Multimedia:Ata-Azra-Emir(oraya yanlışlıkla Emre yazdım. Siz Emir olarak okuyun wşöckrğğwşd)
-Eski Sevgili-
"Anne,Gizem bana küfrediyor. Rtük duysa 5 yıl içeri atar. O kadar yani." ağzımı 1 karış açtım ve "Anne ya yalan söylüyor. İnanma sen buna." diye anneme seslendim.
"Niye hemen ispitliyorsun don lastiği." bu sefer kavga ettiğim ise Ata'ydı. Sabah odama hızla girip en çok sevdiğim aksesuarımı kırmıştı. Ben de ona bir güzel küfür zincirlemesi yollamıştım. Ya da abimi 3 gündür görmediğimden bana takılan birisi çok olmamıştı ondan ben de insanlara takılıyordum. Aslında Ata pek insan sayılmaz ama neyse.
Babam "Kavga etmeyi bırakın da gelin çocuklar. Güzel bir kahvaltı edelim bari bu sabah." dediğinde Ata ile ikimiz aynı anda kapıdan çıkmaya çalıştık. Tabii ki de galip ben oldum ve ilk ben çıktım.
Babamın yanağına öpücük atıp masaya oturdum tabi otururken Ata'nın kafasına vurmayı da ihmal etmedim. "Kızım, vurmasana kafasına. Kafasına vura vura iyice mal ettin oğluşumu." sesli bir kahkaha attım. Ata'nın yüzüne baktığımda hafif kızgınlık ve hafif alaylı bir gülümseme vardı. "Oğluşum dediğine mi,yoksa beni mal yaptığına mı yanayım? Hey gidi Allah'ım hey."
Yanağına makas attım. "Oh,oğluşu. Bak orada süt var içmek ister misin?" diye dalga geçtim. "Eğv eğv." diye taklidimi yapmaya çalıştı. Eğv eğv ne ananı-- kardeşimdi lan benim. "Ablanım ben senin. Saygılı ol az." dedim. "Aramızda sadece 1 yaş var. Hah! Pabucumun ablası." annem bizim bu halimize gülüyordu. Babam ise bıkkınlıkla bizi izliyordu.
Annem "Mavişim,hadi okula git sen. Ata raporlu bugün." dedi. Ata bana 'kudur köpek' bakışı attı. "Anne ya hiç bir şeyi yok bunun ne diye rapor yazdın buna. Ben bile daha hastayım yemin ediyorum." Ata şimdi de masum insanmış gibi bakışlarla etrafa bakıyordu. Tamam gerçekten hastaydı. Dün ki ateşli hali aklıma gelmişti. Çok merhametli ablalık tarafım tuttu ve ne diyeyim acıdım şu anda ona. Bir de ateşli derken olayları farklı yerlere taşımayın. Yani hasta olan ateşlilik.
"Hadi kızım git sen. Ben de çıkarım zaten az sonra." kafamı salladım. Çantamı aldım ve Ata'nın alnına öpücük kondurdum. Ata "Anne ölüyorum galiba." deyince kafasına vurdum. "Sus be. Benim kadar iyi abla mı var?"
"Oh ölmüyormuşum." diye tepki verdi. Babam sonunda bir yaşam belirtisi vererek "Görüşürüz kızım benim." dedi. Anneme "Anne ya ben de senin hastanım. Bana da bir rapor yazsana." deyince terliklerini gösterdi. "Ben yesem onlar yemez bu yalanı. Ondan haydi okula." dediği anda alarmı aldım ve okulun yolunu isteksiz bir şekilde tuttum.
Yolda giderken yan binamıza yeni taşınan kızla karşılaştım. Taşınalı tam 2 hafta olmuştu. Abimden sonra kızla konuşmaya çalıştım. Ama kız buzprenses diyebilirim. Yani kastı sadece abime karşı değil. Sonra da daha fazla üstelemedim. Zaten abim soğuk insanlardan pekte haz almaz.
Kıza tebessüm edip tam yanından geçecekken beni durdurdu. Canlı bir gülümsemeyle "Günaydın." dedi. Şaşkınlığımı gizlemeye çalışırak ben de aynı şekilde "Günaydın." dedim.
"Gizem ya sana bir şey sormam lazım. Yani bundan çok utanıyorum ama. Öf."
"Utanmana ya da korkmana gerek yok Azra. Fazla klişe kaçacak ama insan yemiyorum." deyince rahatladığını hissettim. Hayır yani 'insan yemiyorum' deyince niye böyle oldun ki. Oradan bakınca insan yiyor gibi bir halim mi var?
"Yani sana öyle hissettirmek istemedim. Ama. Neyse ya." deyince yüzüme kızgın bir bakış yerleştirdim. "Kızım meraklandırmasana insanı. Söyle işte." meraklıyım. Hem de aşırı halde yapmayın bana şöyle şeyler.
"Abin. Abin ne zaman gelir bir daha buraya?" lan ne demişti o az önce. Abimi mi sordu bana? Hassiktir.
"Ooo. Abim diyorsun yani. Ne zaman geleceğini bilmiyorum ama istiyorsan hemen şimdi bile getirtitebilirim." dedim. "Ya Gizem yapma şöyle. Hem yanlış anladın sen beni. O anlamda sormadım." deyince gülüp "Tabi kesin öyledir. Merak etme iyi görümcelik yaparım." dediğimde bana şaşırmış gözlerle ve kızarmış suratla baktı. "Ya Gizem. Çok kötüsün." Ama ben de Gizemsem bunlar sevgili olacak.
"Yok aslında o kadar kötü değilimdir. Hem sana bir şey söyleyeyim mi? Abim de buraya gelmek için can atıyor. Tek ihtiyacı olan şey şu anda senin ona yüz vermen." dedim. Yüzü daha fazla kızarmıştı. Utandığını anlayınca çok üstelemedim ve "Okula geç kalıyorum." deyip oradan uzaklaştım.
Arkamdan "Abin gerçekten benden hoşlanıyor mu?" sesini duydum. Kafamı Azra'ya doğru çevirdim. Ve gülümseyip,cool bir yürüyüşle yürümeye başladım. Ben az önce cool demiştim değil mi? Siz orayı unutun 5 adım yürüdükten sonra önüme kocaman bir taş çıktı ve takılıp çok büyük bir düşme tehlikesi geçirdim. Düşerken beni birisi tutmuştu. Onun sayesinde düşmekten kurtuldum. Beni tutan kişiye baktım bu gerçekten çok yakışıklı birisiydi. Siz inandınız değil mi buna? Yok öyle bir şey falan. Direkt bodoslama yere düştüm. Böyle kaderin Allah belasını versin.
******
Bizimkilerle bankta oturup 'bu Türkiye'nin hali nereye gidiyor?' hakkında konuşuyorduk. Tabi Buğra o sırada beni gözleriyle yiyip bitiren karşı sınıftaki Cenk'e ve eski sevgilim Emir'e kızgın bakışlarını gönderiyordu.
Artık dayanamayıp "Buğra ilgilenmesene şunlarla." dedim. Sert bir şekilde ayağa kalktı ve "Yok ben dayanamayacağım. Şimdi sikicem belasını." dediği anda onu tuttum. "Ben ne diyorum sen ne diyorsun. Olmaz ki ama öyle Baykuşum. Uğraşma şunlarla." dedim. Beni dinleyip oturdu. "Şimdilik öyle olsun ama bir daha sana falan takışırsa çok pis döverim haberin olsun." dedi. Abim yetmiyordu zaten bir de sen çık.
Cenk ile Emir 11-E sınıfında yakın arkadaşlardı. Bugün pek iletişimlerini görmedim aslında ama Cenk'in bu yaptığı büyük piçlikten başka bir şey değildi.
Emir ile ayrılmamızın sebebi fazla iyi anlaşamamamızdı. Birbirimizi seviyorduk ama fazla kavga ediyorduk. En küçük konularda bile birbirimizi kırabiliyorduk. Genellikle bu kavgaları alay amaçlı yapıp çok büyütmüyoruk. Ama bir gün küçük bir konuyu fazla büyüttük ve ben de bunlara daha çok katlanamayacağımı söyledim. Ve ardından 'ayrılalım' cümlesini getirdim. O da 'tamam.' dedi ve bir daha hiç iletişimimiz olmadı. Evet hala ona karşı duygularım var bunu gizleyemiyorum ama eğer beni gerçekten sevseydi ne kadar ayrılalım desem bile beni asla bırakmazdı. Ben de onu bırakamayabilirdim ama o zaman çok sinirliydim. O benim artık yüzüme bile bakmamaya başlayınca yanına gidip bir daha onunla konuşamadım. Tamam belki çok ani bir çıkış göstermiştim ama 3 ay boyunca onunla konuşmayı denedim,her seferinde benden kaçtı ve ağır sözler söyledi. Ben de artık daha fazla çabalamadım. Ama hala canım yanıyor mu? Evet! Fazlasıyla.
Karşımdaki kavgayla düşüncelerimden sıyrıldım. Bir anda Cenk'in suratına yumruk atanın Buğra olduğunu sanıp korktum ama Buğra şu anda yanımda duruyordu. Kalabalıktan yüzünü tam seçemedim. Kimdi bu?
--------------
Vote vermeyi unutmayın.:)