Severine"Yarın sabah görüşürüz, tatlım."
"Pandora'yı benim için öp. Kendine dikkat etmeyi de unutma. Bu aralar seni iyi görmüyorum."
Bay Sean'in söylediklerin karşılık gülümseyerek başımı olumlu anlamda sallamıştım.
"Sadece biraz yorgunum hepsi bu. Ayrıca Pandora'yı da eve gider gitmez kocaman öpeceğim."
Ceketimi üzerime geçirdikten sonra çantamı da omzuma atmış ve Bayan Lexi'nin dükkanın kapısını kilitlemesini beklemiştik.
"İyi akşamlar, tatlım."
"Size de."
"Rob, sen Severine'e evine kadar eşlik edeceksin, değil mi?"
"Ah, inanın buna hiç gerek yok-"
"Tabii ki, baba."
"Rob-"
"İtiraz hakkın olduğunu sanmıyorum, Severine."
Omuzlarım yenilgiyle düşerken mahçup olmuş bir şekilde Bay Sean ve Bayan Lexi'ye bakıyordum.
"Hadi bakalım. Hava soğuk daha fazla üşütmeden yola koyulun."
Rob ile birlikte anne ve babasını onayladıktan sonra Bayan Lexi ile kucaklaşmış ve zıt yönlere doğru ilerlemeye başlamıştık. Evim çalıştığım kitapçının iki sokak aşağısındaydı ancak Bay Sean fazla korumacı olduğu için dükkanı geç kapattığımız günlerde beni eve yalnız bırakmıyordu. Ya kendisi eşlik ediyordu ya da Rob bizimleyse ona, beni evime bırakmasını söylüyordu. Bana karşı olan bu davranışları onları daha çok sevmeme neden oluyordu. Beni ailelerinden biri gibi görüp, kızım Pandora'yı da kendi öz torunlarıymış gibi benimsiyorlardı.
"Nasılsın? Bugün pek konuşma fırsatı bulamadık."
Rob'un sorusuna karşılık bakışlarımı botlarımdan yüzüne çevirmiştim. Gülümser bir bir şekilde bana bakarken aynı şekilde gülümsemeden edemedim.
"İyiyim. Daha doğrusu iyi olmaya çalışıyorum."
İç çekerek bakışlarımı yürüdüğümüz sokakta gezdirmiştim.
"Kocandan bir haber var mı?"
Sorduğu soru yüzümü buruşturmama neden olmuştu.
Harry'den kocam diye bahsetmelerine tahammülüm yoktu artık.
Onun soyadını kullanmayı bırakalı bile çok olmuştu.
"Lütfen ondan bu şekilde bahsetme. Onunla boşanıyorum. O artık benim kocam değil."
"Afedersin. Harry'den bir haber var mı?"
"Bilmiyorum. Haber henüz eline ulaşmamış olmalı ki kapıma dayanmadı."
"Belki de seni kovalamaktan yorulmuştur? Pes etmiştir? Kim bilir belki de boşanmayı Kabul etmiştir?"
Rob ellerini pantolonunun ceplerine koymuş bana ümit verici şeyler söylerken başımı iki yana sallamıştım. Buruk bir tebessüm de buna eşlik ediyordu.
"Bahsettiğimiz kişi Harry. Onun kitabında kolayca, çabalamadan vazgeçmek hele ki pes etmek hiç yok. Zoru oynayacaktır."
Kendi kurduğum cümleler içimi sıkarken sıkıntıyla iç çekmiştim.
"Senin bu denli kararlı olduğunu görünce eninde sonunda vazgeçecektir. Seni daha fazla üzmek istemeyecektir."
"Bilemiyorum, Rob. Bu sessizliği hiç iyiye işaret değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not The Same 2 | H.S.
FanfictionKader onları yeniden bir araya getirdiğinde kırık parçaları birleştirmek o kadar kolay olmayacaktı. Hasar büyüktü. Yaşanılanların altında ezilen büyük bir aşk vardı ve bu şansı değerlendiremezlerse o büyük aşk, hatalarının bedelini çok ağır bir şeki...