Bölüm 2*8 YENİDEN MERHABA

1.1K 93 3
                                    

Günler sonra yüzyıllık açlığımın dindiğini hissettim. Sanki daha önce hiç çorba içmemiştim. Tadı o kadar farklı geliyordu ki adeta yemek yemeyi yeniden keşfetmiştim.

Hastanedeki odam bugünün en eğlenceli odasıydı. Sürekli gelenler gidenlet, yoğun bakımdan çıkmamı kutlayan, kontrole gelen doktorlar, tanımadığım onca insan geçmiş olsuna geliyordu. Ben uykudayken Melis bayaa arkadaş edinmişdi anlaşılan. Ancak gelenler arasında Seda ve Ardanın olmayışı dikkatimden kaçmadı. Tüm gün onları beklememe rağmen bir kere bile odaya uğramadılar. En sonunda daha fazla dayanamayıp Melis e sordum neden gelmediklerini. İlk başta açıklamak istemedi sadece işleri olduğunu söylemekle yetindi. Ancak daha fazla dayanamadı ve herşeyi anlattı. Ben uyurken neler yaşanmış böyle...

Öğleden sonra hazırlanıp çıkmamız gerektiğini söyledim Melise. Tabikide kabul etmedi. Bu zamanda Görükleye gitmenin pek akıllıca olmadığını defalarca söylenip durdu. Ama Sedayı orda bırakamazdım ki. Tanımadığımız bir kız yüzünden kendi hayatını böyle tehlikeye atması tam bi aptallık göstergesi. Bu arada Ardanın da ortalarda olmaması ayrı bir muamma. Onun oraya gidip gitmediğini bilmiyordu Melis. Ancak dünden beridir ondan da haber alamıyordu.

©©©©©©

Silah sesleriyle üstlerine gelen hastalıklı insanların tek tek yere düşüşüne şahit olduğundan beri Arda böylesine derin bir nefes almamıştı. Ancak nefesinin ortasında üstüne atlayan bir askerle bir anda kendini yerde buluverdi. Ne olduğunu anlamaya fırsat bulamadan gözüne takılan tek şey ise Sedanın arkasına bile bakmadan ordan uzaklaştığıydı.

"Kimsin sen? Ne işin var burda? "

demesiyle silahını Ardaya çevirmesi bir oldu askerin.
Yüzüne çevrilmiş namlu Ardanın soğuk terler dökmesine neden oluyordu. Titremekten kekeleye kekeleye konuşmaya başlamıştı. Bu yüzden dedikleri bir türlü anlaşılamıyordu. Daha fazla hasta insan gelme ihtimaline karşı askerler Ardayı da alıp apar topar ordan uzaklaştılar. İstikamet okul girişindeki kapıydı.

Okul girişindeki yüksek korunaklı kapının önündeki güvenlik konteynerine geldiklerinde bir askeri araç onları hazır bekliyordu. Hemen araca binip kütüphanedeki güvenlik merkezine götürdüler Ardayı. Kütüphanenin 3. katındaki karargaha çevrilmiş eski arşiv bölümüne geldiler. İçerde Ardayı bekleyen yüzbaşı statüsünde uzun boylu orta yaşlarda oldukça yakışıklı bir adam vardı. Gelir gelmez direk sandalyeye oturttu Ardayı. O da bi sandalye çekip Ardanın yanına kuruldu. Oldukça sakin bir ses tonuyla Ardaya orada ne aradığını sordu. Arda ise kısık sesiyle hafifte kekeleyek arkadaşının peşinde olduğunu söyledi. Yüzbaşı ilk başta tebessüm etti ancak biranda yüzünü ekşitip Ardaya oldukça sert bir ses tonuyla orada hastalıklı insanlarla ne aradığını tekrardan sordu. Bu Ardanın iyice korkmasına neden oldu ve kekelemesinin dahada artmasına neden oldu ve söyledikleri artık hiçbir şekilde anlaşılmıyordu. Bunun üzerine yüzbaşı Ardayı odadan aldırıp en alt kattaki basım işlerindeki odaya indirtti. Asker birkaç gün burada misafir edileceğini bildirip kapıyı Ardanın üstüne kapadı....

ÖLÜ DÜNYA: BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin