Multimedia:Emre Cengiz(Marulumuz
-Çocukları okula göndermemek için bilmem kaç sebep-
Herkes sabah onları uyandıran alarma söverken ben de beni üstüme atlayarak uyandıran kişiye sövüyordum.
"Hale kızım kalksana üstümden."
"Sen de uyan o zaman. Geç kalacağız okula." gözlerimi devirdim ve Hale'nin üstümden çektiği yorganı tekrardan üstüme aldım. "U-YAN dedim! Okula geç kalacağız hadi." dedi sinirli sinirli. Ben de homurdanarak sıcak yatağımdan kalmak zorunda kaldım. Aslında Hale'ye beni bu şekilde uyandırmanın acısını çıkarırdım ama üşeniyorum.
"Hay senin okuluna. Sıcacık yatağımla baş başa kalamıyorum onun yüzünden sen hala okul diyorsun." diye söylendim. "Tamam neyse defol git şimdi odamdan. Giyineceğim." diye devam ettirdim. Hale "10 dk'ya masada ol. Selda Sultan'ın kesin emri." kafamı yorgun bir şekilde 'tamam' anlamında salladım. Hale'nin kesin gittiğinden emin olunca tekrar yatağıma kendimi attım. Sonuçta daha 10 dakikam vardı. 5 dakikada hazırlanırsam 5 dakika daha uyuyabilirdim. Ama sonra annemin "Gizem çabuk kalk. Şu anda yüz üstü yatağında yattığını biliyorum." diye bağırdığını duyunca kalıcı olarak kalkmaya başladım. Yemin ediyorum bu dünyada bana istediğim kadar uyumak haram.
Formalarımı giydim. Saçlarım düz olduğu için çok tarama gereği duymadım hafifçe ellerimle taradım. Yaşasın düz saç.
Göz altı morluklarımı kapatmak için biraz kapatıcı sürdüm. Dudaklarıma hafif renklendirmesi için de lip balm sürdüm. Ve artık hazırdım.
Yemek masasına oturdum. Abim "Bugün Hale ile sizi okula ben bırakırım." deyince gözlerimi açtım. Ne gerek vardı şimdi böyle şeylere. "Ne gereği var abi. Zaten okul yürüme mesafesinde. Boşuna yorulma sen." dedim.
"Bak sen. Bir tanecik kardeşimin beni düşünmesi hoşuma gitti ama anlarsın sizi okula bırakmak bahane,size göz atanları dövmek şahane. Hem okul ortamını da görmüş olurum. Hocalarınla falan konuşurum belki." Yutkundum. Biliyordum böyle bir şey yapacağını. Hale'ye göz kırpttım. Beni bu durumdan kurtarması gerekiyordu.
Hale iletimi almış olacak ki "Ali Abi bugün sözlümüz var. Yürüyerek gidelim biz okula. Beynimize biraz oksijen girsin. Bir bakmışsın 100 almışız." Aslında Hale en son ki şeyi söylemeseydi gayet iyi bir kurtarmaydı. Abim "Siz ile 100 almak. Bu ne yaman çelişki." dedi. Haklıydı aslında.
"Abi ne uzatıyorsun işte ya. Sözlümüz var ve bizim de hava almamız lazım. Yani kısacası biz yürümek istiyoruz." diye saçmalığın dibini boyladım. Abim tam ağzını açacakken ben "Anne babam nerde?" diye konuyu değiştirdim. Bu abimin susmasını sağlamıştı. Annem "Toplantısı varmış. Erken çıktı o." dedi.
Abim gözlerini kısarak "Bugünlük yırttın hadi bakalım ama ilerde görüşeceğiz Gizem Hanım." diye tekrardan eski konuya döndü. Neyse ki bugünlükte olsa yırtmıştım. Çünkü dün coğrafyacı ile tartıştım. Sınav sonuçları da açıklandı. 2 gün önce de bana laf eden bir erkeğe tekme attım. Gitmiş müdüre söylemiş yavşak. Müdürden bir de azar işittim. En iyisi aile fertlerimi okuldan bir süre uzak tutmak. Yoksa annemin terlikleri,Ata'nın dalga geçmeleri,Abimin söylenmeleri,Babamın 'ben senin yaşındayken okuma şartlarım çok kısıtlıydı ona rağmen okul birincisiydim.' şeklinde olan klişe laflarına dayanamam intihar ederim.
"Görüşürüz abiciğim." dedim gözlerimi kısarak. Neyime güveniyorsam.
"Öf bir susun lan. Hepinizi çatallarım." diyerek Ata tüm dikkatleri üzerine çekti. Ama annem "Hepinizi terliklerim." diyip Ata'nın üzerinde olan ilgiyi kendine çekti.
******
Ders Coğrafyaydı. Cidden bu dersten ve öğretmeninden nefret ediyorum. Tam uykuya dalacakken telefonuma mesaj geldi.
404!:Grup ismi Bulunamadı;
Baykuş:Olum bu hoca mı çok iğrenç yoksa ders mi? Bunlar ne aq? Beynim yandı.
Ben:Kesinlikle ikisi de.
Turunçgil:Gizem ne güzel ikimiz yan yanaydık ya. Niye ayırdı ki acaba bu hoca bizi?
Ben:Neden acaba?
Hocanın bakışlarını üstümde hissettiğimde hemen telefonumu sıranın altına bıraktım. "Gizem telefonunun elimde ne işi vardı?" dedi sinirli sinirli. "Şey hocam saate bakıyordum da. Biliyorsunuz Coğrafyayı çok seviyorum umarım dersin bitmesine az kalmamıştır diye dua ede ede telefonumun saatine bakmaya çalışıyordum." Yuh yani Gizem. Sen ne çıktın öyle kızım ya. Coğrafyayı seviyorum ne. Allah'ım inşallah çarpılmam amin.
Emre de benim gibi düşündüğünden kaynaklı "Yuh! Gizem ne yaptın?" dedi. Ona ölümcül bakışlar attığımı fark edince sustu. Fethi Hoca "Saat gördüğün üzere akıllı tahtada ve onun üzerinde var. Saçmalama. Telefonunu çabuk ver. Ailenden biri gelip bunu alana kadar bende kalsa iyi olur." Dedi. İşte şimdi kesin bittim. "Hocam yapmayın etmeyin. Benim tek suçum Coğrafyayı çok sevmek. Lütfen." bugün kesinlikle benim için saçmalama günü falandı.
"Ya bunu müdüre ulaştırırım ya da onu bana güzel bir şekilde verirsin." diye tehdit edince vermek zorunda kaldım. Yani telefonu yanlış anlamayın.
......
Bu bölümde burada bitti. Acaba Gizem'in başına daha neler gelecek?Annesinin terliklerine nasıl katlanacak:)
Oy vermeyi unutmayın çikolatalarım .