-7-

752 23 2
                                    

      ( Ella Henderson - Ghost)

Uff! Okunmuyormuş gibi hissediyorum :( Biraz yardım etseniz nolurdu ki ahahah -SEDA

  Hilal üstüme zıplayarak teşekkür etti. "Uf salak.Kalk üstümden!!" "Canım arkadaşım ya seni çok seviyorum. O zaman al çocuğun numarası 05********* mesaj at. Yarın şurda şurda ben Hilal ' in arkadaşı." "Tamam tamam." Mesajım aynen şöyleydi.  'Selaam!! Ben Hilal'in arkadaşıyım. Seninle yarın Bakırköy'deki Midpoint de buluşmak istiyorum. Saat 13.00'da. Ben ısmarlıyorum. Görüşmek üzere...'

   

     Yerimden kalkıp buzdolabına doğru yürüdüm. "Sst bir şey istiyor musun?" Hayır cevabını verince ben de ağzıma bir kaç salam tıkıştırdım. Vay be saat 20.20 olmuştu.  Dilek tutalım. ^Cem ile birliktelik.^ umarım gerçekleşir. (Genelde akreple yelkovan aynı yeri gösterdiğinde dilek tutun derler 'bkn. 17.17 00.00') Yarın okul yoktu. Yatağıma kurulup kitabımı okumaya devam ettim. "DİKKAT!  AŞK ÇIKABİLİR"

  Sabah kalktığımda Hilal'in başımda dikilir bi vaziyette durduğunu görünce yorganı tekrar başıma çektim. "Uff!! Hadi kalk. Bak geç kalacaksın!" "Ya Hilal deli misin, divane misin? Çocuk cevap yazmadan gidip orada mı bekliyim?" Hilal koşarak içeriden telefonumu aldı ve mesajları açıp okuttu. 'Tabii ki gelirim. Umarım Hilal'i getirmezsin.' Mesajı okudum fakat kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum. Hilal " Bak benden utanıyor." diyerek kendini avutsa da çocuğun Hilal'den pek azetmediği apaçık ortadaydı. 

    

       Siyah bir gün daha.... Hava o kadar da açık değildi. Bulutlar güneşin üstünü bir örtü gibi kaplamış ve de hafif hafif çiselemeye başlayan yağmurla tam olmuştu. Tüm planlarının iptal olduğunu sayıklayan Hilal daha deminki neşeli Hilal'i hiç anımsatmıyordu. Üzerime fazlasıyla salaş şeyler giyip Hilal'i evde bırakarak çıktım, sonuçta benim randevum değildi. Hilal arkamdan sana güveniyorum tarzında şeyler diyince egomu tatmin etmeden duramadım. Bakırköy'e vardığımda Midpoint'e hızlı bir giriş yaptım. Adamlar Allahsız sanırım. Giriş ücreti alsalardı bir de! Berkay'ın suratını az çok fotoğraflardan tanıyordum. Tabi Hilal onu her dakika anlattığı için... Berkay'ı göremedim. Veya o kadar çok insan arasından seçememiştim. Mahcup bir şekilde masaya oturdum, belki çocuk oradaydı ve ben görmedim ayy çok ayıp oldu. Garsonu çağırırmışçasına ayağa kalktım ve etrafa baktım. Evet ordaydı, evet evet oydu. Masadan kalkıp yanına oturdum. "Merhaba ben Seda. Sen de Berkay olmalısın." "Hayır ben Berkay olmalı değilim ben Berkayım." Bu aşağı seviyedeki espriyi duyduktan sonra bu görüşmenin bi an önce sona ermesi için dua etmeye başlamıştım. Allah'ım sen beni neyle sınıyorsun. Yarabbim böyl- "Seda ben senin Hilal'e benzeyeceğini düşünmüştüm." "Berkaycım ben kardeşi değilim benzeme olasılığımız çok az." "Yani Hilal kadar çirkin olabilrisin diye düşünmüştüm." Bir dakika ya! YAVŞAK! Ben buraya arkadaşım için geliyim çocuk bana yavşasın. Offf!!! "Seda hangi liseye gidiyordun?" "OHA!" "Noldu?" "Benim acil gitmem gerekiyor. Tanrım sen bana sabır ver lütfen!" "Noldu ya nereye ben bırakabilirim istersen?" "Yok yok sen burda kimseyi görmedin tamam mı?" Orda başka bi kızla oturan Çınardı. Veya Cem de olabilirdi. Dün Cem'in giydiği tişörttü bu. Şimdi küçük bir test yapmam gerekiyordu...

KUCUK HIRSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin