Asiye 2 (Canım)

2.3K 127 26
                                    


Asiye duyduğu cümleyi anlamakta zorlanır gibi bir süre sessiz Yiğit'i süzdü. Yiğit ise o anlarda gözlerini hiç kaçırmadan Asiye'nin gözlerine bakmaya devam ediyordu. Bir süre devam eden sessiz bakışmadan sonra Asiye gülümsedi ve bir iki adım gerileyerek Yiğit'in omzuna yandan hafif vurdu:

"Demek büyükbabanı, beni durdurmak için böyle bir bahane üretecek kadar çok önemsiyorsun?"

Yiğit hiç konuşmadan Asiye'ye bakmaya devam ediyordu. Asiye, Yiğit'in aynı ciddiyette kendisine bakmaya devam etmesinden rahatsız olarak gözlerini bir anlığına odada gezindirdi. Gözleri tekrar Yiğit'i bulduğunda yine gülümsemeye çalıştı:

"Tamam ya söylemeyeceğim. Ben de büyükannem için aynı şeyi yapardım. Bu yüzden anlıyorum seni."

Yiğit yine sessiz kaldı. Gözleri bir taşı delecek kadar derin bakıyordu. Asiye bu saçma durumdan bir an evvel kurtulmak ister gibi elini kaldırıp parmağıyla ilerdeki koltuğu gösterdi:

"O halde ben gidip şurada sabahı bekleyeyim."

Sesi tedirgin ve kesik çıkmıştı. Koltuğa doğru yürümeye başladığında sonunda Yiğit çözülmüş gibi peşinden yürüdü:

"Sen yat, uyu ben koltukta otururum."

Asiye, Yiğit'in peşinden yürümesinden tedirginlik duymuştu. Yiğit ardından konuşunca "Gerek yok, ben..." diye gevelemişti ki Yiğit kendisini duymazdan gelip yanından geçerek koltuğa yöneldiğini görünce aynı anda rota değiştirdi:

"Tamam, öyleyse ben yatakta yatayım."

Yaklaşık bir dakika sonra oda derin bir sessizliğe büründü. Şimdi Asiye yatakta arkası Yiğit'e dönük uzanmışken Yiğit koltukta oturmuş dışarıyı izlemekteydi. Saatler geçti, vakit ilerledi. Ancak ne Asiye ne de Yiğit hala uyumamıştı. Asiye saatler önce aldığı itirafın gerçek olup olmadığını kafasında sorgularken Yiğit karanlığın içinde siluetten farksız Asiye'nin görüntüsünü izliyordu. Karmaşık duygular içerisindeydi. Asiye'ye itiraf etmekle iyi mi kötü mü yaptığını bilemiyordu fakat bir şeyden çok emindi. Artık geri adım atmayacaktı...

Gökyüzü karanlığın ardından aydınlığa kavuştuğunda Asiye ile Yiğit'in gözlerinde bir geceyi uykusuz sabaha bağlamanın yorgunluğu vardı. Yiğit komodinin üzerindeki saate baktıktan sonra ayağa kalktı. Bütün gece oturmaktan tutulmuş vücudunu esneterek rahatlamaya çalıştı. Asiye uykusuz gözlerle duvarı süzerken Yiğit'in hareketlendiğini duyunca gözlerini kapatıp uyuyor gibi yaptı. Yiğit vücudunu esnettikten sonra banyoya doğru yürüdü. Banyo kapısının kolunu tuttuktan sonra dönüp yatakta yatan Asiye'ye baktı. Gözlerini kapalı görünce tebessüm etti. Daha önce nasıl uyuduğuna şahit olmuş biri olarak şu an uyumadığını adı gibi biliyordu. Yine de oyunu bozmadı. Sessizce kapıyı aralayıp elini, yüzünü yıkamak için banyoya girdi. Kapı kapanır kapanmaz Asiye önce gözlerini araladı, ardından yatakta doğruldu.

Yiğit daha yüzüne ikinci suyu vurmuştu ki odanın kapısının açılıp kapandığını duydu. Durakladı, gülümsedi ve tekrar avuçlarını su dolması için akan musluğun önüne tuttu. Asiye çıktığı kapıyı sessizce yeniden kapatmıştı ki büyükbabanın "Günaydın!" sesiyle irkilerek arkasına döndü.

Büyükbaba çoktan uyanmış, yatağını toplamış, koltukta oturmuş kendilerini bekliyordu. Asiye oturduğu yerden gülümseyerek kendisine bakan yaşlı adama mukabil gülümsedi:

"Günaydın büyükbaba. Erken uyanmışsınız. İnşallah yerinizi yadırgadığınız için değildir."

Yaşlı adam, Asiye'yi analiz eder gibi süzerken cevap verdi:

AsiyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin