu. " Kanka bak bir çocuktan hoşlanıyorum. Ama bana karşı ne hissediyor en ufak fikrim yok. Öğrenme olasılığın yüzde kaç? " " Yüzde 100!Güven bana 1 hafta sonra anlarım. Kimmiş bu çocuk?" "Berkay. " Olmuş bil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUCUK HIRSIZ
Teen FictionSırlarla dolu... Ölümü içine alan... Hırsız, katil, yalancı, bir o kadar da yakışıklı ve akıllı. Saf, doğal, güzel bir o kadar da beyinsiz bir kız. İnsan kullanmayı seven bir çocuğa aşık olabilecek mi? Yoksa araya engeller mi girecek?