Şu geçen bölümle ilgili biraz sorun çıktı o yüzden bir kaç kere yayımlamak zorunda kaldım sori.
Bu bölüm biraz cringe açıkçası kusura bakmayın nxnxnd
-*-*-"Tüm gündür zihnimde boyutlar arası geziniyorsun. Uyumadın dimi dangalak." Countess dalgınlığımdan faydalanıp jelibonlarımı avuçladı.
"Psikolojim yerinde değil." Kalan birkaç jelibonu da paketten ağzıma döktüm. Aslında o videoyu gördükten sonra panikle hemen yatağa girip zıbarmıştım, normun aksine gayet uykumu almış durumdaydım.
"Noldu ki? Cian sana yine yaşlı pornosu attı di mi?" Yaşlı pornosunu hatırlayınca şöyle bir ürperdim ama Veena'nınkinin yanında BabyTV etkisi yaratıyordu. Keşke o kamera Cian'ın garip videolarıyla dolu olaydı da bu gözler o videoyu görmeseydi.
"Daha kötüsü, Veena'yı otuzbir çekerken gördüm." Tess'in suratında acımı anlayan bir ifade belirdi. Ah, tek yaptığı otuzbir çekmek olsaydı keşke, o penis biçimli objenin adını dahi anmak istemiyordum.
"Ya hani başkası olsa neyse, ama Veena lan! Sıçtığını bile hayal etmek zor oluyor bazen." Tess destek verircesine sırtıma vurdu. Aslında... Veena'yı birçok kez iş üstünde yakalamıştım. Hatta artık aynı odadaki benim varlığımdan dahi etkilenmeden otuzbir seansına devam ediyordu. Ama bu farklı bir boyutuydu işin, kardeşine özel seks kasedi çekmek Veena için bile fazla tuhaftı.
"Acını anlıyorum demek isterdim Themisto ama durum aklımda bile canlanamıyor. Veena be; bizim okul başkanı, örnek çocuk, kusursuz insan... Trajedi büyük. Tuvaleti dahi kokutmuyordur sıçarken tanrı bilir." Tess gülerek benden çaldığı jelibonlardan bir tane yedi. Oh, Veena'nın ardından tuvalete girersen cesedini çıkarırlar Tess. Okulda sıçmıyor biriktiriyor sonra da tüm evi lağıma çeviriyor. Bir de kendi odası kokmasın diye benim tuvaletime giriyordu bir aralar pezevenk. Üç gün kokusu çıkmıyordu bokunun.
"Haftalık tatil çok çabuk bitti yahu!" Cian çantasını yanıma fırlatıp bankın sırt dayama kısmının üzerine oturdu. Parlak kırmızı çoraplarını her zamanki gibi yukarı çekip pantolon paçalarını kıvırmıştı. Çorapları hep böyle gitmesine rağmen nedensizce hep gözüm takılıyordu.
"Jelibonları bitirdiniz mi?" Elimden boş paketi alıp içine baktı defalarca. Yahu, iki adım ötede kantin vardı! Tess, Cian'ın durumuna acıyıp elindeki jelibonlardan biraz verdi de kafasını paketten çıkardı çocuk.
"Themistoklaus Croir-Boisselot, dalgınsınız bakıyorum ekselansları." Ayağının ucuyla beni dürttü Cian. Bir insanın ismi nasıl bu kadar garipleştirilebilir sorusunun cevabı gibiydim. Veena'ya isim bulmuşlar sonra bana bir şeyler sallamışlardı sanki. Themistoklaus nedir arkadaş?
"Tekrarlama şu adı sinirim bozuluyor." Dedim gülerek ve derin bir iç çekişin ardından tuhaf anırma benzeri bir ses çıkardım. Hani gerinirken çıkanlardan.
"Veena'yı otuzbirde basmış." Dedi Tess gülmesini tutmaya çalışırken. Cian'dan kısa bir hönkürme duyuldu.
"Kaç santimdi bari?" Dedi Cian kıkırdayarak. Ardından Veena'nın el ayak boyutunu ve çeşitli unsurlarıyla ilgili çeşitli yorumlarını benimle paylaşmayı seçti. Cian'ı yakasından tutarak arkaya doğru eğdim. Zaten yıllardır içimde bir ukteydi Cian'ı dövmek, az daha konuşursa muradıma sonunda erecektim.
"Cian seni şuradan bir atarım." Cian gözlerini pörtletip onu sarkıtan koluma tutundu.
"Şaka yahu şaka..." Cian yola gelince yakasını bırakacaktım ki acımama değmediğini fark ettim. "...Zaten kaç santim olduğunu biliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEENA
خيال (فانتازيا)Çiçekler pazartesi soldu ellerinde Salı ise tekrar yaşam üflendi yapraklarına Tanrının merhametiyle değil Akan kanın rengiyle TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 06/08/2015