HarryEvden içeriye girdiğimde yüzümdeki aptal gülümsemeye engel olamıyordum. Üç yıl sonra ilk kez mutluydum ve gülüyordum. Severine'i yeniden bulduğumdan beri bir hapise dönüşen evimde ilke kez çiçek bahçesi açmış gibi hissediyordum. O kafedeki günden sonra evime daha mutlu, daha huzurlu ve içim kıpır kıpır giriyordum. Yaşama amacımı yeniden bulmuştum.
Koşar adımlarla salona doğru ilerlerken Martha karşıma çıkmıştı. Beni böyle mutlu görmeye alıştmadığı için şu anki halim onu şaşırtmış görünüyordu.
"Bay Styles?"
"Evet, Martha?"
"Şey... İyi olduğunuza emin misiniz?"
"Kesinlikle. Kendimi hiç olmadığım kadar iyi hissediyorum."
Yanaklarım ağrıyacak şekilde gülümserken kendimi salondaki geniş koltuğa bırakmıştım. Martha beni takip ederek yanıma geldiğinde elindeki toz almaya yarayan püsklümsü aparatı sehpanın üzerine bırakmıştı.
"İstediğiniz bir şey var mı?"
"Aslında... Buzlu bir çay yapsan fena olmaz."
Göz kırparak ayaklarımı sehpaya uzattığımda başını sallamış ve salondan çıkmıştı. Ellerimi başımın altında birleştirdiğimde dudaklarım arasından kaçan kıkırtıya engel olamamıştım.
"Yeniden buraya geleceksin, Severine. Biz yeniden bir aile olacağız."
Kendi kendime mırıldanırken gözlerimi kapatmıştım. Bir süre sessizliği dinlediğimde kapı zilini duymamla gözlerimi aralamış ve telefonumdan saate bakmıştım.
Bu saatte kim gelebilir diye düşünürken ayaklanmış ve salondan çıkmıştım. Martha'nın mutfaktan çıkdığını gördüğümde göz göze gelmiş ve ona geri dönmesini işaret ederek kapıyı ben açmıştım.
"Martin?"
"Merhaba, Bay Styles. Sizi rahatsız ediyorum ama-"
"Ah, hayır. İçeriye geç lütfen."
Kapıdan çekilip, Martin'in içeriye geçmesine izin verdikten sonra beraber salona geçmiştik. Karşılıklı koltuklara oturduğumuzda Martha ondan istediğim gibi hazırladığı buzlu çayımı ve önüme koyduktan sonra teşekkür edip, Martin'e dönmüştüm.
"Bir şeyler içer misin, Martin?"
"Teşekkürler ama burada fazla kalamam gitmem gerekiyor."
"Pekala. Sen gidebilirsin, Martha."
Martha gülümseyerek bizi yalnız bıraktığında yeniden Martin'e dönmüştüm. Sol bacağımı sağ bacağımın üzerine atarken elinde tuttuğu zarfı bana uzatmıştı.
"Bu ne, Martin?"
"Benden istediğiniz şey, Bay Styles. Bayan Styles'ın ev adresini ve nerede çalıştığını öğrendim."
"Peki bu zarf?"
"Bu zarfın içerisinde Bayan Styles'ın evine girip, çıkarkenki resimleri var. Yani bir nevi gözlem yaptım diyelim."
"Anladım. Severine seni farketmedi, değil mi? Dikkatliydin?"
Emin olmak istercesine sorduğumda başını sallamıştı.
"Siz hiç merak etmeyin, Bay Styles. Kılık değiştirerek ve oldukça uzak bir mesafeden takip ettim Bayan Styles'ı."
"Güzel."
Gülümseyerek zarfı açtığımda içerisindeki fotoğrafları incelemeye başlamıştım. Severine'in bir apartmandan içeriye girerken ve çıkarkenki görüntüleri vardı. Onu geçen gün gördüğüm kitapçıda olan fotoğrafları ile beraber yine apartmanın önünde bir başka kadınla çekilen resimlerine baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not The Same 2 | H.S.
FanfictionKader onları yeniden bir araya getirdiğinde kırık parçaları birleştirmek o kadar kolay olmayacaktı. Hasar büyüktü. Yaşanılanların altında ezilen büyük bir aşk vardı ve bu şansı değerlendiremezlerse o büyük aşk, hatalarının bedelini çok ağır bir şeki...