-
Kate'in cesedi beklediğimden daha kötü haldeydi. Hatta beklediğimden katlarca kötü haldeydi, çünkü Gabrielle öldürüldüğünü söylerken böyle bir şey hayal etmemiştim. Bu intikam için yapılmıştı, acımasızca işkence edilmişti, hiçbir şey böyle sebepsizce yapılmazdı. Kate'in başını ne tür bir belaya soktuğunu merak ettim, kimi bu kadar öfkelendirmiş olabilirdi ki?
"Özür dilerim." dedim morgdan çıkıp kapının yanında bekleyen Gabrielle'e ulaştığımda. Bakışlarını telefonundan kaldırdı, hızla ekranı kilitledi. Ne sakladığını merak ediyordum ama beni ilgilendirmezdi. Ben kimdim ki?
"Ne için?" dedi telefonunu hızla cebine sıkıştırırken.
"Annen için?" dedim soru sorarcasına. Ne hakkında konuştuğumu biliyor olmalıydı. Bir şey söyleyecekmiş gibi ağzını açtı, ama anında kapattı. Alt dudağını ısırdı, bir şey düşünüyor gibiydi. Elbette bir şey düşünüyordu. Her zaman, çok fazla düşünüyordu ve bunun ne kadar yorucu olduğunu birinci el deneyimden biliyordum. Başımı salladım ve onu binanın dışına, arabama yönlendirdim. Arabaya binene kadar ikimiz de konuşmadık, ama emniyet kemerimi taktığımda hızla konuşmaya başladı, susmak bilmiyor gibiydi.
"Kate annem değilmiş. Annemin kardeşiymiş. Kate benim teyzemmiş, Valerie. Beni annemden kaçırmış, sonra kendi çocuğu gibi büyütmek için buraya getirmiş. Bir ablam var. Onunla tanıştım. Çok garip biri, hayatımda tanıdığım en özgüvenli insanlardan. Kate gibi. Akraba olmalarına o kadar şaşırmadım ki... Ayrıca bana benziyor. Ya da ben ona benziyorum, sonuçta benden büyük. Onun da gözleri gri, biliyor musun? Gözlerimin gri oluşunu her zaman korkunç bulmuştum ama onunkiler de öyle. Daha yeni tanıştık ama ona karşı şimdiden bir çekim hissediyorum, kan bağı bu olsa gerek? Ama annemiz ölmüş. Keşke onu tanısaydım, ama geriye sadece ablam kaldı. Hatta bir kız arkadaşı var. Adı Abigail, ama tam bir salak. Arkasından konuşmuyorum, bunu yüzüne de söyleyebilirim. Ablama sanki bir tanrıymış gibi bakıyor, acayip korkunç. Ayrıca-"
"Dur, dur, bir saniye." sözünü kestiğimde dudağını büzerek bana baktı, çok tatlı görünüyordu.
Onu öpmek istiyordum. Ama bu doğru olmazdı.
"Doğru mu anladım? Kate senin annen değil de teyzen mi?" dedim şaşkınca ona bakarken. Gözlerini devirdi.
"Evet, bunu en başta söylemiştim." dedi omuz silkerek.
"Gabrielle, bunu nereden biliyorsun?" diye sordum. Bu olduğu anda öğrenmem gereken bir şeydi.
"İki gün önce ablam ve sevgilisi geldiler. Şey, evime."
"Ve sen de onlara inandın, çünkü?"
"Görsen sen de inanırdın, Valerie. Böyle bir şeyin şakasını neden yapsınlar ki? Üstelik, Kate'i öldürdükleri göz önünde bulundurulursa bu gayet iyi bir sebep." dedikten sonra gözleri ay kadar açıldı, eli hızla ağzını kapadı. Benim de en az onun kadar şaşkın göründüğüme emindim.
"Ne?" dedim şaşkınca ona bakarken.
Başını iki yana salladı. "Öyle demek istemedim. Tabii ki öyle bir şey yok."
"Gabrielle, Kate'i kimin öldürdüğünü biliyor musun?" diye sordum ona doğru eğilirken. Gözlerini hızla dışarı çevirdi, yüz ifadesi gerilmişti.
"O benim ailemden kalan tek kişi." diye fısıldadı. "Onu asla ihbar etmem. Asla. Anlamak zorundasın, Valerie."
Arabayı çalıştırırken başımı sallamaktan başka bir şey yapmadım, kelimelerimi kaybetmiştim.
-
psikolojik sorunlarınız varsa ya da sadece konuşacak birine ihtiyacınız varsa buradayım. herhangi bir konuda, olabilecek en saçma şeyle ilgili bile konuşabiliriz. sadece burada olduğumu bilin, yalnız değilsiniz. sizi seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sunshine riptide |gxg
Short Story"sen kimsen osun ve kimse bunu değiştiremez." dedi doktor. "neden bilmiyorum ama kurtarıcım olacağınızı hissediyorum." diye cevapladı kız. bir dalga gelip ikisini de sürükledi. -hannibal isimli televizyon dizisinden ilham alınmıştır, çoğunlukla.