Bölüm 9

852 63 43
                                    




Severine

Harry ile birlikte onu ilk gördüğüm kafeye gelmiştik. Robert adındaki arkadaşı da bizimle birlikteydi ancak o iki masa geride oturmayı tercih etmişti. Onu öyle gördüğümde bana her şeyi açıklamışlardı. Robert onun terapistiymiş. Olası bir kriz veya panik atak nöbetlerine karşı beni görmeye Harry ile gelmişti. Bu kadar kötü durumda olduğunu bilmiyordum. Hatta hiç düşünmemiştim. Onun için üzülmüştüm. Ben onun ağlamasına kıyamazdım nasıl bu haline dayanabilirdim ki?

Ancak bu halde olmasının tek nedeni ben değil; kendisiydi. Bir başka kadını aldatmasaydı şu an bu durumda olmazdı, olmazdık. Bu yüzden de kendimi biraz olsun rahatlatıyordum. Ne yapmışsa, kendisi yapmıştı.

"Buraya benimle konuşmak için gelmişsin?"

Aramızdaki sessizliği böldüğümde bakışlarını kahvesinden kaldırmış ve bana bakmıştı. Başını yavaşça sallamadan önce derin bir nefes almıştı.

"E-Evet."

"Ne için? Senden ayrılmamam için mi?"

Yine başını sallamıştı.

İç çekerek sandalyemde geriye doğru yaslandım ve kendini açıklamasına izin verdim.

"Benden ayrılmanı istemiyorum. Severine, bak, biliyorum yaptıklarım affedilemezdi. Sana çok kötü şeyler yaşattım. Seni kötü hissettirdim-"

"Beni kötü hissettirmedin. Sen beni öldürdün, Harry."  Başımı iki yana salladım.

Bakışlarından geçen üzüntüyü gördüm.

Ellerini saçlarından geçirirken yüz ifadesinden acı çektiği belli oluyordu.

Sanki bu acı duygusal omaktan çıkmış, fiziksel olarak onun canını yakıyormuş gibiydi.

"Ama çok pişmanım. Bunu laf olsun diye demiyorum. Gerçekten buna katlanamıyorum, Severine. Yapamıyorum. Dayanamıyorum artık. Benden ayrılmanı istemiyorum. Seni yeniden kaybetmek istemiyorum."

Sessiz kaldım. Ona herhangi bir tepki vermemeye çalışıyordum.

Verirsem kavga edecektik ve ben onun yeniden kriz geçirmesini istemiyordum.

En azından benim yanımda veya benim yüzümden...

Bakışları Robert'e kaydığında Robert başını yavaşça sallamış ve gözlerini yumup, açmıştı.

Sanırım konuşmak için ondan onay alıyordu.

"Ben seni seviyorum, Severine. Çok fazla seviyorum. Sana aşığım... Bunu anladım. Çok hata yaparak anladım. Geç oldu ama seni kaybetmeye de hazır değilim. Bana bir şans vermiştin hani? Neden beni terkettin, Severine?"

Sonlara doğru sesi kısıldığında gözlerinin dolduğunu farketmiştim.

Ağlamasın...

Yine de bu görüntü içimdeki kırık parçaları yerinden oynatmaya, tamir etmeye, onu affetmeme yetmezdi.

Bu yüzden bakışkarımı ifadesiz tutmaya çalışarak ona bakmış ve konuşmuştum.

"Sana bir şans vermedim; ders vermek istedim. Terkedilmek nasıl bir duyguymuş, kullanılmak nasıl hissettiriyormuş öğren istedim. Sen gelmediğin her gün, her gece tıpkı senin hissettiğin gibi hissettim. Çaresiz. Seviyordum ama seni geri getirmek için de gücüm yoktu."

"Kendimi bok gibi hissediyorum."

"Sen bana aşık olsaydın, gerçekten de dediğin gibi beni sevseydin zaten ilk başta bir başkasının kollarına koşmazdın."

Not The Same 2 | H.S.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin