"Denizin ötesine gitmek isterdim."
Chanyeol önündeki denize gözlerini dikerek söylediğinde ve on dakikadır aramızda olan sessizliği bozduğunda gözümü hırçın dalgalardan alıp ona çevirdim.Denizin ötesini görmek ister gibi bakıyordu ve elindeki meyveli sütü sıkıca tutuyordu.
Bir şey demedim ve devam etmesini bekledim.Onu buraya neden getirdiğimden ve kendime bir kahve alıp onunda eline neden meyveli süt tutuşturduğumdan emin değildim.Sadce doğru olan ve yapmam gereken buymuş gibi gelmişti.Tabi iç seslerim hava koşullarından bağımsız hareket ettiğinden arabamın içinden denizi izliyor olabilirdik ama yine de o kadar kötü değildi.
"Bana neden yaşamam gerektiğini gösterecektin.Vaz mı geçtin yoksa?"Pipeti ağzında çiğneyerek bana bakarken ben de ona baktım ve gözlerim gözlerine kaymasını engelleyerek yüzüne odaklanmaya uğraştım.
"Hayır,vazgeçmedim.Sadece dalmışım."Elimdeki kahveden bir yudum daha aldım ve tekrar denize döndüm.Bir yerlerden konuya girmeli,Chanyeol'u konuşturmalı ve sorununu çözmeliydim.
"Chanyeol biz arkadaşız değil mi?"dedim bakışlarımı yine ona çevirerek.Olumlu anlamda tereddüt etmeden kafasını salladı.
"Peki o zaman bana güveniyorsun değil mi?Senin için iyi olanı istediğime?"Bu sefer bir an tereddütte kalsa da yine kafasını salladı.
"Güzel.O zaman bana neler olduğunu anlatabilirsin.Değil mi?"
"Beni buraya bunun için mi getirdin?"
"Hayır,ben sadece sana yardım etmek istiyorum.Sorunlarını çözmek için."
Huzursuz bir şekilde kıpırdandı ve ona büyük gelen kapşonlusunun içine daha çok gömülerek yüzünü sakladı.Ona doğru döndüm tamamen ve koluna dokundum."İstediğin her şeyi yapabiliriz.Sadece sana yardım etmeme izin ver."Gözlerime baktı.Kafasının içindeki düğümleri gördüm.Tereddütle bakıyordu ve bu da anlatmaya yaklaştığını gösterirdi.
"Hadi!"dedim yumuşakça omzunu sıvazlayıp elimi çektim.Derin bir nefes aldı ve gözlerini kapayıp geri açtı daha sonra da tamamen bana doğru döndü ve ellerine bakarak anlatmaya başladı.
"Aslında normal bir hayatım vardı.Yani annem ve babam çalıştığı için bir bakıcının elinde büyüdüm ama sorun bu değildi."Kafasını kaldırıp bana baktı."Bunu gerçekten sorun etmiyordum çünkü ne bileyim eğer annem evde kalsaydı ve bana baksaydı bu bakıcı gibi olurdu herhalde."Daha sonra kafasını eğip parmaklarıyla ve kucağındaki bitmiş süt kutusuyla oynamaya başladı yeniden.
"Peki ne oldu o kadına?"dedim merakla.
"Bilmiyorum,annemler beni on dört yaşımda yol bilmez iz bilmez halde İngiltere'ye yollayınca onu kovmuşlar.Bir daha haber alamadım."
Anlamış gibi kafa salladım."Daha sonra?"
"İşte on dört yaşımda eğitim için oraya gönderdiler.İlk başlarda buradan gittiğim için arkadaşlarımdan falan kopacağım için üzüldüm ama daha sonra oraya da alıştım.Yeni bir ülke,yeni dil,yeni arkadaşlar...Bir iki yıl içinde oraya da alıştım."
"Daha sonra ne oldu?"Cevap vermedi ve sustu.
"Chanyeol."dedim ve elindeki kabuk bağlamaya başlayan yaraları mahvetmeden önce ellerini tuttum.Bunu yapmamalıydım ama yaptım.Daha sonra da nazik bir şekilde gülümsedim."Hadi!"
"Peki...Birkaç yıl bu böyle devam etti.Ailemle tüm bağım banka hesabıma yolladıkları paradan ibaret.Tatillerde buraya geldiğim halde eve bile gelmiyorum.O derece koptuk birbirimizden.Fakat bir insan bir şeylerin varlığını hiç hissetmeyince yokluğunu da hissetmiyor.O yüzden umrumda değildi ikisi de.Paramı verdikleri sürece bir sorunum yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☄️☄️hard feelings ||baekyeol||☄️☄️
أدب الهواة"Seni seviyorum.Tüm varlığımla,az sonra kıyamet kopacak olsa da seviyorum.Her bakışında her dokunuşunda titriyorum baştan ayağa.Seni sarmak ve korumak istiyorum tüm dünyadan.Bana inan lütfen.Belki ikimiz de zarar göreceğiz ama ben artık bunları düşü...