SimbiyoZ
/T
30.04.2018
-T-
Onbirinci Bölüm: Çölün Kalbinde? (Charles)
..
Saatlerdir ağzı ve elleri bağlıyken sadece gökyüzündeki bulutların hızlı hareketlerini izlemekten sıkılmaya başlamıştı.
Düz olmayan metalik bir zeminde sırt üstü yatıyordu. Hareket edişine bakılırsa küçük bir kamyonetin arkasındaydı. Charles kalbinin hızlı attığı, kanının kaynadığı ilk dakikaları ve hemen sonrasında sinirlenip köpürdüğü ilk 1 saati hatırlayınca güldü. Yavaşça yeni bir ruh haline ulaştı. "Kabulleniş."
Vücudunu iyice serbest bırakıp kaçma fikrini aklından silerek manzaraya daldı.
Bulutların şekilleriyle zaman geçirirken acemiliğine lanet etti. Bu durumdan kurtulmasına yarayacak her şeyi denemişken herkeste ilk dakika zorlamaları olurdu ama kendi gibi eğitimli bir ajanın yapmaması ve sakin kalması gerekirdi. Gerçek hayat deneyimlerinin az olmasının bu kadar büyük etkiler oluşturacağını düşünmemişti.
Yavaşça kararan havaya ve yukarıda iyice parlayan Dolunaya bakarak düşünmeye devam etti.
İlk başta tozdan tıkanan burnu aklına takıldı. Sonraları bu görevi aldığı o yöneticiye küfür etmekle geçti. Bu durumdan kurtulduğunda azar yiyecek bir sürü kişi aklına geliyordu. Ama sonradan asıl düşünmesi gereken şeyin adını hatırladı.
"Gan!!!"
İsim aklına geldiği an kalp atışları tekrar hızlandı ve her şeyi unuturken o genç surat aklını doldurdu. Nefret ya da kindarca şeyleri değil de çocukluğundan beri uzun zamandır hissetmediği şeyleri gün yüzüne çıkarmış o yüz. Bir ajan olup babasını gururlandırmak istediği eski günlerde bile hep hissettiği ve unutmak istediği her şeyi.
Kanı tekrar kaynıyor, öfkeleniyor ve o hissi geri içine gömerek sakinleşiyordu. Ama isim aklına geldikçe tekrar ve tekrar aynı şeyler oldu. Gözünün önüne gelen o alaycı gözleri oymak isteyen tarafının yanında içinden gelen dürüst bir histe aslında bu durumun tamda hakkı olduğunu düşündü.
"Zayıf hissetmekten nefret ediyorum.."
Eskiden hep hissettiği "çaresizliği" kendine tekrar tattıran o ana geri döndü. Babasından eğitim almaya başlayıp çocukluğunun sona erdiği dönemleri düşündü. O zamanlardan beri ne kadar uğraşırsa uğraşsın hiçbir şeyde iyi olamamış kendine kızarak sulanan gözlerinin kurumasını bekledi. Bunca seneden sonra duygusallaşmaya da hakkı olmadığını düşünmek ne kadar adil olabilirdi ki?
Bir ezik olmak mıydı hak ettiği şey?! NEDEN" diye bağıramamak mıydı acaba?! Neyi hak ediyordu ki Charles acaba? Hayat ona ne verecekti bu lanet kamyonetin arkasında.
Senelerdir çoğunlukla masa başı takılıp arada teslimat işleri yaparak yaşadığı için güçsüzleşmişti. Muhtemelen şu an 6. Seviyede işe başladığı, eğitimini yeni bitirdiği eski günlerdeki haline bile denk değildi. Şirketin özel spor ve eğitim salonlarına gittiği ilk aylar çok geride kalmıştı. Babasının sıcak duruşuyla gurur duyduğu, onunla geçirdiği her andan ders çıkarmaya çalışan o küçük çocuğa ne olmuştu?
Boğazındaki garip ağrıyı hissedince kendi güçsüzlüğüne lanet ederek restoranda olanları deşmeye devam etti.
Evet, belki güçsüzdü ama karşısındaki de canavar olmasa o sikik durumdan belki kaçabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir SimbiyoZ Hikayesi
Fantasy"Peşinden koşturmadım, adını haykırmadım, sadece izledim engin maviyi." "-John" ........ Maviye çok aşık bir adamın destans...