"Eğer bunu izliyorsan ya öldüm ya da peşimde milyonlarca polis, asker falan var. Klişenin eski kitaplara benzeyen kokusu çok güzel değil mi?.." Şehrin internet vericisinin yıllık kontrolü yapılıyordu, o yüzden internet kesilmişti. Kameramda sıkılmış bir şekilde kayıtları izlerken birden Veena'nın sesini duydum.
"...Biliyorum, bunları neden yaptığımı merak ediyorsun. Anahaberlerde gördüğünde yüzünde beliren o ifadeyi net bir şekilde hayal edebiliyorum. Dehşet, korku, hayal kırıklığı..." Veena'nın pek yapmadığı şakalardan olduğunu düşünmek istedim ama, o bu tür şakalar yapacak biri değildi. Ne olduğunu anlamak istercesine kaydı geriye aldım.
"Eğer bunu izliyorsan ya ben öldüm ya da peşimde milyonlarca polis, asker ne haltsa işte ondan var..." Sorun şu ki: Veena ne ölüydü, ne peşinde polis vardı, ne de haberlere çıkmıştı. Aslında bir kere çıkmıştı, geçen ay aldığı ödül ile ilgili bir röportaj yapılmıştı. Ama bunun neden bende dehşet yaratması gerekirdi ki? Kaldığım yere geri sarıp devam ettim.
"...Hayal kırıklığı; abimizin o, aslında oldukça sıradan, gecede yaşadığı duyguydu bu belki de. Merak etme anlatmaya o geceden başlayacağım. İster sonuna kadar dinle, istersen bir polise ver kamerayı, istersen de sil bu kaydı. Artık benim için sorun olmayacaktır, ne de olsa bir ölüyüm. Değilsem de birkaç güne kalmaz olacağım. Veena yazmayın cenazeme, damarlarımda akan kan anılsın mezar taşımda..." Veena'dan, dudaklarından çıkmasını aklıma dahi yakıştıramadığım hastalıklı bir gülüş yükseldi. Nedensizce o gülüşü duymamla her zaman gözlerinde olan tehlikeli parıltı zihnimde canlandı.
"...Ama seni tanıyorum Theo, bu kaydı silmeyeceksin. Benden ne kadar nefret etsen de, ne kadar tiksinsen de, ne kadar korksan- Ah Theo, ah benim biricik ikizim; izleyeceksin çünkü benden korkuyorsun, aynı sahibinin sopasından korkan bir köpek gibi..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEENA
FantasyÇiçekler pazartesi soldu ellerinde Salı ise tekrar yaşam üflendi yapraklarına Tanrının merhametiyle değil Akan kanın rengiyle TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 06/08/2015