SimbiyoZ
/T
10.04.2018
-T-
Beşinci Bölüm: Bir Tanrı ile Simbiyoz!
..
Tavan arasına su akıtan çatının tuğlalarını düzelttikten sonra aşağı baktığımda gördüğüm şey seneler boyunca gittikçe makul gözükmeye başlamış bir uzaklıktı. Yanlış bir hareketle bacağımı kırmama neden olacak ölümcül bir yükseklik değilde sadece bir adımlık bir mesafe.
Küçüklük anılarımdan ve yakın zamanda daha tamamen törpülenmemişken sahip olduğum kişilikten tahmin ediyorum, bu yükseklik eskiden beni korkutur ve çatının yanına yaklaşmamı engellerdi.
Seneler boyunca tırmanış konusunda kendini geliştirmiş birinin ancak sahip olabileceği bir rahatlıkla, tam çatının kenarında etrafı izledim.
İki katlı evimizin yüksekliği 14-15 metre civarıydı. Sonrasını düşünmeden derin bir nefes aldım ve nefesimi verirken kendimi aşağı attım. Kalbimde normalde olacağını düşündüğüm hızlanma, heyecan, hormonsal aktiviteler kısaca hiçbir şey yoktu. Sadece etrafımdaki görüntünün kayması ve ayaklarımın yere değmesiyle sonlandı.
Hiçbir heyecan hissetmediğimden eğlenememiştim. Ölmeden önce yapmak istediklerim listemde yer alsa da boşa zaman harcadığıma karar verip bahçedeki kardeşimin yanına yürümeye başladım.
Kardeşim oyun oynuyordu ve benim diğer insanlardan farklı olduğumu bilmesini istediğim belki de tek kişiydi.
Kimseyi kızdırmak, korkutmak ya da birine hava atmak istememiş ben, kardeşine havalı bir abisi olduğunu göstermek istiyordu. Sönük, işe yaramaz ve çok ta önemi olmayan bir abiden, ortadan kaybolduğunda iyi şekilde hatırlanacak birine belki de bir kahramana dönüşmek istiyordum. Kardeşimin beni görmesini içten içe umarak çatıdan atlamıştım ve arkasına bile dönmemişti.
Yanına çömelip nereye bu kadar dikkatli baktığını gördüğümde şaşırdım.
Bir grup karıncayı izliyordu. Kafasını aşağı doğru sarkıtmışken bir anda bana dönüp parmağıyla bir yeri işaret etti. Normalde soğuklar tam bitmemişken bu havada çok fazla karınca olmasının garip olduğunu düşünen kafam, bir anda durmuş ne diyeceğini bekliyordu.
"Onu ben ezdim.
Parmağıyla gösterdiği yerdeki karıncaya bakınca rasyonalist bir şekilde rahatsız hissettim. Kim veya ne tarafından öldürüldüğünü asla bilemeyecek basit bir canlıydı.
"Bundan sonra yürürken karıncalara daha fazla dikkat etmelisin-
Bu cümleyi annemde küçükken bana bu bahçede söylemişti. İçimdeki küçüklük anımı hatırlayan tarafım cümleye devam etti.
-onlarında herkes gibi yaşamaya hakları var. Küçük olsalar da bizim gibiler.
Sözümü bitirdiğimde kardeşim gözlerini benden ayırıp kafasını iyice aşağı sarkıttı. Saçları dümdüz aşağı akmıştı ve elini hareket ettirmesine rağmen yaptığı şeyin ne olduğunu görememiştim. Kafasını tekrar kaldırdığında yerde bir karınca daha ölüydü. Daha önce hiç düşünmediğim ve annem bana aynı cümleyi söylediğinde hiç aklıma gelmemiş bir şey söyledi.
"O zaman neden onları ezdiğimizde öldürmüş gibi, cinayet işlemiş gibi hissetmiyoruz.
Küçücük sekiz yaşında bir kız için fazla doğru, fazla ruhsuz, fazla güçlü bir tanımdı. Her şekilde "fazla" olduğunu düşünürken kardeşimin bakışlarının normal olmadığını hissettim. Sağ elimle kolunu tutup gözlerine daha yakından bakarken kardeşimde garip bir şeyler olduğundan emindim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir SimbiyoZ Hikayesi
Fantasy"Peşinden koşturmadım, adını haykırmadım, sadece izledim engin maviyi." "-John" ........ Maviye çok aşık bir adamın destans...