İstemeden Finn'in dudaklarına bakıyordum. Kendimi biraz daha geriye ittim. Ama ne kadar gidebilirdimki? Oda aynı bir dolap gibiydi. O yüzden yine de yakındık. Yaklaşık 2 dakikadır buradaydık ve ben hem korkuyor hem de sıkılıyordum. O yüzden elimi tam kapının koluna atıyordum ki Finn elimi tuttu ve hızla çekti. Ben "Ne?" dedim sessizce. Finn "Ayak sesleri var." dedi aynı şekilde. Ofladım. O sırada kapı birden açıldı ve ben çığlık attım ve kafamı Finn'in göğüsüne bastırdım. Kafamı kaldırıp baktığımda bizimkilerin bize ışık tutup kıkırdadıklarını gördüm. Derin bir nefes verdim. O sırada Finn "Tişörtümü bırakacak mısın Lucy?" dedi. Ben ona anlamsızca bir bakış attım ve elime baktım. Korkudan olsa gerek refleks ile Finn'in tişörtünü çekmiştim biraz :)
Gaten koridorda yürürken "Kesin öpüştüler." dedi. Ben "Kim?" dedim. "Siz." dedi Maggie. Yani istemedim diyemem ama olmadı öyle birşey. "Saçmalamayın." dedim. "Sıçmılımıyın" dedi Finn. Omzuna yumruk attım.
Biraz boş boş konuştuk. Artık rahattık çünkü sadece dışarıda bir bekçi vardı. Ve diğer bekçininde vardiyası bitmişti -yani biz öyle biliyorduk.- Noah "Hadi kantine inelim." dedi. Hepimiz tamam dedik. Aşağı indik ve Gaten direk çikolatalı pudinglere sald miırdı. Bende -zorda olsa- Gaten'dan bir tane almayı başardım. Hayvan gibi pudingi yemeye başladım. Finn bana gülerek bakıyordu çünkü büyük ihtimalle ağzım burnum puding olmuştu. Finn peçeteyi alıp ağızımı sildi. Gülümsedim. "Ben lavaboya gidiyorum." dedim ve oturduğum masadan kalktım. Lavaboya girdim. O sırada arkama baktığımda Finn vardı...
ÖZEL BÖLÜM GELSİN Mİ
