SimbiyoZ
/T
05.04.2018
-T-
Beşinci Bölüm: Bilgili bir Aptal
..
_ ..hayal dünyası size sınırsız olasılıklar sunar. Birini seçer ve ilerlersiniz ve eğer yeterli zamanı harcarsanız kimsenin düşünmediği bir şeyler yaratabilir veya bir konuda çok yüksek ve iyi seviyelere çıkabilirsiniz.
Orta okuldaki son senemde motivasyon verdiklerini veya yardımcı olduklarını sanan rehberlik hocalarımdan biri konuşuyorken insanların çok gereksiz işlerle zaman kaybettiklerini düşündüm. Ve bana göre salak olmak bu gereksizlik için bahane olarak kabul edilemez.
"Söylediğiniz cümledeki yanlışı fark etmiyor musunuz acaba?"
Tüm sınıf benim tepki vermeme şaşırmış bana bakıyorlardı. Normalde yüzüne küfür bile edilse tepki vermeyen bana.
_Hayal gücü olasılık olarak bile bakarsak, bizim zaten sahip olmadığımız hiçbir şeyi vermez. Her şeyi yapabilme düşüncesini ve sınırsız potansiyel hayallerini bu çocukların kafalarına sokmak, sadece onlara ihanet edecek bir düş, bir gerçek değil. Bir şeye olan inançlarını desteklemeden önce bir şeye nasıl inanılır onu öğrenmeliler. Sonra istediklerini hayal edebilirler.
_Bu kadar karmaşık olmamalı Eren. Basit ama büyük bir ha-..
"Uzak doğu kişisel gelişim kitaplarındaki saçma cümlelerden birini tekrar etmeden size bir şey sormak istiyorum. Bu söylediğiniz şeyi siz benim yerimde olup bilseydiniz hayatınız farklı olur muydu? Hatta bu sözleri bu çocuklarla aynı zamanda duyduysanız ne kadar yararınıza oldu söyler misin?"
Apaçık gerçeği itiraf edemeyen ya da sadece birine haklısın diyemeyen bir yetişkin olarak lafı çevirmeye uğraşıp cevap verdi
_Bu kadar karamsar bakıyorsan ne yapabilirler?
Tepki vermeyen beni becerisiyle konuşturduğunu sanan aptal bir insancığa ders vermek önemli değildi. Daha doğru düzgün hayatında 50 kitap bile okumamış bu hava israfı yaratıklara aptal hayaller sunan bir aptala ise hiç değildi.
Bilgili bir aptal, bilgisiz bir aptaldan daha aptaldır. Bu dünyada bilgili aptal olan bildiğim tek kişi olduğum için sadece hayatımın o anında yapmam gereken şey oymuşçasına konuşmak istemiştim. Bu dünyadaki en aptal insan olarak;
"İnsan denen canlının zaten olmayan bir şeyi hayal bile edemeyeceğini bilecek kadar gözü açık olmalılar artık. Sıfırdan bir şey yaratamayız. Beyin ve iskelet sistemimizin potansiyelinin küçücük bir kısmını bile kullanamıyoruz ve en önemlisi en çok güldüğüm konuda her şeyin bizim için yaratıldığını düşünecek kadar salak bir ırkız.
Din önemlidir falan ama mantıklı bir açıdan bile süzerek onu kullanamıyorsunuz. Bu veletler önce hiçbir şey yapmadan sadece düşünmeyi öğrenmeliler! "
_Arkadaşlarına karşı çok kabasın. Ve onların ne bildiklerinden emin olamazsın!
"Bunu tartışabiliriz. Bu çocukların günde veya haftada kaç sayfa kitap okuduklarını yada eğitimlerinin ne kadar başarılı olduğunu da tartışarak konuyu daha vahim bir yere de çekebilirim!
Ne biliyorlar, nasıl biliyorlar, NEDEN BİLİYORLAR? Kendi İRADELERİ ile bilmek ve bilmemek arasındaki farkı öğrenmeleri gerekiyor. Sen ya da başkası istedi diye bu küçük boktan sınıfta oturup kafa sallayarak ezber yapmak ÖĞRENMEK Mİ, EĞİTİM Mİ yoksa sadece KÖLE YETİŞTİRMEK Mİ!"
Öğretmenimin sesi alçalmış gözlerinde rahatsız olduğunu gösteren bir sertlik oluşmuştu. Ama söylediklerimi yalanyamadı. Hayır! O aptal öğretmen bir bok bilmediğini o çocukların önünde kabul edemiyordu. Ama saçma sorularına da devam etti.
_Onları benden iyi tanıyorsundur belki ama benim fikrime katılmıyorsan senin doğru yol için düşüncen nedir?
"Benim düşüncelerim tek bir şeyi bile değiştirmez."
_Olsun gene de duymak istiyorum.
Orada hayal gücünün aslında ne olduğunu, insan zihninin boyutlarını, iç seslerin ne olduğunu, "insan" denen canlıyı, kısaca her şeyi anlatabilirdim. Onları susturabilir, onları korkutabilirdim!
Ama sadece gülümsedim ve özet geçtim.
"Bence bizler sadece hatalı ürünleriz ve bu küçüklerin yapacakları hiçbir şey ,bu gerçeği değiştiremez."
Cümleme devam edip insan denen canlıyı kısaca özetlemeyi düşündüm. "Hatalı ürünler" derken neyi kastettiğimi falan işte..
O meleğin bana söylediğinin küçücük bir kısmını. Ama bu önemsiz varlıklar için gözümü bile kırpmaya üşeniyordum. Öğretmeni pes ettirecek birkaç genel cümleden sonra da ağzımı eskisi gibi kapadım.
Şimdi hatırlıyorum da o gün o küçük sınıftan çıkarken öğretmenin gözlerini benden kaçırdığını görmüştüm. Sanırım benimle yalnız yüzleşmeye korkmuştu. Bu beni az da olsa üzmüştü.
_ Konuşma gücü gösterir. Senin düşüncelerinden ve konuşmandan korktu.
"Düşünmeden konuşmanın cezası sonradan daha fazla düşünmeye mahkûm olmamdır. Böyle bir lükse sahip değilim!"
_ Biraz aptallar ama sende onlar gibi olabilirdin.
"Teşekkür falan mı bekliyorsun!"
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir SimbiyoZ Hikayesi
Fantasía"Peşinden koşturmadım, adını haykırmadım, sadece izledim engin maviyi." "-John" ........ Maviye çok aşık bir adamın destans...