Bugün günlerden ne bilinmiyor. Hala yazda olup olmadıkları bile meçhul. Ancak yazda olduklarına dair büyük bir ipucu işte: güneş. Asfaltta yumurta kırmalık bir sıcaklık vardı dışarda. 3 dakika güneşe maruz kalan peynir tenliler anında anadan üryan zenciye dönüşebilirdi...
Sıcaklığın etkisiyle "Dondurma olsa ne güzel giderdi şimdi ha!" diye söyleniyordu Seda. Aralarında sıcağı belki de sevmeyen tek kişi Seda idi. Akdeniz'in Osmaniye'sinden geldiği için has sıcakları yaşamış biri olarak son derece haklıydı sıcağı ve güneşi sevmemekte. Küçükken köylerinin yakınındaki derede tüm gün suyla oynayarak geçirirdi günlerini. Tabi bir süre sonra yanlış tarım politikaları nedeniyle serinleme kaynakları kuruduğu için buraya gelene kadar en yakındaki ilçe olan Kadirli'deki yüzme havuzu alternatif olmuştu onun için.
Seda'dan sonra Aslı lafa atılarak ;"Iyyy Ben dondurma hiç sevmem. Hep hasta ederdi beni." dedi.
"Nasıl sevmezsin ya? Bu sevmeyenleri anlamıyorum abi. Emir'de hiç sevmezdi dondurma. Bir ısırık bile başını ağrıtır. Ağzının tadını kaçırırdı. Garipsiniz ha. Emir bi de Adana'lı olacak. Nasıl Adana'lıysa artık!"
Dondurma sevmeme muhabbeti açılınca aklına Emir geldiği için küçük bir üzüntü sarmıştı Seda'yı. Ölmeden önce kendisine söyledikleri aklına gelmiş ve canının sıkılmasına neden olmuştu. Ama Emir'in ölmeden önceki o tavırlarına rağmen Seda arkadaşlarını çok özlüyordu. Her gece yatarken aklına geliyor her sabah uyandığında yanında yatanın Aslı değilde Melis olduğunu düşünüyordu.
.
..
..."Evet gençler. Biz düşündük taşındık. Küçük bir plan hazırladık Ankara'ya nasıl ve nerden gideceğimizle ilgili."
Yaklaşık 3 saattir bu plan ile uğraşıyorlardı Murat Yağız Ferit ve Tayanç. Olabilecek en hızlı ve güvenli yolu bulmak için kırtasiyelerden buldukları harita atlas ne varsa faydalanmışlardı.
İlk belirledikleri plana göre kuzeyden Yalova-Sakarya-Düzce-Bolu-Ankara hattını takip ederek otobanı kullanacaklardı.
Ancak bu planın 2 küçük pürüzü vardı. Birincisi seçtikleri yol üzerinde ülkenin en yoğun nüfus yerleşimi vardı. Özellikle Yalova'dan Sakarya'ya kadar aralıksız yerleşim alanları olup eğer salgına yenik düşüldüyse, bu bölgelerde çok kalabalık bir ölü nüfuzu onları bekliyor demektir.
Girip çıkamamak çok büyük olası. İkinci pürüz ise Bolu Dağı Tüneli. Kapanmış olma ihtimali çok yüksek. Belkide yıkılmıştır.Tabi bu iki pürüze karşılık önemli oranda işlerine gelecek durumlar vardı. Biri yolun otoban olması. Eğer İzmir'e giderkenki gibi yol kapanmadıysa gidilebilecek en hızlı yol otoban olacak. Diğer artı ise yol üstündeki şehirlerin çokluğu ve gerektiğinde erzak ve saklanacak yer bulma olasılığı...
Normalde bu rota eskiden otobüs ile 8 saatte gidilirken araba ile 5 6 saate gidilebiliyordu. Ancak Murat ve Yağız'ın tecrübelerinden yola çıkarak bu yolun tahmini 4 gün sürmesi planlandı. Sonuçta Çanakkale Bursa arası iki buçuk saat sürerken nerden baksan 4 5 gündür Bursa'daydılar. Bu sefer yol üzerinde durup beklemek yoktu.
İkinci alternatifleri ise daha kısaydı.
Bursa-İnegöl-Bozhöyük-Eskişehir-Polatlı ve Ankara. Yaklaşık 4 saatlik bir yol.Otoban değil ancak kalabalık olma ihtimali de düşük. Tek dezavantajı yolüstünde sığanabilecekleri çok yer olmaması. Ancak 2 günde gidebilirlerdi. Tabi işler yolunda giderse.
.
..
...Murat planı sunmuş ve Aslı ile Seda'dan yorumlarını bekliyordu.
"Neden biri 4 diğeri 2 gün sürüyor. Normalde 5 saatlik yollar değil mi?"diye sordu Aslı.
Yağız burnunu kıvırıp Aslı'yı küçümser bir şekilde cevabını verdi:
"Biz Çanakkale' den geliyoz. 2 saatlik yol orası ama kaç gündür burdayız? Artık eskisi kadar basit değil yolculuk. Bizce tüm dünya şu anda bizim durumumuzda. Diğer şehirlerin Bursa'dan farkı yok. Olabilecek tüm olasılıkları koyduk plana. Maximum 2 ya da 4 diye düşünüyoruz... "Aslı aldığı cevap karşısında yutkunup köşesinde sessizce oturmaya devam etti. Seda'da Yağız'ın bu cevabından sonra sormak istediği soruyu sormaktan vazgeçti.
" Ferit sen ne düşünüyorsun? "diye ekledi Seda.
" Bana kalırsa ben Eskişehir üzerinden gitmekten yanayım. Hem daha kısa ve ihtiyaçlarımızı da en kötü Eskişehir'de karşılamaya çalışırız. Diğer tarafta çok fazla yerleşim var, kalabalıktır. Heryerde ölü bedenler vardır."
Ferit'in sözleri Seda'yı ikna etmeye yetmişti. Kararını ikinci rotadan yana verdi. Seda ikinci rotayı seçince Aslı'da ikinci rotayı seçti. Aslında Murat ve Yağız içinde ikinci rota daha mantıklıydı ama diğer rotada Gizem'in kız kardeşi Burcu vardı Sakarya' da. Amacı onuda ziyaret edip iyi olup olmadığını kontrol etmekti. Ancak herkes ikinci rotadan yana tercih yapınca bunu söylemekten vazgeçip ikinci rotaya yöneldi o da.
"Tamam o zaman. Herkes ikinci rotayı seçtiğine göre yol için ne tür hazırlıklar yapacağımızı düşünmeye başlayabiliriz."
"Dur bir dakika. Tayanç hangi rotayı seçtiğini söylemedi."
"Tayanç gelmeyecekmiş bizimle."
"Neden? Niye gelmiyor?"
"Burda kalıp yardım bekleyeceğini söyledi. Burayı bırakmak istemiyormuş."
"Saçmalamasın. Tek başına ne yapacak burada. Nasıl hayatta kalacak. Yardım gelmeyeceğini söylemediniz mi?"
"Söyledik ama gelmemekte ısrarcı.
Aslı'da Seda'da şaşkın şaşkın birbirlerine bakakaldılar. Tayanç' ın bu düşüncesi çok saçmaydı.
" Neyse ne. Gelmiyorsa kendi bilir. Yarım saat uğraştık gelmesi için ama adam kararını vermiş bi kere. O kadsr yardımından sonra onu burda bırakmak istemezdik ama yapacak birşey yok."
Artık dört kişi olarak hazırlanmaya başlamaları lazımdı. Ellerinde 2 günlük yolculuk için yeterli malzeme yoktu. Ayrıca Tayanç gelmiyeceğine göre ona da burda bir süre idare etmesi için erzak bırakmalılardı. Sonuçta 3 gündür onun evinde kalıp onun eşyalarından faydalanıyorlardı.
Böylesine uzun yolculuklar için hayati öneme sahip şeylerin başında yolculuğun hızlı ve güvenli bir şekilde olması için arabaya ihtiyaç vardır. Ve tabi benzine de. Murat'ın arabası Seda'yı buldukları gün Emir ve Melis'in peşinden giderken ki bıraktıkları yerde kalmıştı. İçinde Gizem ile birlikte. Ancak Gizem'de arabayı terkettiği için araç başıboş bir şekilde yaklaşık 400 metre ilerde bekliyordu. Yağız'ın ilk işi hemen aracın yanına gitmek oldu. Alıp geri getirecekti.
Ancak araç yerinde değildi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜ DÜNYA: BAŞLANGIÇ
Science FictionBu kurgu 2015 yılında yazılmıştır. Geri kalan tüm hikayelerden farklı konseptiyle yeni nesil hikayeye odaklanın! Salgının ilk zamanlarında salgının sebebi bilinmediği için ne gibi önlemler alınacağı hakkında bilim insanları dahil kimse ne yapılaca...